A.
KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN:
5281 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi
Kanununun 8’nci maddesine 12 numaralı bent olarak eklenen ve böylece 21 yıldan
beri geçici maddelerle düzenlenmesine son verilerek kalıcı hale getirilen
gayrimenkullerin ve iştirak hisselerinin satışından elde edilen kazanca ilişkin
istisna müessesesi esas olarak işletmelerin sermaye ihtiyaçlarını kendi iç
kaynaklarından sağlamasına yönelik bir vergisel teşvik müessesesidir.
1.1.2005 tarihinden itibaren uygulanacak
istisna hükmünün ana hatları aşağıdaki gibidir:
- İstisnadan
tam ve dar mükellefiyete tabi kurumlar yararlanabilir,
- Gayrimenkul
veya iştirak hissesi satışı söz konusu olmalıdır,
- Satılan
gayrimenkul veya iştirak hisselerinin iki tam yıl süre ile aktifte
bulunmuş olması gerekir.
- Satış
kazancı sermayeye eklenmelidir.
- Menkul
kıymet veya gayrimenkul ticareti ile uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde
bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançlara istisna
uygulanmaz.
Şimdi yukarıda saydığımız istisnadan
yararlanma koşullarının ayrıntılarına inelim:
1. İstisnadan tam ve
dar mükellefiyete tabi kurumlar yararlanabilir:
·
Dar
mükellef kurumlar da dahil olmak üzere, sermaye şirketleri, kooperatifler,
iktisadi kamu müesseseleri, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler ve iş
ortaklıkları istisnadan yararlanabilecektir.
2. Gayrimenkul veya
iştirak hissesi satışı söz konusu olmalıdır:
·
Gayrimenkullerin
tapu kütüğüne tescil edilmiş olmaları şarttır. Bu tescilin kurum adına iki tam
yıl önce yapılmış olması gerekir. Özellikle cins tashihi iki tam yıl önce
yapılmamış gayrimenkuller ancak yapı kullanma ruhsatının iki tam yıl öncesine
ait olması durumunda istisnadan yararlanabilir.
·
İştirak
hisseleri deyimi şunları kapsamaktadır: anonim şirket hisse senetleri, limited
şirket iştirak payları, eshamlı komandit şirketlerin komanditer ortaklarına ait
ortaklık payları, iş ortaklıkları ortaklık payları, adi ortaklık ortaklık
payları, kooperatif payları.
3. Satılan gayrimenkul
veya iştirak hisselerinin iki tam yıl süre ile aktifte bulunmuş olması gerekir:
·
Gayrimenkul
ve iştirak hisseleri asgari iki tam yıl (730 gün) kurumların aktifinde bulunmuş
olmalıdır.
·
Birleşme,
devir ve bölünme hallerinde ilk edinme (iktisap) tarihi olarak devir alınan,
birleşen ve bölünen kurumlardaki iktisap tarihi esas alınacaktır.
·
Kurumların
ellerinde bulunan hisse senetleri veya iştirak hisseleri dolayısıyla bedelsiz
ya da nominal bedeliyle (itibari değeriyle) yeni hisse iktisap etmeleri
durumunda, yeni hisselerin iktisap tarihi olarak eski hisselerin iktisap tarihi
dikkate alınacaktır.
·
Banka
ve diğer finans kurumlarına borçlu kurumlar ile bunların kefillerinin, bu
borçlarına karşılık borçlu oldukları banka ve finans kurumlarına devrettikleri
gayrimenkul ve iştirak hisselerinde asgari iki yıl süre ile elde tutma şartı
aranmamaktadır. Aynı şekilde banka ve diğer finans kuruluşlarının alacaklarına
karşılık olarak iktisap ettikleri gayrimenkul ve iştirak hisselerinin satışında
iki yıllık süre şartı aranmamaktadır.
4. Satış kazancı
sermayeye eklenmelidir:
·
Satıştan
doğan kazancın sermayeye ilave edilme işlemi, satışın yapıldığı yılı izleyen
ikinci takvim yılının sonuna kadar yapılmış olmalıdır. Bu süre içinde sermayeye
eklenmeyen kazanç kısmı için cezalı tarhiyat yapılır.
·
İstisnanın
uygulanacağı yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verileceği tarihe
kadar şirket yetkili organları tarafından sermayeye ilave kararının verilmesi
gerekir.
·
Eski
uygulamaya yön veren Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 28’nci maddesinde, “……..tam
mükellefiyete tabi kurumların iştirak hisselerinin veya gayrimenkullerinin
satışından doğan kazancın, satışın yapıldığı yılda kurum sermayesine ilave
edilen kısmı, kurumlar vergisinden müstesnadır. Şu kadar ki, vadeli satış
halinde, satışın yapıldığı hesap dönemini takip eden ikinci hesap döneminin
sonuna kadar tahsil edilen kazançların
tutarı; ilgili yıl kurum kazancından indirilir. Bu tarihten sonra yapılacak
tahsilat için bu hüküm uygulanmaz. İlk yapılan tahsilatın iştirak hissesi veya
gayrimenkulün maliyet bedeline ilişkin olduğu kabul edilir.” hükmü yer aldığından ve madde
gerekçesinde de istisnanın uygulanabilmesinin nakit tahsilata bağlı olduğu
yönünde açıklamalar bulunduğundan uygulama nakit tahsilat esasına göre yapılmıştır.
Ancak 1.1.2005 tarihinden geçerli olmak
üzere KVK’nun 8’nci maddesine 12’nci bend olarak eklenen hükümde tahsilat şartının
varlığına ilişkin bir ifade yer almamaktadır. Yeni hükme göre, istisnanın
uygulanabilmesi için, hem peşin hem de vadeli satışlarda, satış kazancının sermayeye
ilavesinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar
yapılması yeterli olup, tahsilat gerçekleşmese dahi istisnanın uygulanabileceği
görüşündeyiz. Yeni hükümde (KVK md 8/12) yer alan “Vadeli satış halinde, ilk
yapılan tahsilatın iştirak hissesi veya gayrimenkulün maliyet bedeline ilişkin
olduğu kabul edilir.” hükmünün maddenin bu halinde herhangi bir anlam ifade
etmediği düşüncesindeyiz. Ancak uygulamada Bakanlığın konu ile ilgili görüşünü
açıklamasını beklemekte yarar bulunmaktadır. 2005 yılı kurumlar vergisi
beyannamesinin verilme tarihine kadar konu netleşmez ise beyanname ihtirazi
kayıtla verilip yargıya başvurulabilir.
·
Eski
uygulamadan farklı olarak, kooperatifler, iktisadi kamu müesseseleri, dernek ve
vakıflara ait iktisadi işletmeler, iş ortaklıkları ve dar mükellef kurumların
elde ettikleri istisnaya tabi satış kazancını sermayeye eklemeleri şartı aranmamaktadır.
Bu kaznçlar özel bir fon hesabında tutulur.
·
Sermayeye
eklenen veya fon hesabında tutulan kazançların beş yıl içinde, herhangi bir
suretle işletmeden çekilmesi, dar mükellef kurumlar tarafından yurt dışına
transfer edilmesi veya bu süre içinde işletmelerin tasfiyesi (devir, birleşme
ve bölünme halleri hariç) halinde, bu kazançlar o yılın kazancı sayılarak
vergiye tabi tutulur.
5. Menkul kıymet veya
gayrimenkul ticareti ile uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları
değerlerin satışından elde ettikleri kazançlara istisna uygulanmaz:
·
Menkul
kıymet veya gayrimenkul ticareti ile uğraşan kurumların ticaretini yapmak
amacıyla elinde bulundurmadığı (örneğin şirket merkezi olarak kullanılan bina
veya iştirak veya bağlı ortaklığa ait hisseler) değerlerin satışından elde
ettikleri kazançlara istisna uygulanabilecektir.
B.
KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN:
Gayrimenkul ve iştirak hisseleri satış
kazancı istisnası Kurumlar Vergisi Kanununda yapılan düzenlemeye paralel
olarak, Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4 ncü maddesine (r) bendi eklenmiştir.
- Katma
Değer Vergisi Kanunundaki düzenleme Kurumlar Vergisi Kanununa atıf
yapmaksızın bağımsız bir şekilde düzenlendiği için istisnayı kurumlar
vergisi ve katma değer vergisi açısından ayrı ayrı uygulamak mümkündür.
- Katma
değer vergisi açısından satış kazancını sermayeye ekleme şartı
bulunmamaktadır. Dolayısıyla zararına satışlarda da KDV istisnasından
yararlanmak mümkündür.
- İstisnaya
tabi gayrimenkul ve iştirak hisselerinin alışlarında yüklenilen KDV’ler için
iade veya mahsup (tam istisna) öngörülmemiş olmakla birlikte, kısmi
istisna uygulaması da yumuşatılarak, satışın yapıldığı tarihe kadar
indiririm yoluyla giderilemeyen KDV’lerin istenirse gelir veya kurumlar
vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınabileceği
belirtilmiştir. Burada gelir vergisi matrahı olarak sözü edilen matrahın,
kurumlar için söz konusu olamayacağından kanun metninde yazım hatası
olduğunu düşünüyoruz.
C.
BSMV, HARÇ VE DAMGA VERGİSİ YÖNÜNDEN:
- Tapu
ve kadastro harcı istisnasına son verilerek bu kapsamdaki gayrimenkul
satışları harca tabi olmuştur.
- Banka
ve Sigorta Muameleleri Vergisi istisnası 6802 sayılı Gider Vergileri
Kanununun 29’ncu maddesine eklenerek korunmuştur.
- Eski
düzenlemeden farklı olarak damga vergisi istisnası da getirilmiştir. Damga
Vergisi Kanununun istisnaları düzenleyen 2 sayılı tablosuna eklenen bir
fıkra ile Kurumlar Vergisi Kanununun 8/12 nci maddesi kapsamındaki
işlemler için düzenlenen kağıtların damga vergisinden istisna olduğu
belirtilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder