30 Mayıs 2008 Cuma

GÜNCEL NOTLAR VE HATIRLATMALAR (Ba Bs Formları, Yabancı Sermayeli Kuruluşların Bilgi Verme Dönemi)



  1. 5 Haziran 2008 Tarihine Kadar Verilecek Ba ve Bs Formlarına Dikkat
Maliye Bakanlığı, Vergi Usul Kanunu’nun verdiği yetki çerçevesinde, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını Ba ve Bs formları ile bildirmelerini zorunlu kılmıştır.
2007 yılına ilişkin olarak düzenlenen Ba ve Bs bildirim formlarının 05.06.2008 tarihine kadar verilmesi gerekmektedir.
2008 ve izleyen yıllarda düzenlenecek Ba ve Bs bildirim formlarının aylık dönemler halinde verilmesi zorunluluğu getirilmiştir. Bildirimlerin aylık dönemler halinde düzenlenerek, izleyen ayın beşinci gününden itibaren bir sonraki ayın beşinci günü akşamına kadar verilmesi gerekmektedir.
2008 yılı Ocak, Şubat ve Mart dönemlerine ilişkin olarak ayrı ayrı düzenlenen Ba ve Bs bildirim formları, bir defaya mahsus olmak üzere 05.06.2008 tarihine kadar verilebilecektir.
Formların Önemi
Formlar Maliye Bakanlığı bilgi işlem merkezi tarafından bazı çapraz kontroller için kullanıldığı için bu kontroller sırasında tespit edilen çelişki bilgiler firmanın vergi incelemesine alınmasına neden olabileceği için önemlidir.
Formların müşteri ve satıcılarla mutabakat temin edilerek hazırlanmasında fayda vardır.
Öte yandan formlarda bildirilen alım ve satım tutarları ile KDV beyannamelerinde bildirilen matrah ve indirim tutarlarının birbirine uygun olması gerekir.
Ba formlarında bildirilen satıcılardan VEDOP’un sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyen veya kullanan mükellefler listesinde yer alan var ise firmanın incelemeye sevk edilmesi kuvvetle muhtemeldir.
Formların Doldurulmasına İlişkin Hatırlatmalar
Bildirim sınırı 2007 yılı için yıllık katma değer vergisi hariç 30.000 YTL’dir.
Bildirim sınırı 2008 yılı için katma değer vergisi hariç aylık 8.000 YTL’dir. Bu tutarlar bir kişi veya kurumdan yapılan, yıllık veya aylık toplam tutarı ifade etmektedir.
Limitin altında kalan alış ve satış bedelleri toplamı her iki formda da "Diğer Mal ve Hizmet Bedeli Toplamı" bölümüne yazılacaktır. Ödeme kaydedici cihazlar kullanılmak suretiyle yapılan satışların toplamı da KDV hariç tutarlar olarak bu tabloya dahil edilir.
Haddi aşan ithalat ve ihracat işlemlerinin de bildirim formlarına yazılması gerekir.
Herhangi bir mal ve hizmet alımına bağlı olarak doğan ve fatura düzenlenmek suretiyle yansıtılan kur farkları bildirimlere dahil edilir.
KDV'ye tabi olmayan alış ve satışların bildirilip bildirilmeyeceğine ilişkin bir belirleme olmamakla birlikte bu türden faturaya bağlanmış mal ve hizmet alım satımlarının da bildirimlere dahil edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Müstahsil makbuzu düzenlenerek yapılan alımlar Form Ba’ya gelir vergisi tevkifatı yapılmadan önceki brüt tutarları ile dahil edilir.
  1. Yabancı Sermayeli Kuruluşlarda Mayıs Ayında Bilgi Verme Zorunluluğu
17.06.2003 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu ile doğrudan yabancı yatırımların gerçekleştirilmesinde izin ve onay sistemi bilgilendirme sistemine dönüştürülmüş ve 1954 yılından beri uygulanmakta olan 6224 sayılı Yabancı Sermaye Teşvik Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır.
4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu kapsamında bulunan yabancı sermayeli şirketler ve diğer kurum ve kuruluşlar tarafından her yıl Mayıs ayı sonuna kadar bildirimde bulunulması zorunluluğu getirilmiştir.
20.08.2003 tarihli Resmi Gazete'de yayımlan Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu Uygulama Yönetmeliği 5. maddesinde, Kanun kapsamındaki şirket ve şubeler;
  • Sermayelerine ve faaliyetlerine ilişkin bilgileri anılan yönetmeliğin ekinde bulunan "Doğrudan Yabancı Yatırım İçin Faaliyet Formu" çerçevesinde yıllık olarak her yıl en geç mayıs ayı sonuna kadar,
  • Sermaye hesabına yapılan ödemelere ilişkin bilgileri yine aynı yönetmelik ekinde yer alan "Doğrudan Yabancı Yatırımlar İçin Sermaye Bilgi Formu" ile, ödemeyi takip eden 1 ay içinde,
  • Mevcut yerli veya yabancı ortakların kendi aralarında veya şirket dışındaki herhangi bir yerli veya yabancı yatırımcıya yaptıkları hisse devirlerine ilişkin bilgiler anılan yönetmeliğin ekinde yer olan "Doğrudan Yabancı Yatırımlar İçin Hisse Devri Bilgi Formu" çerçevesinde ve hisse devrinin gerçekleşmesini müteakip en geç 1 ay içinde,
Hazine Müsteşarlığı Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü'ne  bildirmek zorundadırlar.
Bu Kanun kapsamında bulunmayan şirketler ise;
  • Şirkete yabancı bir yatırımcının iştirak etmesi,
  • Şirketin yaptığı sermaye artışına şirket dışındaki bir yabancı yatırımcının iştirak etmesi suretiyle hisse devrinin gerçekleşmesi ve şirketin kanun kapsamına girmesi halinde hisse devirlerine ilişkin bilgileri "Doğrudan Yabancı Yatırımlar İçin Hisse Devri Bilgi Formu" çerçevesinde ve hisse devrinin gerçekleşmesini müteakip en geç 1 ay içinde Hazine Müsteşarlığı Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğüne bildirmek durumundadırlar.
Yabancı sermayeli kuruluşların Türkiye’deki irtibat büroları;
  • Her yıl en geç mayıs ayı sonuna kadar, büronun geçmiş yıl faaliyetleri hakkında, anılan yönetmeliğin ekindeki "İrtibat Bürolarının Faaliyetlerine İlişkin Bilgi Formu" doldurularak Hazine Müsteşarlığı'na gönderilir. Forma büronun geçmiş yıl harcamalarının yurtdışından gönderilen dövizlerle karşılandığına ilişkin belgeler de eklenir.
  • Kuruluş izni alan irtibat bürosu vergi dairesi kayıt belgesinin bir örneğini en geç 1 ay içinde Hazine Müsteşarlığı Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü'ne gönderirler.

  1. Ücretlerin Bankadan Ödenme Zorunluluğu Başlıyor:
8 Mayıs 2008 günü Resmi Gazete’de yayınlanan 5754 sayılı Kanun ile işverenler çalıştırdıkları kişilerin ücretlerini mutlaka banka aracılığıyla ödeyecekler. İşverenler ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakı, Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödeyeceklerdir.
Uygulamanın esasları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı’ndan sorumlu Devlet Bakanlığı tarafından müştereken hazırlanacak bir yönetmelikle belirlenecek. Yönetmelikte ücret ve bu gibi ödemeleri bankadan yatırmak zorunda olan işverenler tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurlar dikkate alınarak belirlenecektir.
Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını zorunlu tutulduğu halde özel olarak açılan banka hesabına ödemeyenlere bu durumda olan her işçi ve her ay için 100 YTL idari para cezası uygulanacaktır.



22 Mayıs 2008 Perşembe

İSTİHDAM PAKETİ VE PRİM AFFI HAKKINDA



Kamuoyunda "İstihdam Paketi" olarak bilinen "İş Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Öngören 5763 sayılı Yasa” 15 Mayıs 2008 günü TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmiş ve Cumhurbaşkanının onayına sunulmuştur. Yasada 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na eklenen geçici maddeler ile prim affı da getirilmiştir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının ifadesine göre toplam prim alacaklarının tutarı 43.5 milyar YTL olup, bunun 10.8 milyar YTL’si SSK, 25.9 milyar YTL’si Bağ-Kur, 6.7 milyar YTL’si ise Tarım Bağ-Kur alacağıdır. Amaç bu alacak stokunu azaltmak, ancak anlaşılan o ki; (rakamlar da bunu teyit ediyor) 2006 yılındaki prim affı pek bir işe yaramamış görünüyor.
Yapılan düzenleme, borçlarını 2006 yılında çıkarılan 5458 sayılı Kanuna göre yeniden yapılandıranlardan taksitlerini ödeyememiş olup yapılandırmaları bozulmuş olanları da kapsamaktadır
Hangi SSK Borçları Kapsam Dahilinde:
  • Yeni adıyla Sosyal Güvenlik Kurumu’na borçlu olanların 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa göre takip edilen ve başvuru tarihine kadar tahakkuk ettiği halde ödenmemiş olan 2008 Mart ve önceki dönemlere ilişkin sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası, sosyal yardım zammı borçları,
  • Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ayın sonuna kadar müracaat edilmiş olması kaydıyla 31.03.2008 tarihine kadar bitirilmiş olan özel bina inşaatı ile ihale konusu işlerden Sosyal Güvenlik Kurumunca yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda yeterli işçilik bildiriminde bulunulmadığı anlaşılanların fark işçiliğe ilişkin borçları,
  • İsteğe bağlı sigortalıların 2003 Mayıs ila 2008 Mart dönemleri arasında isteğe bağlı sigortalılıklarının devam ettiği süre içindeki prim borçları,
  • Avukat-Noter ve yurtdışına işçi götüren müteahhit gibi topluluk sigortasına tabi olanların 2008 Mart ve önceki dönemlere ilişkin malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına ait prim borçları,
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden iki ay içinde yazılı olarak başvurulması kaydıyla, peşin veya 24 aya kadar eşit taksitler halinde ödenecek.
Hangi Bağ-Kur Borçları Kapsam Dahilinde
  • 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu ile, 2926 sayılı Tarım Bağ-Kur Kanunu gereğince, sigortalı olanların 31.03.2008 tarihine kadar olan prim ve sosyal güvenlik destek prim borçları
Kanunun yürürlüğünden itibaren 2 ay içinde müracaat edilmesi halinde peşin veya 24 aya kadar eşit taksitler halinde ödenebilecek.
Peşin Ödeyenlerin Avantajı:
Peşin ödeme tercihinde, borç aslının tamamı ve başvurunun yapıldığı ayın sonuna kadar sosyal güvenlik mevzuatının ilgili hükümlerine göre hesaplanan gecikme cezası ve gecikme zammının yüzde 15’i başvuru tarihini takip eden bir ay içinde ödenmelidir. Bu durumda, gecikme cezası ve gecikme zammının kalan yüzde 85’i silinecektir.
Taksitle Ödeme:
Taksitle ödeme tercihinde, borç asıllarına başvurunun yapıldığı ayın sonuna kadar sosyal güvenlik mevzuatının ilgili hükümlerine göre hesaplanan gecikme cezası ve gecikme zammının; 12 aya kadar taksitlendirmelerde yüzde elli beşi, 12 aydan çok taksitlendirmelerde yüzde otuzu silinecektir.
2006 Yılında 5458 sayılı Kanuna Göre Borçlarını Taksitlendirenler:
  • Borç taksitlerini düzenli ödememeleri nedeniyle, yapılandırma hakkını kaybedenlerin taksit hakları, Kanun’un Resmi Gazete’de yayımını izleyen iki ay içinde müracaat etmek şartıyla yapılandırmaları yeniden canlandırılacaktır.
  • 5458 sayılı Kanun gereğince borçlarını yapılandıranlar borçlarını zamanında ödemiş olsunlar veya olmasınlar bu yasadaki peşin ödeme seçeneğinden yararlanabileceği gibi taksitli ödeme seçeneğinden de yararlanabilecektir.
  • Yeni getirilen haklardan yararlanmak üzere başvuran borçluların, kapsama giren borçları nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu’na yaptıkları itirazlardan ve yargı nezdinde sürdürdükleri davalardan feragat etmeleri ve ihtilaf yaratmamaları şarttır.
Hacizler kaldırılacak
Borçları nedeniyle, taşınır ve taşınmaz mallara konulan hacizler ile alınan teminatlar yapılan ödemeler nispetinde, üçüncü şahıslar nezdindeki hak ve alacaklarla ilgili hacizler ise ilk taksitin ödenmesinden sonra tümüyle kaldırılacaktır.
Yasayla Yapılan Diğer Düzenlemeler:
  • Asıl İşveren – Alt İşveren (Taşeron) İlişkisi Yazılı Olacak
Yasayla, asıl işveren ile alt işveren (taşeron şirket) arasında kurulan ilişkinin yazılı yapılması şartı getiriliyor.
Buna göre, iş alan alt işveren, kendi iş yerinin tescili için asıl işverenden aldığı yazılı işverenlik sözleşmesini, gerekli belgelerle, çalışma bölge müdürlüklerine bildirecek. Bölge müdürlüğünce tescili yapılan bu iş yerine ait belgeler, gerektiğinde iş müfettişlerince incelenecek. İnceleme sonucunda muvazaalı (danışıklı) işlemin tespiti halinde, bu tespite ilişkin gerekçeli müfettiş raporu, işverene tebliğ edilecek.
İşveren, bu rapora, tebliğ tarihinden itibaren 6 iş günü içinde yetkili iş mahkemesine itiraz edebilecek. İtiraz üzerine verilen kararlar, kesin sayılacak.
Eğer itiraz edilmemiş veya mahkeme, danışıklı işlemin tespitini onamışsa, tescil iptal edilecek. Alt işverenin işçileri, başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçileri sayılacak.
Yaptığı işle ilgili bölge müdürlüklerine bildirimde bulunmayan alt işverene, çalıştırdığı her işçi için 150 YTL, iş yerini muvazaalı olarak bildiren asıl işveren ile alt işveren veya vekillerine ayrı ayrı 10 bin YTL idari para cezası verilecek.
  • Özel Sektör İşverenleri Terör Mağduru ve Eski Hükümlü Çalıştırma Zorunluluğundan Kurtuluyor
Halen zorunlu çalıştırma oranları; kamu işyerlerinde özürlüler için %4, eski hükümlüler için %2 olarak; özel sektör işyerlerinde özürlüler için %3, eski hükümlüler için %1, terör mağdurları için de %2 olarak uygulanmaktaydı.
Yeni düzenlemeyle İş Kanunundaki özürlü, eski hükümlü ve terör mağdurlarının çalıştırılma zorunluluğuna da yeni düzenleme getirilerek, eski hükümlü ve terör mağdurları için işverene getirilen zorunlu istihdam kaldırılıyor.
Özel sektör işverenleri 50 veya daha fazla işçi çalıştırdıkları iş yerlerinde yüzde 3 özürlü, kamu iş yerlerinde ise yüzde 4 özürlü ve yüzde 2 eski hükümlü işçiyi, meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştıracaklar.
Özel sektör işverenlerince çalıştırılan özürlü işçilerin prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin tamamı Hazinece karşılanacaktır. İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak 506 sayılı Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmesi ve sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarın ödenmiş olması şarttır. İşveren tarafından ödenmesi gereken primlerin geç ödenmesi halinde, Hazinece Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılacak ödemenin gecikmesinden kaynaklanan gecikme zammı, işverenden tahsil edilir. Hazinece karşılanan prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı tarafından müştereken belirlenecektir.
  • Gençlerin ve Kadınların Sigorta Primi İşveren Hisseleri İşsizlik Sigortası Fonu Tarafından Karşılanacak
18 yaşından büyük ve 29 yaşından küçük olanlar ile yaş şartı aranmaksızın kadınlardan; bu maddenin yürürlük tarihinden önceki altı aylık dönemde prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalılar dışında olması şartıyla, bu maddenin yürürlük tarihinden önceki bir yıllık dönemde işyerine ait prim ve hizmet belgelerinde bildirilen ortalama sigortalı sayısına ilave olarak bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içinde işe alınan ve fiilen çalıştırılanlar için; prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin;
a) Birinci yıl için yüzde yüzü,
b) İkinci yıl için yüzde sekseni,
c) Üçüncü yıl için yüzde altmışı,
d) Dördüncü yıl için yüzde kırkı,
e) Beşinci yıl için yüzde yirmisi
         İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanır.
İşveren hissesine ait primlerin İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanabilmesi için işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak 506 sayılı Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmesi ve sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanmayan işveren hissesine ait tutarın ödenmiş olması şarttır. Bu maddeye göre işveren tarafından ödenmesi gereken primlerin geç ödenmesi halinde, İşsizlik Sigortası Fonundan Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılacak ödemenin gecikmesinden kaynaklanan gecikme zammı, işverenden tahsil edilir.
İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanan prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz.
Bu maddeyle düzenlenen destek unsurundan diğer ilgili mevzuat uyarınca ayrıca yararlanmakta olan işverenler; aynı dönem için ve mükerrer olarak bu destek unsurundan yararlanamaz. Bu durumda, işverenlerin tercihleri dikkate alınmak suretiyle uygulama, destek unsurlarından sadece biriyle sınırlı olarak yapılır.
  • Tüm Çalışanların İşveren Hissesi Primlerinin Beş (5) Puanlık Kısmı Hazine Tarafından Karşılanacak
506 sayılı Kanuna tabi sigortalıların aynı Kanunun 73 üncü maddesine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanacaktır.  
İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin; çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak aylık prim ve hizmet belgelerini yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna vermeleri, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarı yasal süresinde ödemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır.
Hazinece karşılanan prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz.
Bu maddeyle düzenlenen destek unsurundan diğer ilgili mevzuat uyarınca ayrıca yararlanmakta olan işverenler; aynı dönem için ve mükerrer olarak bu destek unsurundan yararlanamaz.

Sonuç
İstihdam paketindeki düzenlemelerin, eksik olmasına rağmen “kümesteki kaz” olarak tabir edilen kayıtlı mükellefleri biraz olsun ferahlatacak dolayısıyla istihdamı olumlu etkileyecek bir adım olduğunu düşünüyoruz. Düzenleme ile getirilen affı ise tek tek bakıldığında çok önemli bir fırsat, ancak ülkenin hukuk sistemi açısından önemli bir zaafiyet olarak görüyoruz.

8 Mayıs 2008 Perşembe

ELEKTRONİK FATURA KAYIT SİSTEMİ




Vergi Usul Kanunumuzun mükerrer 242/2 nci maddesinde elektronik defter, kayıt ve belgelerin oluşturulması, kaydedilmesi, muhafazası ve ibrazı konusunda, mükerrer 257/1-3 ncü maddelerinde muhasebe usul ve esaslarını tespit, defter ve belgelerin mahiyet, şekil ve ihtiva etmesi gereken bilgilerin belirlenmesi, defter, kayıt ve belgelerin elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması, saklanması ve ibrazı konusunda, 227 nci maddesinde belgelerde bulunması gereken bilgilerin belirlenmesi konusunda Maliye Bakanlığı’na yetkiler verilmiştir.
Maliye Bakanlığı yayınladığı 361 Nolu VUK Genel Tebliği ile, elektronik defter ve belgelerin oluşturulması, kaydedilmesi, iletilmesi, muhafazası ve ibrazına ilişkin usul ve esasları belirlemiş, ancak bu Tebliği yürürlükten kaldıran “Elektronik Fatura Kayıt Sistemi ile ilgili VUK Genel Tebliği Taslağı”nı internet sitesine koyarak önceki düzenlemeden vazgeçtiği ve yeni bir düzenleme yapma niyetinde olduğunu ortaya koymuştur.

Elektronik Fatura kayıt Sistemi Nedir?
Elektronik Fatura Kayıt Sistemi, faturalara ait ikinci nüshaların kağıt ortamında saklanması zorunluluğunu ortadan kaldıran, faturalara ait birinci nüshaların elektronik ortamda oluşturulması ve alıcılara iletilmesine imkan sağlayan bir sistemdir. Bu sistemde elektronik belge olarak düzenlenen faturalarda bulunan bilgiler belirlenen standartlarda ve elektronik ortamda Gelir İdaresi Başkanlığına aktarılır.

Sistemden Nasıl Yararlanılacaktır?
1.    Başvuru:
Başvuruda bulunmak isteyen mükelleflerin aşağıda yeralan şartlara uymaları gerekmektedir.
  • Bilanço esasına göre defter tutmak
  • Tüm faturaların elektronik ortamda düzenlenebildiği, arşivlenebildiği ve aktarılabildiği yazılım ve donanımı içeren bir bilgi islem sistemine sahip olmak
  • Sahip olunan bilgi işlem sisteminin etkin bir şekilde yönetilebilmesi ve işletilebilmesi için gerekli sayı ve nitelikte personel bulundurmak
  • Sahip olunan bilgi islem sistemine ait süreçlere ilişkin gerekli iç denetim mekanizmalarını oluşturmak, teknik ve fiziki güvenliği sağlamak
  • Bilgi işlem sistemi dahilinde kullanılan tüm yazılım ve donanım unsurları ile fatura düzenleme süreçlerine, iç denetim mekanizmalarına ve güvenlik önlemlerine ilişkin açıklamaları ve detayları ayrıntılı bir şekilde dokümanlara bağlamak
  • Bilgi işlem sistemini oluşturan her türlü donanımı Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde ve Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarının geçerli olduğu alanlarda bulundurmak
Bu şartlara uyan mükellefler sistemden yararlanmak için, sahip oldukları bilgi işlem sistemi ile fatura düzenleme süreçlerine ilişkin ayrıntılı açıklamaları içeren bir raporu Gelir İdaresi Başkanlığı’na göndermek suretiyle başvuruda bulunacaklardır.
 
     2.   Test Aşaması
 
Test Aşaması, mükellefler tarafından sunulan bilgilerin Başkanlıkça değerlendirilmesi  sonucunda elektronik fatura kayıt sistemine geçiş sürecinin eksiksiz bir şekilde oluşturulması amacını taşımaktadır. Test aşaması, başlangıç tarihinden itibaren en fazla altı ay sürebilir. Bu süre içerisinde başarılı olamadığı kendisine bildirilen mükellefler bildirimi izleyen bir yıl içerisinde sisteme tekrar başvuru yapamazlar.
  
     3.   Protokol Aşaması:
 
Test aşamasını başarı ile tamamlayan mükellefler, Başkanlık ile imzalayacakları Protokol sonrasında sistemden yararlanmaya başlarlar. Uygulamaya geçilmesi ile birlikte, bilgi işlem sistemi aracılığıyla elektronik belge olarak düzenlenen faturalara ait bilgilerin belirlenen format ve standartlarda internet üzerinden Başkanlığa aktarılması süreci başlar. Bu faturalara ait ikinci nüshaların kağıda aktarılarak saklanması zorunluluğu ortadan kalkar.
Veri Aktarımı:
Sistemden yararlanan mükelleflerin uygulamaya başladıkları andan itibaren ilgili verileri Başkanlığa aktarması (Veri aktarım protokolü çerçevesinde) esastır. Veri aktarımı faturanın düzenlendiği günün sonun kadar yapılacaktır. Fatura bilgilerinin Başkanlığa aktarılması sırasında, elektronik imzanın kullanılması zorunludur. Bilgiler teknik sorunlar nedeniyle aktarılmazsa DVD-R ortamında Başkanlığa iletilecektir. Elektronik ortamda düzenlenen faturalara ait her türlü verinin, vergi kanunları ve diğer kanuni düzenlemelerin kağıt nüshalar için öngörmüş olduğu süreler dahilinde muhafaza ve ibraz yükümlülüğü bulunmaktadır. Veri düzenlemesi ve muhafazasının yapıldığı donanım (server) Türkiye sınırları içinde ve TC Kanunlarının geçerli olduğu alanlarda olacaktır. Taşınmalardan önce Başkanlığa bilgi verilecektir. Faturaların kağıt ortamında da görüntülenebilmesine ve alınabilmesine izin verilecektir.
Faturaların Alıcılara İletilmesi: 
Faturaların alıcılara ulaştırılması için iki yöntemden en az birisi seçilecektir.
  1. Elektronik Fatura Kayıt Sistemi dahilinde oluşturulan faturaların birinci nüshalarının alıcılara kağıt olarak teslim edilmesi
  2. Elektronik Fatura Kayıt Sistemi dahilinde oluşturulan faturaların birinci nüshalarının elektronik veya manyetik ortamda iletilmesi alıcının açık rızası olması şartıyla mümkündür. Alıcı basılı olarak isterse basılı olarak verilmesi zorunludur.

Protokolün Feshi: 
  • Fatura bilgilerinin Başkanlığa mazeretsiz aktarılmaması,
  • Mazeret halinde mazeretin giderilememesi veya Başkanlıkça haklı bulunmaması,
  • Fatura bilgilerinin sürekli DVD-R olarak aktarılmaya başlanması,
  • Kademeli geçiş halinde süreçlerin tamamlanamaması,
hallerinde protokol fesh edilecektir. Protokolün feshedilmesi durumunda mükellefler fesih tarihinden itibaren 10 gün içinde Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre kağıt ortamında fatura düzenlemeye ve saklamaya başlayacaktır.

Elektronik Fatura Kayıt Sistemine Geçiş Yapan Firmalar: 
  1. Avea İletişim Hizmetleri A.Ş.
  2. TTNet Anonim Şirketi
  3. Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş.
  4. Türk Telekomünikasyon A.Ş.
  5. Vodafone Telekomünikasyon A.Ş.
Görüldüğü üzere bu firmalar bulundukları sektörün özelliği nedeniyle çok sayıda fatura düzenleme zorunluluğunda olan firmalar olup bu sistem bu mükellefler için zaman ve para tasarrufu sağlayacaktır.