MEVZUATTA GEÇEN HAFTA
- YURT İÇİNDEN GÜMRÜKSÜZ SATIŞ
MAĞAZALARINA YAPILAN MAL TESLİMLERİ KDV’NE TABİ OLACAKTIR, BU MAĞAZALAR
TARAFINDAN YAPILAN TESLİMLER İSE KDV’DEN İSTİSNADIR
06 Ekim 2009 tarihinde yayımlanan 52 nolu KDV
Sirkülerinde, gümrüksüz satış mağazalarına yurtiçinden yapılan mal teslimleri
ile bu mağazalar tarafından yapılan İşlemlerin KDV karşısındaki durumu irdelenmiştir.
1.1.
Yurtiçinden Yapılacak Mal Teslimleri
KDV Kanununun 11/1-a maddesinde ihracat teslimleri
vergiden istisna edilmiş olup, 12 nci maddesinin 1 inci fıkrasına göre bir
teslimin ihracat teslimi sayılması;
- Teslim yurt dışındaki bir müşteriye veya bir
serbest bölgedeki alıcıya ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine
yapılması,
- Teslim konusu mal Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden
çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest bölgeye vasıl olmalı ya da
yurt dışındaki müşteriye gönderilmek üzere yetkili gümrük antreposuna
konulması,
koşullarının gerçekleşmesine bağlanmıştır.
Gümrük mevzuatına göre, gümrük antreposu sayılan
gümrüksüz satış mağazalarının T.C. gümrük bölgesi içinde faaliyet gösterdikleri
kabul edilmektedir. Bu çerçevede söz konusu mağazalara yurt içinden yapılan
teslimler, T.C. gümrük bölgesinden geçerek yurt dışındaki bir müşteriye vasıl
olmadığından, hukuken ihracat teslimi sayılmamaktadır. Dolayısıyla, gümrüksüz
satış mağazalarına yurt içinden yapılacak teslimler Katma Değer Vergisi
Kanununun 1/1 inci maddesi gereğince katma değer vergisine tabidir.
Burada çıkış gümrüklerindeki gümrüksüz satış
mağazalarında satılan mallar için, yurt dışındaki müşteriye gönderilmek
üzere yetkili gümrük antreposuna konulması hükmünden hareketle KDV
istisnasının uygulanması daha doğru olurdu.
1.2.
İthalat İşlemleri
Katma Değer Vergisi Kanununun ithalat istisnasını
düzenleyen 16 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile;
- 4458 sayılı Gümrük Kanununun 167 nci maddesi [(5)
numaralı fıkrasının (a) alt bendi ile (7) numaralı fıkrası hariç] kapsamında
gümrük vergisinden muaf veya müstesna malların ithali,
(c) bendi ile de;
-Gümrük Kanunundaki transit ve gümrük antrepo
rejimleri ile geçici depolama ve serbest bölge hükümlerinin uygulandığı
malların teslimi,
katma değer vergisinden istisna edilmiştir.
Bu hükümler çerçevesinde, gümrük mevzuatı uyarınca gümrük
antreposu sayılan gümrüksüz satış mağazalarının gerçekleştirdikleri mal
teslimleri Katma Değer Vergisi Kanununun 16 ncı maddesinin birinci fıkrasının
(c) bendi uyarınca katma değer vergisinden müstesnadır.
Ayrıca, gerçek kişiler tarafından gümrüksüz satış
mağazalarından katma değer vergisinden istisna olarak satın alınan bu malların,
Gümrük Kanununun 167 nci maddesinin birinci fıkrasının 4 (150 EURO'yu geçmeyen
eşyanın ithali) ve 6/a numaralı bentleri kapsamında ithali de (değeri 430
EURO'yu geçmemek üzere yolcuların beraberindeki hediyelik eşya)Katma Değer
Vergisi Kanununun 16 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca katma
değer vergisine tabi değildir.
- YURT İÇİNDEKİ ÖTV MÜKELLEFLERİ
TARAFINDAN GÜMRÜKSÜZ SATIŞ MAĞAZALARINA YAPILAN MAL TESLİMLERİ ÖTV’NE
TABİDİR, ÖTV İSTİSNASI UYGULANARAK İTHAL EDİLEN MALLARIN BU MAĞAZALAR
TARAFINDAN TESLİMİ İSE ÖTV’DEN İSTİSNADIR
06 Ekim 2009 tarihinde yayımlanan 9 nolu ÖTV
Sirkülerinde, gümrüksüz satış mağazalarında yapılan işlemlerin ÖTV karşısındaki
durumu irdelenmiştir.
4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 1/1 inci
maddesinin; (a) bendiyle Kanuna ekli (I) sayılı listedeki malların
ithalatçıları veya rafineriler dahil imal edenler tarafından teslimi, (c)
bendiyle de (II) sayılı listedeki kayıt ve tescile tabi olmayanlar ile (III) ve
(IV) sayılı listelerdeki malların ithalatı veya imal ya da inşa edenler
tarafından teslimi, bir defaya mahsus olmak üzere ÖTV'ye tabi tutulmuştur.
Kanunun 5/1 inci maddesi ile bu Kanuna ekli
listelerdeki malların ihracat teslimleri:
-Teslimin yurt dışındaki müşteriye yapılması,
-Teslim konusu malın T.C. gümrük bölgesinden
çıkması,
şartıyla vergiden müstesna tutulmuştur. Bu maddede
yurt dışındaki müşteri tabirinin; ikametgahı, işyeri, kanuni ve iş merkezleri
yurt dışında olan alıcılar ile yurt içinde bulunan bir işletmenin yurt dışında
faaliyet gösteren şubelerini ifade ettiği belirtilmiştir. Malın ihraç edilmeden
önce herhangi bir şekilde değerlendirilmek üzere yurt içinde alıcıya tesliminin
ihracat sayılmayacağı aynı maddede hükme bağlanmıştır.
Kanunun 7 nci maddesinin 6 numaralı bendiyle, Gümrük
Kanununun 167 nci maddesi (5 numaralı fıkrasının (a) bendi ile 7 numaralı
fıkrası hariç) kapsamında gümrük vergisinden muaf ve müstesna olan malların
ithali ÖTV'den de istisna edilmiştir. 4458 sayılı Gümrük Kanununun 167 nci
maddesinin birinci fıkrasının; 4 numaralı bendiyle değeri 150 EURO'yu geçmeyen
eşyanın ithali, 6 numaralı bendinin (a) alt bendiyle de değeri 430 EURO'yu
geçmemek üzere yolcuların beraberindeki hediyelik eşya gümrük vergisinden muaf
tutulmuştur.
Ayrıca ÖTV Kanununun 7 nci maddesinin 7 numaralı
bendiyle, gümrük antrepo rejimine tabi tutulan malların ithali ÖTV'den istisna
edilmiştir. Gümrük antrepo rejimine ilişkin hükümler Gümrük Kanununun 93 ila
107 maddelerinde düzenlenmiş olup, bu hükümlere dayanılarak 13.10.2006 tarihli
ve 26318 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Gümrüksüz Satış Mağazaları
Yönetmeliğine göre gümrüksüz satış mağazaları, 31.5.2002 tarihli ve 24771
(mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Gümrük Yönetmeliğinin 277 nci
maddesinin (c) bendinde belirtilen gümrük antrepo rejimi kapsamındaki özel
antrepolardır.
Gümrüksüz satış mağazaları gümrük antreposu
sayıldığından, bu mağazalar tarafından ÖTV'nin konusuna giren malların ithali
ÖTV Kanununun 7/7 nci maddesine göre vergiden müstesna tutulacaktır. Bu mağazalar
tarafından ithal edilen mallar antrepo rejimi kapsamında olduğu sürece ÖTV
uygulanmayacaktır. Bu şekilde ÖTV istisnası uygulanan malların, Gümrük
Kanununun 167. maddesinin birinci fıkrasının 4 ve 6/a bentleri kapsamında
gerçek kişiler tarafından gümrük vergisinden muaf olarak yurda girişinde de ÖTV
Kanununun 7/6 ncı maddesi gereğince ÖTV istisnası uygulanacaktır.
Ancak,
yurt içindeki ÖTV mükellefleri tarafından imal edilerek gümrüksüz satış
mağazalarına teslim edilen mallar T.C. gümrük bölgesinden çıkmadığından ve
gümrüksüz satış mağazaları yurt dışındaki müşteri kapsamına girmediğinden, bu
teslimlerde ÖTV yönünden ihracat istisnası uygulanmasına imkan bulunmamaktadır. Yurt
içindeki mükelleflerin serbest dolaşımdaki mallarının bu mağazalara tesliminde
antrepo rejimi uygulanması söz konusu olmadığından, ÖTV mükelleflerinin bu
mağazalara yaptığı teslimlerde Kanunun 7/7 nci maddesine göre istisna
uygulanması da mümkün değildir.
VERGİDE
TARTIŞILAN RİSKLER VE FIRSATLAR
- İŞ SÖZLEŞMESİNİN TÜRLERİ
İş sözleşmeleri, taraflar
arasında ilişkinin sona ermesi halinde, hak ve borçların tespit edilmesinde
önemli bir belge niteliğindedir. İş sözleşmeleri, işletmelerin ihtiyaçlarına
uygun şekilde düzenlenebilmektedir. İş sözleşmelerinde süre bir yıl veya
üzerindeyse yazılı şekil şartı zorunluluğu vardır.
İş sözleşmesinin türleri şunlardır:
a) Sürekli-Süreksiz İş Sözleşmeleri
En çok otuz iş günü süren
işlere süreksiz iş, otuz iş gününden fazla devam eden işlere ise sürekli iş denilmektedir.
Bir iş sözleşmesinin sürekli veya süreksiz olduğunun tespitinde fiili süre
değil işin niteliği önemlidir.
b) Belirli Süreli-Belirsiz Süreli İş
Sözleşmeleri
İş ilişkisinin belirli
bir süreye bağlı olarak yapılmadığı hallerde yapılan sözleşme belirsiz süreli;
belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanmasına bağlı olarak yazılı
şekilde yapılan sözleşme ise, belirli süreli iş sözleşmesi olarak
tanımlanmaktadır.
Örneğin mevsimlik işlerde
çalıştırılmak üzere alınan işçilerle yapılan veya askerlik ya da doğum gibi
nedenlerle izinli olan işçilerin, yerine geçici olarak alınan işçilerle yapılan
sözleşmeler belirli süreli iş sözleşmeleridir.
Belirli süreli iş
sözleşmesinin, geçerli bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme)
yapılması halinde, iş sözleşmesi başlangıcından itibaren belirsiz süreli olarak
kabul edilmektedir.
c) Tam Süreli-Kısmi Süreli İş
Sözleşmeleri
Haftalık ve günlük
çalışma sürelerinin tamamını bir işverene bağımlı olarak geçirmek üzere yapılan
sözleşmelere, tam süreli iş sözleşmesi denilir.
İş Kanunu’na İlişkin
Çalışma Süreleri Yönetmeliğinin 6. maddesine göre, işyerinde tam süreli iş
sözleşmesi ile yapılan emsal çalışmanın üçte ikisi oranına kadar yapılan
çalışmalara ilişkin yapılan sözleşmelere kısmi süreli iş sözleşmesi denilir.
Örneğin, 45 saat çalışma süresinin uygulandığı bir işyerinde 30 saate kadar
yapılan çalışma kısmi çalışma olarak kabul edilir.
Kısmî süreli çalışan
işçinin ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatleri, tam süreli emsal
işçiye göre çalıştığı süreye orantılı olarak ödenir. Bölünmeyen menfaatlerde
ise bir farklılık söz konusu olmayacaktır.
d) Çağrı Üzerine Yapılan İş Sözleşmeleri
Genellikle otel, lokanta,
eğlence yerleri gibi işyerlerinde uygulanan çağrı üzerine çalışmaya dayalı iş
sözleşmesi, işçinin yapmayı üstlendiği işle ilgili olarak kendisine ihtiyaç
duyulması halinde iş görme edimini yerine getireceğinin kararlaştırıldığı, bir
iş sözleşmesidir.
Yazılı olarak yapılması
gereken bu sözleşmede, çağrı üzerine çalıştırılmak için belirlenen sürede işçi
çalıştırılsın veya çalıştırılmasın ücrete hak kazanacaktır.
İşveren, çağrıyı, aksi
kararlaştırılmadıkça, işçinin çalışacağı zamandan en az dört gün önce yapmak
zorundadır. Sözleşmede günlük çalışma süresi kararlaştırılmamış ise, işveren
her çağrıda işçiyi günde en az dört saat üst üste çalıştırmak zorundadır.
e) Deneme Süreli İş Sözleşmeleri
İşçi ve işverenin
birbirlerini ve iş koşullarını tanımalarını sağlamak amacıyla, sürekli iş
sözleşmelerine, en fazla iki ay sürebilecek
bir deneme süresi konulabilir.
İşçinin çalıştığı günler
için ücret ve diğer hakları ödenir. Deneme süresi içinde taraflar iş
sözleşmesini, bildirim süresine gerek olmaksızın ve tazminatsız olarak
feshedebilme imkânına sahiptir.
Deneme süresinin
dolmasına rağmen devam eden iş sözleşmesi, deneme süresinin bitiminden değil;
fiilen işçinin işe başladığı tarihten itibaren hüküm ve sonuç doğurur. Bu
nedenle yıllık ücretli izin ve kıdem tazminatına hak kazanma açısından deneme
süresi de dikkate alınır.
f) Takım Sözleşmesi İle Oluşturulan İş Sözleşmeleri
Genellikle inşaat ve
yükleme boşaltma işlerinde veya tarımsal işlerde birden çok işçinin meydana
getirdiği bir takımı temsilen bu işçilerden birinin, takım lideri sıfatıyla
işverenle yaptığı sözleşmelere takım sözleşmesi denilir. Eğer takımda ismi yazılı işçiler veya bu
işçilerden bir kısmı gelip işe başlamazlarsa takım lideri, işverenin zarar ve
ziyanını tazmin ile yükümlüdür. (Şahin TÜRK
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müfettişi E- Yaklaşım Haziran 2009)
g) Mevsimlik İş Sözleşmeleri
Mevsimlik işler için
yapılan sözleşmelerdir. Belirli veya belirsiz süreli olarak yapılan mevsimlik
iş sözleşmeleri, mevsim sonunda sona ermemekte, gelecek mevsim dönemine kadar
askıya alınmaktadır. Bir yıldan az süren mevsimlik işlerde çalışan işçiler
hakkında, yıllık ücretli izne ilişkin hükümler uygulanmamaktadır.
h) Geçici Süreli İş Sözleşmeleri
İşyerinin geçici olan bir
işine ilişkin olarak, ihtiyaç duyduğu işgücünü karşılamak amacıyla yapılan
sözleşmelere, geçici süreli iş sözleşmesi adı verilir.
İşyerinin asıl işçisinin,
geçici olarak çalışmadığı durumlarda bu işçilerin yerine işçi alınması veya işyerindeki
olağan dışı işler için gerekli olan işçilerin alınması veya işyerinin acil
siparişlerinin yetiştirilmesi için işçi alınması hallerinde, işçilerle yapılan
ve süresi bu işlerin tamamlanmasıyla
sona erecek olan sözleşmeler geçici süreli iş sözleşmeleridir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder