ENFLASYON VE FAİZLER
Bülent ÇAKAR 11.06.2018
Enflasyon Artmaya, TCMB Faiz Artırmaya
Devam Ediyor
Geçtiğimiz
hafta Mayıs ayı enflasyon verileri açıklandı. Mayıs ayında tüketici fiyatları
yüzde 1,62 oranında artmış, yıllık enflasyon yüzde 12,15 olmuştur. Bu oran, son
yedi yılın en yüksek Mayıs ayı oranıdır.
Üretici
fiyatları ise yüzde 3,79 oranında artmış, ÜFE’de yıllık enflasyon yüzde 20,16
olmuştur.
Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası, Mayıs Ayı Fiyat Gelişmeleri Raporunda; başta
dayanıklı tüketim malları olmak üzere, temel mal gruplarında enflasyon
artışının devam ettiğini, artışın nedeninin üretici fiyatlarındaki artış
olduğunu, yani maliyet kaynaklı olduğunu açıklamıştır.
Dolayısıyla,
bu yıl sonunda tüketici enflasyonunun yüzde 15-20 bandında gerçekleşmesini
beklemek için birçok neden vardır.
Birincisi, ÜFE
deki artış gecikmeli olarak tüketici fiyatlarına yansıyacaktır, ikincisi, kurların
geldiği seviye maliyetleri önemli ölçüde artırmaktadır, üçüncüsü, seçimler
nedeniyle kaybolan mali disiplinin sağlanması amacıyla, kamu gelirlerinde
artışa yönelik düzenlemeler yapılacaktır, bu düzenlemeler talep baskısının
azalmasına neden olsa bile, maliyet artışına yol açacaktır.
Öte yandan,
geçen hafta aldığı karar ile, Merkez Bankası, faizi yüzde 17.75’e çıkartmıştır.
Bu oran, gelişmekte olan piyasalarda Türkiye’yi, yüzde 40’lık Arjantin Merkez
Bankası faizinin ardından ikinciliğe yükseltmiştir.
TCMB, iki
hafta önce, faiz oranlarında sadeleşmeye gitmiş, politika faiz oranını, fiilen
kullandığı faiz oranları ile aynı seviyeye getirmiştir.
Bir hafta
vadeli repo ihale faizine eşit olan politika faizine, artı-eksi 1.50 puan ile, gecelik
borçlanma faiz oranı belirlenmekte, geç likidite penceresinden borç verilirken
uygulanan faiz ise, gecelik borç verme faiz oranına 1.50 puan daha eklenerek
bulunmaktadır.
Küresel Piyasalarda Durum Gelişmekte
Olan Ülkeler İçin Sıkıntılı
Son dönemde
ülkeler arası ticarete ilişkin korumacılık eğiliminin artması nedeniyle
belirsizlikler artarken, bu durum küresel piyasalarda risk iştahının azalmasını
da beraberinde getirmiştir.
Dün ve önceki
gün Kanada'da toplanan G7 Grubu Liderler Zirvesi'nde, ABD dışındaki diğer üye
ülkeler, ABD'nin çelik ve alüminyum ithalatına vergi uygulamasına karşı
itirazlarını devam ettirmişler ve zirve karşılıklı suçlamalar ile son
bulmuştur.
Geçen hafta küresel piyasalarda risk olgusu nedeniyle hisse senetleri düşmüş,
dolar yükselmiştir
Türkiye’de
ise yabancılar, geçen hafta net 15 milyon dolarlık hisse senedi ve 29,4 milyon
dolarlık Devlet İç Borçlanma Senedi satın almış, 22,5 milyon dolarlık Şirket
Borçlanma Senedi satmıştır. Geçtiğimiz 4 haftada yabancı çıkışı toplam 1.3
milyar doları bulmuştur.
Arjantin
pesosunun bu yıl dolar karşısında yüzde 25 civarında değer kaybetmesi, ülkeyi
yeni bir ekonomik krizin eşiğine getirmiş, Arjantin Merkez Bankası, pesodaki
değer kaybının önüne geçmek için art arda faiz artırımlarına giderek politika
faizini yüzde 40'a çıkarmış, ve hükümet IMF ile 50 milyar dolar krediyi içeren
3 yıllık stand-by anlaşması yapmak üzere anlaşmıştır.
Hindistan ve
Endonezya merkez bankaları faiz artırmak zorunda kalmışlardır.
Güney
Afrika’da ulusal para “rand” düşmüş, tahvil faizleri güçlü bir şekilde
yükselmiştir. Brezilya'da da benzer süreçler yaşanmaktadır.
Fed’in Amerika’da
ekonomik verilerin olumlu gelmesi nedeniyle, faiz artışına devam etmesi
beklenmektedir. ABD, Almanya, İngiltere ve İtalya’nın 10 yıl vadeli
tahvillerinin faizleri düşmüştür.
Bütün bu bu
gelişmeler dünya ekonomisinde parasal sıkılaşmanın arttığı, ticaretin
daraldığı, dolayısıyla risk olgusunun arttığı bir süreci işaret etmektedir. Bu
durum, özellikle, cari açık ve bütçe açığı sorunu olan gelişmekte olan
ülkelerde büyümenin yavaşlayacağını göstermektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder