28 Mart 2008 Cuma

LİMİTED ŞİRKETLERDE MÜDÜR OLMANIN ANLAM VE ÖNEMİ




Bir önceki yazımızda, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda yapılacak değişiklik tasarısından bahsederken, anonim ve limited şirketlerin malvarlığından alınamayan veya alınamayacağı anlaşılan amme alacağının limited şirketlerde hisseleri oranında ortaklardan, anonim şirketlerde ise yönetim kurulu üyelerinden alınacağını belirtmiştik.
Limited şirketlerde amme borcundan ortaklarla birlikte kanuni temsilcilerin de sorumlu olduğunu vurgulamamız gerekir. Yani limited şirketi temsil ve ilzam yetkisi verilmiş müdürler ortak olmasalar da amme borcundan sorumludur. Üstelik bu sorumlulukları ortaklar gibi hisseleri oranında değil borcun tamamını kapsar.
Limited şirketlerde amme borcu önce şirketin malvarlığından aranır, şirketten alınamazsa veya alınamayacağı anlaşılırsa (değişiklik tasarısıyla eklenmesi düşünülen ibare) ortaktan veya müdürlerden aranır. Bazı görüşlere göre ortak ve müdürler amme borcundan müteselsilen sorumludur ve takiplerinde herhangi bir öncelik sırası yoktur. Bu durumda ortaktan veya müdürlerden tahsil edilen amme alacağı diğerinin borç miktarını azaltacaktır.
2005 yılında verilmiş bir Danıştay kararında; limited şirkette şirketin malvarlığından alınamayan amme alacağının önce şirket anasözleşmesi veya genel kurul (ortaklar kurulu) kararı ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kılınmış kanuni temsilcilerden aranacağı eğer böyle bir kanuni temsilci bulunmuyorsa şirket işlerini birlikte idare ve şirketi temsile mecbur ortakların kanuni temsilci sıfatıyla takip edileceği belirtilmiştir.
Burada Türk Ticaret Kanununun 540 ncı maddesinde limited şirketlerde aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ortakların hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idareye ve şirketi temsile yetkili ve zorunlu olduklarını belirtmek isteriz.
2001 yılında verilmiş Danıştay Dava Daireleri Kararında; limited şirketlerden tahsil olanağı bulunmayan vergi borçlarının öncelikle müdürden (kanuni temsilci) aranması gerektiği, kanuni temsilcilerden tahsil edilememesi halinde de konulan sermaye ile sınırlı olarak ortakların mal varlığından alınması, eğer şirketi temsile yetkili bir şirket müdürü olmadığı takdirde ortakların her birinin müdür sıfatıyla sorumlu olacakları ve bu sorumluluğun her bir ortağın vergi borçlarının tamamından sorumluluğu anlamına geldiği belirtilmiştir.
Maliye Bakanlığı’nın 30.6.2007 tarihinde yayınladığı seri:A sıra:1 nolu Tahsilat Genel Tebliğinde de yargı kararlarına paralel bir düzenleme yapılmıştır. Tebliğde; aksi kararlaştırılmış olmadıkça limited şirket ortaklarının hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idareye ve şirketi temsile yetkili ve zorunlu oldukları, bu yüzden kanuni temsilci sıfatıyla bir müdür atanmamışsa, ortakların hepsinin sermayedeki hisseleri oranında değil, kanuni temsilci sıfatıyla borcun tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları belirtilmiştir.
Görülüyor ki limited şirket ortakları açısından şirkete kanuni temsilci sıfatıyla bir müdür atamanın veya müdür açısından bu sıfatı taşımanın önemi çok büyükt

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder