DEVİR
KREDİSİNİN AVANTAJLARI VE UYGULAMA RİSKLERİ
Grup şirketlerinin finansmanında grup içindeki bazı
şirketlerin kredibilitesi daha yüksek olduğu için genellikle bankalardan alınan
krediler grup içinde ihtiyacı olan firmalara bu şirketler üzerinden dağıtılır.
Bu işlem her zaman bire bir alınan kredinin aktarılması şeklinde olmaz. Çoğu
zaman iç kaynaklara ilişkin fonlar ile, alınan krediler ortak bir havuza
girdiği için grup şirketlerine kullandırılan krediler devir kredisi özelliğini
taşımaz. Veya devir kredisi şeklinde aktarılsa da zaman içinde devir kredisi
özellikleri kaybolabilir.
- Aktarılan Kredi Hangi Şartlarda
Devir Kredisi Özelliklerine Sahip Olur:
Krediyi
bankadan alan firmanın banka tarafından tahakkuk ettirilen faiz ve diğer
masrafları krediyi aktardığı firmaya aynen yansıtması gerekir. Yansıtma fatura
ile yapılacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken üç önemli husus bulunmaktadır.
Birincisi; krediye aracılık eden
şirketin bu işlemden bir kazanç sağlaması ve bu işlemi ticari amaçla yapması
söz konusu olmayacaktır, ikincisi; krediye ilişkin faiz, kur
farkı vb masraf tutarlarının birebir aynı olması gerekir, üçüncüsü; banka tarafından belirlenen kredi anapara ve faiz geri
ödeme vadelerinin krediyi kullanan şirkete de aynen uygulanması gerekir.
- Devir Kredilerinin Avantajları:
·
Faizleri
KDV’ne Tabi Değildir:
Alınan
banka kredilerinin yukarıda belirttiğimiz şartlarda grup şirketlerine veya bir
başka firmaya devrinde, yapılan işlemin bir finans temini hizmeti olarak kabul edilmemesi gerekir. Yapılan işlem sadece bir gider
yansıtmasıdır. Dolayısıyla yansıtılan gider eğer KDV’ne tabi değilse; ki
banka kredi faizleri KDV’ne değil BSMV’ne tabidir, yansıtma işlemi KDV’ne tabi
olmayacaktır. Örneğin damga vergisinin yansıtılması işlemi de KDV’ne tabi
değildir. Nitekim, son zamanlarda vergi
idaresinin ve öteden beri yargının görüşü de bu doğrultudadır. (MB’nin,
30.04.2002 tarih ve 50/5011-165-18956, 17.06.2002 tarih ve 50/5014-174-27627
sayılı Özelgeleri, Dn. 4. D.’nin, 24.04.1995 tarih ve E. 1995/1377, K. 1995/1377,
Dn. 7. D.’nin, 13.11.1989 tarih ve E. 1989/2546, K: 1989/2530 sayılı Kararları.)
·
Devir
Kredisi Örtülü Sermaye Sayılmadığı İçin Kredi Aktarılan Firmanın Aktaran
Firmaya Ödediği Faiz, Kur Farkı vb Tutarlar Gider Yazılabilir:
Kurumlar Vergisi Kanununun Örtülü Sermaye başlığını
taşıyan 12’nci maddesine göre şirketlerin ortaklarından veya grup
şirketlerinden yaptığı borçlanmalar yılın herhangi bir döneminde özsermayesinin
üç katını aşarsa aşan kısma isabet eden faiz, kur farkı vb tutarlar
borcu alan şirkette gider yazılamamaktadır. Bunun gerekçesi özsermayenin üç
katını aşarak önemli bir boyuta ulaşan borçlanmaların bir nevi sermaye
niteliğine büründüğü ve bunlar için ödenen faiz, kur farkı vb’nin bir nevi kar
payı niteliğinde olduğu ve bu nedenle gider yazılmaması dolayısıyla kazancın
aşındırılmasının önlenmesidir. Ancak devir kredilerinin örtülü sermaye niteliğinde
bir borçlanma sayılmayacağı maddede belirtilmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla
kredi aktarılan firmanın aktaran firmaya ödediği faiz, kur farkı vb tutarlar
gider yazılabilecektir. Bu borçlanma bankadan alınan bir kredinin devri
şeklinde değil de borcu veren şirketin kendi kaynaklarından yapıldığında örtülü
sermaye uygulaması ile karşı karşıya kalınacaktır.
- Devir Kredisi Şartlarının
Bozulması:
Yazımızın önceki bölümünde belirttiğimiz üzere eğer
krediyi aktaran firma bankanın kendisine uyguladığı faiz oranından ve vade
yapısından farklı şartlarla krediyi aktarırsa veya bu hizmeti için firmadan
ayrıca menfaat sağlarsa devir kredisi özellikleri yitirilmiş olur ve bu
durumda bu şartların yitirildiği tarihten itibaren yapılan işlem finansman
teminine yönelik bir hizmet sayılarak KDV’ne tabi tutulur. Örneğin kredi
aktarılan şirket bankanın uyguladığı vade planına uymaz ve aktaran şirkete geri
ödemesinde bir gecikmeye yol açarsa, krediyi aktaran şirketin artık bu
fonlamayı hangi kaynaklardan yaptığının bir önemi kalmaz ve alacağına piyasa
şartlarına uygun bir adatlandırma yapmak suretiyle faiz tahakkuk ettirerek
KDV’li fatura kesmek zorunda kalır. Aktarılan kredinin tutarı özsermayenin
üç katını aşıyorsa, devir kredisi özellikleri yitirildiğinde, aktarılan
kredinin örtülü sermaye sayılarak faizlerin ve kur farklarının aktarılan
firmada gider yazılamaması ve KDV’lerinin indirilememesi durumu doğabilir.
Bizim görüşümüz bu uygulamaların özelliklerin yitirildiği tarihten itibaren
hesaplanacak faizler için uygulanması yönündedir. Ancak olayı başa sarıp daha
önce hesaplanan faiz ve kur farkları için de KKEG ve indirimi mümkün olmayan
KDV uygulaması yapılmak suretiyle cezalı tarhiyat ile karşı karşıya kalma
ihtimali göz ardı edilmemelidir.
i� � l �� �U� tiği bir çek ile ödenebilir. Mal veya
hizmet karşılığı alınan müşteri çekinin tam ciro yapılması halinde çekin
arkasında isim, unvan, vergi kimlik numarası ve adresinin yazılması yeterlidir.
Hamiline düzenlenen çek de aynı şekilde ciro edilebilecektir.
Mal veya hizmet bedellerini beyaz ciro (sadece
çeki ciro edenin imzasının bulunması) ile tahsil edenler, bu çekleri için “çek alım bordrosu” düzenlemelidirler.
Bu bordroda çeki düzenleyen ya da çeki devredenin adı, soyadı, vergi kimlik
numarası ile imza ve kaşesinin bulunması gerekmektedir. Çek alım bordrosu
düzenledikten sonra bu çekler, satın alınan mal ve hizmet bedelleri karşılığı
beyaz ciro ile verildiğinde “çek teslim
bordrosu” düzenlenecektir. Bu bordrolarda da kendisine ciro yapılan
satıcının veya yetkilisinin adı, soyadı vergi kimlik numarası ile imza ve
kaşesinin bulunması zorunludur. (Çekle yapılan ödemelerde müteselsil sorumluluk
uygulamasına muhatap tutulmamak için çekin tam ciro ile devri gerekir.)
Vadeli
satışlar ile cari hesap kullanılmasında ödeme ve tahsilat
Vadeli satışlarda faturada gösterilen meblağın 8.000 YTL’nı aşması durumunda taksit tutarları banka, özel finans kurumları ve PTT aracılığıyla ödenecektir. İşletmelerin kendi ortakları ve diğer gerçek ve tüzel kişilerle olan ve herhangi bir ticari içeriği olmayan nakit hareketlerinde işlem tutarı (aynı günde aynı kişiye yapılan tahsilat veya ödemelerin toplamı veya tek bir işlem tutarı) 8.000 YTL’nı aşıyor ise bunlar da tevsik kapsamında olacaktır.
Tevsik Zorunluluğuna Uymayanlara Özel
Usulsüzlük Cezası Kesilmektedir
Sekiz bin (8.000) YTL’nı geçen tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idareleri aracılığıyla yapma zorunluluğu getirilen mükelleflerden bu zorunluluğa uymayanlara, işleme konu tutarın % 5’i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilmektedir.
Sekiz bin (8.000) YTL’nı geçen tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idareleri aracılığıyla yapma zorunluluğu getirilen mükelleflerden bu zorunluluğa uymayanlara, işleme konu tutarın % 5’i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilmektedir.