Vergi
Usul Kanunumuza 2003 yılında giren ve 2003 ve 2004 yılı muhasebe hesaplarında
uygulaması yapılan enflasyon düzeltmesi hükümlerine göre; pasif kalemlere ait enflasyon fark hesaplarının, herhangi bir suretle
başka bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi halinde, bu
işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tâbi tutulacağı hüküm altına
alınmış; öz sermaye kalemlerine ait
enflasyon farklarının ise düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup
edilebileceği veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave
edilebileceği, bu işlemlerin kâr dağıtımı sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.
24/03/2005
tarihli Vergi Usul Kanunu Sirküleri/17'nin; "Kâr Dağıtımı"
başlıklı 19'uncu maddesinde;
“Vergi
Usul Kanununun geçici 25'inci maddesinin (f) bendinde, 2003 yılı hesap dönemine
ait beyannamede yer alan indirilemeyen geçmiş yıl malî zararları ile carî dönem
malî zararlarının matrahın tespitinde mukayyet değerleri ile dikkate alınacağı
belirtilmiştir.
2003
yılı hesap dönemine ait düzeltme öncesi geçmiş yıl ve/veya carî dönem ticari
kârının bulunması ve bu tutardan 01/01/2004 tarihinden sonra kâr dağıtımı
yapılmış olması halinde, kâr dağıtımı adı altında gerçekleştirilen bu neviden
ödemeler, işletmeden çekilen değer olarak addedilmeyecek ancak, elde edenler
açısından vergiye tâbi gelir olarak dikkate alınacaktır.
2003
yılı hesap dönemine ait düzeltme öncesi geçmiş yıl ve/veya carî dönem ticari
zararının bulunması ve düzeltme sonrasında geçmiş yıl kârı oluşması halinde,
söz konusu geçmiş yıl kârı vergiye tâbi tutulmayacak, herhangi bir suretle
başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde bu işlemlerin
yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin bu dönemde vergiye tâbi
olacaktır. Düzeltme sonucu bulunan geçmiş yıl kârının kurumlar vergisi
mükelleflerince sermayeye ilave edilebilmesi mümkün olup, bu işlem kâr dağıtımı
sayılmayacaktır." denilmiştir.
Buna
göre, enflasyon düzeltmelerinden kaynaklanan farkların ortaklara dağıtılması
durumunda, dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin beyan edilerek vergilendirilmesi,
ayrıca, Gelir Vergisi Kanununun 94'üncü maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun
15 ve 30'uncu maddeleri uyarınca, tam mükellef kurumlar tarafından % 15 oranında
vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.
Gelir
İdaresi tarafından verilen bir özelgede; daha önce sermayeye eklenmiş olan
pasif kalemlere ait enflasyon fark hesaplarının, şirketin sermaye azaltımı yapması veya tasfiye edilmesi sebebiyle
ortaklara dağıtılması halinde, işletmeden çekilen tutarların öncelikle
kurumlar vergisine tabi tutulması, vergi sonrası dağıtılan kazancın da kar
dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulması gerektiği açıklanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder