Bir önceki yazımızda, 6183
sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda yapılacak değişiklik
tasarısından bahsederken, anonim ve limited şirketlerin malvarlığından
alınamayan veya alınamayacağı anlaşılan amme alacağının limited şirketlerde
hisseleri oranında ortaklardan, anonim şirketlerde ise yönetim kurulu
üyelerinden alınacağını belirtmiştik.
Limited şirketlerde amme
borcundan ortaklarla birlikte kanuni temsilcilerin de sorumlu olduğunu
vurgulamamız gerekir. Yani limited
şirketi temsil ve ilzam yetkisi verilmiş müdürler ortak olmasalar da amme
borcundan sorumludur. Üstelik bu sorumlulukları ortaklar gibi hisseleri
oranında değil borcun tamamını kapsar.
Limited şirketlerde amme
borcu önce şirketin malvarlığından aranır, şirketten alınamazsa veya
alınamayacağı anlaşılırsa (değişiklik tasarısıyla eklenmesi düşünülen ibare) ortaktan
veya müdürlerden aranır. Bazı görüşlere göre ortak ve müdürler amme borcundan
müteselsilen sorumludur ve takiplerinde herhangi bir öncelik sırası yoktur. Bu
durumda ortaktan veya müdürlerden tahsil edilen amme alacağı diğerinin borç
miktarını azaltacaktır.
2005 yılında verilmiş bir
Danıştay kararında; limited şirkette şirketin malvarlığından alınamayan amme
alacağının önce şirket anasözleşmesi veya genel kurul (ortaklar kurulu) kararı
ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kılınmış kanuni temsilcilerden aranacağı eğer böyle bir kanuni temsilci bulunmuyorsa
şirket işlerini birlikte idare ve şirketi temsile mecbur ortakların kanuni temsilci
sıfatıyla takip edileceği belirtilmiştir.
Burada Türk Ticaret
Kanununun 540 ncı maddesinde limited şirketlerde aksi kararlaştırılmış
olmadıkça, ortakların hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idareye ve
şirketi temsile yetkili ve zorunlu olduklarını belirtmek isteriz.
2001 yılında verilmiş
Danıştay Dava Daireleri Kararında; limited şirketlerden tahsil olanağı
bulunmayan vergi borçlarının öncelikle
müdürden (kanuni temsilci) aranması gerektiği, kanuni temsilcilerden tahsil
edilememesi halinde de konulan sermaye ile sınırlı olarak ortakların mal
varlığından alınması, eğer şirketi temsile yetkili bir şirket müdürü olmadığı
takdirde ortakların her birinin müdür sıfatıyla sorumlu olacakları ve bu
sorumluluğun her bir ortağın vergi borçlarının tamamından sorumluluğu anlamına
geldiği belirtilmiştir.
Maliye Bakanlığı’nın
30.6.2007 tarihinde yayınladığı seri:A sıra:1 nolu Tahsilat Genel Tebliğinde de
yargı kararlarına paralel bir düzenleme yapılmıştır. Tebliğde; aksi
kararlaştırılmış olmadıkça limited şirket ortaklarının hep birlikte müdür
sıfatıyla şirket işlerini idareye ve şirketi temsile yetkili ve zorunlu
oldukları, bu yüzden kanuni temsilci
sıfatıyla bir müdür atanmamışsa, ortakların hepsinin sermayedeki hisseleri
oranında değil, kanuni temsilci sıfatıyla borcun tamamından müştereken ve
müteselsilen sorumlu olacakları belirtilmiştir.
Görülüyor ki limited
şirket ortakları açısından şirkete kanuni temsilci sıfatıyla bir müdür atamanın
veya müdür açısından bu sıfatı taşımanın önemi çok büyükt