Kamuoyunda "İstihdam Paketi" olarak
bilinen "İş Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Öngören 5763
sayılı Yasa” 15
Mayıs 2008 günü TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmiş ve Cumhurbaşkanının onayına
sunulmuştur. Yasada 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanunu’na eklenen geçici maddeler ile prim affı da getirilmiştir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının ifadesine göre toplam
prim alacaklarının tutarı 43.5 milyar YTL olup, bunun 10.8 milyar YTL’si SSK,
25.9 milyar YTL’si Bağ-Kur, 6.7 milyar YTL’si ise Tarım Bağ-Kur alacağıdır.
Amaç bu alacak stokunu azaltmak, ancak anlaşılan o ki; (rakamlar da bunu teyit
ediyor) 2006 yılındaki prim affı pek bir işe yaramamış görünüyor.
Yapılan
düzenleme, borçlarını 2006 yılında çıkarılan 5458 sayılı Kanuna göre yeniden
yapılandıranlardan taksitlerini ödeyememiş olup yapılandırmaları bozulmuş
olanları da kapsamaktadır
Hangi SSK Borçları Kapsam Dahilinde:
- Yeni adıyla Sosyal Güvenlik
Kurumu’na borçlu olanların 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa göre
takip edilen ve başvuru tarihine kadar tahakkuk ettiği halde ödenmemiş
olan 2008 Mart ve önceki dönemlere
ilişkin sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası, sosyal
yardım zammı borçları,
- Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ayın sonuna kadar müracaat edilmiş
olması kaydıyla
31.03.2008 tarihine kadar bitirilmiş olan özel bina inşaatı ile ihale
konusu işlerden Sosyal Güvenlik Kurumunca yapılan ön değerlendirme,
araştırma veya tespit sonucunda yeterli
işçilik bildiriminde bulunulmadığı anlaşılanların fark işçiliğe ilişkin
borçları,
- İsteğe bağlı sigortalıların 2003
Mayıs ila 2008 Mart dönemleri arasında isteğe bağlı sigortalılıklarının devam ettiği süre içindeki prim
borçları,
- Avukat-Noter ve yurtdışına işçi
götüren müteahhit gibi topluluk sigortasına
tabi olanların 2008 Mart ve önceki dönemlere ilişkin malullük, yaşlılık ve
ölüm sigortalarına ait prim borçları,
Bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden iki ay içinde yazılı olarak
başvurulması kaydıyla, peşin veya 24 aya
kadar eşit taksitler halinde ödenecek.
Hangi Bağ-Kur Borçları Kapsam Dahilinde
- 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu ile,
2926 sayılı Tarım Bağ-Kur Kanunu gereğince, sigortalı olanların 31.03.2008 tarihine kadar olan prim ve
sosyal güvenlik destek prim borçları
Kanunun
yürürlüğünden itibaren 2 ay içinde müracaat edilmesi halinde peşin veya 24 aya kadar eşit taksitler
halinde ödenebilecek.
Peşin Ödeyenlerin Avantajı:
Peşin
ödeme tercihinde, borç aslının tamamı
ve başvurunun yapıldığı ayın sonuna kadar sosyal güvenlik mevzuatının ilgili
hükümlerine göre hesaplanan gecikme
cezası ve gecikme zammının yüzde 15’i başvuru tarihini takip eden bir ay
içinde ödenmelidir. Bu durumda, gecikme
cezası ve gecikme zammının kalan yüzde 85’i silinecektir.
Taksitle Ödeme:
Taksitle
ödeme tercihinde, borç asıllarına başvurunun yapıldığı ayın sonuna kadar sosyal
güvenlik mevzuatının ilgili hükümlerine göre hesaplanan gecikme cezası ve gecikme zammının; 12 aya kadar taksitlendirmelerde
yüzde elli beşi, 12 aydan çok taksitlendirmelerde yüzde otuzu silinecektir.
2006 Yılında 5458
sayılı Kanuna Göre Borçlarını Taksitlendirenler:
- Borç taksitlerini düzenli
ödememeleri nedeniyle, yapılandırma hakkını kaybedenlerin taksit hakları,
Kanun’un Resmi Gazete’de yayımını izleyen iki ay içinde müracaat etmek
şartıyla yapılandırmaları yeniden
canlandırılacaktır.
- 5458 sayılı Kanun gereğince
borçlarını yapılandıranlar borçlarını zamanında ödemiş olsunlar veya
olmasınlar bu yasadaki peşin ödeme
seçeneğinden yararlanabileceği gibi taksitli ödeme seçeneğinden de
yararlanabilecektir.
- Yeni getirilen haklardan
yararlanmak üzere başvuran borçluların, kapsama giren borçları nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu’na yaptıkları
itirazlardan ve yargı nezdinde sürdürdükleri davalardan feragat etmeleri ve
ihtilaf yaratmamaları şarttır.
Hacizler kaldırılacak
Borçları
nedeniyle, taşınır ve taşınmaz mallara konulan hacizler ile alınan teminatlar yapılan ödemeler nispetinde, üçüncü
şahıslar nezdindeki hak ve alacaklarla ilgili hacizler ise ilk taksitin ödenmesinden sonra tümüyle kaldırılacaktır.
Yasayla Yapılan
Diğer Düzenlemeler:
- Asıl İşveren – Alt İşveren (Taşeron)
İlişkisi Yazılı Olacak
Yasayla, asıl işveren ile alt işveren (taşeron
şirket) arasında kurulan ilişkinin yazılı yapılması şartı getiriliyor.
Buna göre, iş alan alt işveren, kendi iş yerinin
tescili için asıl işverenden aldığı yazılı işverenlik sözleşmesini,
gerekli belgelerle, çalışma bölge müdürlüklerine bildirecek. Bölge müdürlüğünce
tescili yapılan bu iş yerine ait belgeler, gerektiğinde iş müfettişlerince
incelenecek. İnceleme sonucunda muvazaalı (danışıklı) işlemin tespiti
halinde, bu tespite ilişkin gerekçeli müfettiş raporu, işverene tebliğ
edilecek.
İşveren, bu rapora, tebliğ tarihinden itibaren 6 iş
günü içinde yetkili iş mahkemesine itiraz edebilecek. İtiraz üzerine verilen
kararlar, kesin sayılacak.
Eğer itiraz edilmemiş veya mahkeme, danışıklı
işlemin tespitini onamışsa, tescil iptal edilecek. Alt işverenin işçileri,
başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçileri sayılacak.
Yaptığı işle ilgili bölge müdürlüklerine bildirimde
bulunmayan alt işverene, çalıştırdığı her işçi için 150 YTL, iş yerini
muvazaalı olarak bildiren asıl işveren ile alt işveren veya vekillerine ayrı
ayrı 10 bin YTL idari para cezası verilecek.
- Özel Sektör İşverenleri Terör
Mağduru ve Eski Hükümlü Çalıştırma Zorunluluğundan Kurtuluyor
Halen zorunlu çalıştırma oranları; kamu işyerlerinde
özürlüler için %4, eski hükümlüler için %2 olarak; özel sektör işyerlerinde
özürlüler için %3, eski hükümlüler için %1, terör mağdurları için de %2 olarak
uygulanmaktaydı.
Yeni düzenlemeyle İş Kanunundaki özürlü, eski
hükümlü ve terör mağdurlarının çalıştırılma zorunluluğuna da yeni düzenleme
getirilerek, eski hükümlü ve terör mağdurları için işverene getirilen
zorunlu istihdam kaldırılıyor.
Özel
sektör işverenleri 50 veya daha fazla işçi çalıştırdıkları iş yerlerinde yüzde
3 özürlü, kamu iş yerlerinde ise yüzde 4 özürlü ve yüzde 2 eski hükümlü işçiyi,
meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştıracaklar.
Özel sektör işverenlerince çalıştırılan özürlü
işçilerin prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait
işveren hisselerinin tamamı Hazinece karşılanacaktır. İşveren hissesine ait
primlerin Hazinece karşılanabilmesi için işverenlerin çalıştırdıkları
sigortalılarla ilgili olarak 506 sayılı Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet
belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmesi ve
sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden
tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarın ödenmiş olması
şarttır. İşveren tarafından ödenmesi gereken primlerin geç ödenmesi
halinde, Hazinece Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılacak ödemenin gecikmesinden
kaynaklanan gecikme zammı, işverenden tahsil edilir. Hazinece karşılanan
prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet
unsuru olarak dikkate alınmaz. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve
esaslar Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Hazine
Müsteşarlığı tarafından müştereken belirlenecektir.
- Gençlerin ve Kadınların Sigorta
Primi İşveren Hisseleri İşsizlik Sigortası Fonu Tarafından Karşılanacak
18
yaşından büyük ve 29 yaşından küçük olanlar ile yaş şartı aranmaksızın
kadınlardan; bu maddenin yürürlük tarihinden önceki altı aylık dönemde prim ve
hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalılar dışında olması şartıyla, bu maddenin
yürürlük tarihinden önceki bir yıllık dönemde işyerine ait prim ve hizmet
belgelerinde bildirilen ortalama sigortalı sayısına ilave olarak bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren
bir yıl içinde işe alınan ve fiilen çalıştırılanlar için; prime esas kazanç
alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin;
a) Birinci yıl için yüzde yüzü,
b) İkinci yıl için yüzde sekseni,
c) Üçüncü yıl için yüzde altmışı,
d) Dördüncü yıl için yüzde kırkı,
e) Beşinci yıl için yüzde yirmisi
İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanır.
İşveren
hissesine ait primlerin İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanabilmesi için
işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak 506 sayılı Kanun
uyarınca aylık prim ve hizmet
belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmesi ve
sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden
tutarı ile İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanmayan işveren hissesine ait
tutarın ödenmiş olması şarttır. Bu maddeye göre işveren tarafından ödenmesi
gereken primlerin geç ödenmesi halinde, İşsizlik Sigortası Fonundan Sosyal
Güvenlik Kurumuna yapılacak ödemenin gecikmesinden kaynaklanan gecikme zammı,
işverenden tahsil edilir.
İşsizlik
Sigortası Fonundan karşılanan prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru
olarak dikkate alınmaz.
Bu
maddeyle düzenlenen destek unsurundan
diğer ilgili mevzuat uyarınca ayrıca yararlanmakta olan işverenler; aynı
dönem için ve mükerrer olarak bu destek unsurundan yararlanamaz. Bu durumda,
işverenlerin tercihleri dikkate alınmak suretiyle uygulama, destek
unsurlarından sadece biriyle sınırlı olarak yapılır.
- Tüm
Çalışanların İşveren Hissesi Primlerinin Beş (5) Puanlık Kısmı Hazine
Tarafından Karşılanacak
506
sayılı Kanuna tabi sigortalıların aynı Kanunun 73 üncü maddesine göre malullük,
yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına
isabet eden tutar Hazinece karşılanacaktır.
İşveren
hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin;
çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak aylık prim ve hizmet belgelerini yasal süresi içerisinde Sosyal
Güvenlik Kurumuna vermeleri, sigortalıların tamamına ait sigorta
primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan
işveren hissesine ait tutarı yasal
süresinde ödemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve
bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır.
Hazinece
karşılanan prim tutarları gelir ve
kurumlar vergisi uygulamalarında gider
veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz.
Bu
maddeyle düzenlenen destek unsurundan
diğer ilgili mevzuat uyarınca ayrıca yararlanmakta olan işverenler; aynı
dönem için ve mükerrer olarak bu destek unsurundan yararlanamaz.
Sonuç
İstihdam paketindeki düzenlemelerin, eksik olmasına
rağmen “kümesteki kaz” olarak tabir edilen kayıtlı mükellefleri biraz olsun
ferahlatacak dolayısıyla istihdamı olumlu etkileyecek bir adım olduğunu
düşünüyoruz. Düzenleme ile getirilen affı ise tek tek bakıldığında çok önemli
bir fırsat, ancak ülkenin hukuk sistemi açısından önemli bir zaafiyet olarak
görüyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder