VERGİDE
TARTIŞILAN RİSKLER VE FIRSATLAR
- BAĞIMSIZ ÇALIŞAN SİGORTALILARIN
(ESKİ ADI İLE BAĞKURLULARIN YENİ ADIYLA 4-b’lilerin) BEYAN EDECEKLERİ
PRİME ESAS KAZANÇLARI YANLARINDA ÇALIŞTIRDIKLARI İŞÇİLERDEN EN YÜKSEK
ÜCRET ALANIN ALDIĞI ÜCRETTEN AZ OLMAYACAKTIR:
5510
sayılı Kanunda, Kanunun 4-b maddesinde yer alan bağımsız çalışanların (Bağ-Kur
sigortalılarını) prim hesabında, prime esas kazançlarının, en az asgari ücret
kadar, en çok asgari ücretin 6,5 katı arasında kalmak şartı ile kendileri tarafından
beyan edileceği belirtilmiştir.
Asgari
ücretin brüt tutarı halen 693 TL olup 6,5 katı ise 4504,50 TL’dır.
Burada
dikkat edilecek husus, 4-b'li (Bağ-Kur'lu) sigortalıların yanlarında
çalıştırdıkları işçilerden en yüksek ücret alanın ücretinden daha az gelir
beyan edemeyecek olmasıdır..
2.
İFLAS ERTELEME MÜESSESESİNİN
ANLAMI VE UYGULAMASI:
İflasın
ertelenmesi müessesesi, borca batık olan sermaye şirketlerinin mahkeme
tarafından atanacak bir kayyım nezaretinde ve belli bir süre içerisinde mali
durumlarının düzeltilerek iflastan kurtulmaları için öngörülmüş olan bir
müessesedir.
Bu
müesseseden ancak sermaye şirketleri ve kooperatifler yararlanabilir.
İflas
erteleme müessesesinin konkordatodan farklılığı; iflas erteleme imkânından
sadece sermaye şirketleri ile kooperatiflerin yararlanması ve alacaklıların sisteme
dahil olmaksızın karar verilmesidir.
2.1.
Yasal Hükümler:
Türk Ticaret Kanunu’nun
324. maddesinde;
“Son yıllık bilançodan esas sermayenin yarısının karşılıksız kaldığı
anlaşılırsa, idare meclisi derhal toplanarak durumu umumi heyete bildirir.
Şirketin aciz halinde bulunduğu şüphesini uyandıran
emareler mevcutsa idare meclisi aktiflerin satış fiyatları esas olmak üzere bir
ara bilançosu tanzim eder. Esas sermayenin üçte ikisi karşılıksız kaldığı
takdirde, umumi heyet bu sermayenin tamamlanmasına veya kalan üçte bir sermaye
ile iktifaya karar vermediği takdirde şirket feshedilmiş sayılır. Şirketin
aktifleri şirket alacaklarının alacaklarını karşılamaya yetmediği takdirde
idare meclisi bu durumu derhal mahkemeye bildirmeye mecburdur. Mahkeme bu
takdirde şirketin iflasına hükmeder.
Şu
kadar ki; şirket durumunun ıslahı mümkün görülüyorsa idare meclisi veya bir
alacaklının talebi üzerine mahkeme iflas kararını tehir edebilir. Bu halde
mahkeme, döküm tanzimi veya bir yeddi emin tayini gibi şirket mallarının
muhafazası için lüzumlu tedbirleri alır.” hükümlerini içermektedir.
İcra
ve İflas Kanunu’nun 179, 170/a ve 179/b maddeleri aşağıya alınmıştır;
“Sermaye
şirketleri ile kooperatiflerin iflâsı
Madde
179- Sermaye şirketleri ile
kooperatiflerin borçlarının aktifinden fazla olduğu idare ve temsil ile
vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise
tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit
edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir. Şu
kadar ki, idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler ya da alacaklılardan
biri, şirket veya kooperatifin malî durumunun iyileştirilmesinin mümkün
olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflâsın ertelenmesini
isteyebilir.
Mahkeme projeyi ciddî ve inandırıcı bulursa,
iflâsın ertelenmesine karar verir. İyileştirme projesinin ciddî ve inandırıcı
olduğunu gösteren bilgi ve belgelerin de mahkemeye sunulması zorunludur.
Mahkeme, gerekli görürse idare ve temsille
vazifelendirilmiş kimseleri ve alacaklıları dinleyebilir. İflâsın ertelenmesi
talepleri öncelikle ve ivedilikle sonuçlandırılır.”
Erteleme
tedbirleri
Madde
179/a- İflâsın ertelenmesine
karar veren mahkeme, şirketin veya kooperatifin malvarlığının korunması için
gerekli her türlü tedbiri iyileştirme projesini de göz önünde tutarak alır.
Mahkeme
erteleme kararı ile birlikte kayyım atanmasına karar verir. Mahkeme, yönetim organının yetkilerini tümüyle
elinden alıp kayyıma verebileceği gibi yönetim organının karar ve işlemlerinin
geçerliliğini kayyımın onayına bağlı kılmakla da yetinebilir.
İflâsın ertelenmesi kararında kayyımın görev ve
yetkileri ayrıntılı olarak gösterilir.
Mahkeme erteleme kararının hüküm fıkrasını 166 ncı
maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan eder ve gerekli bildirimleri yapar.”
Erteleme
kararının etkileri
Madde
179/b- Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanun’a göre yapılan
takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış
takipler durur; bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren
müddetler işlemez.
Erteleme sırasında taşınır, taşınmaz veya
ticarî işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya
çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam
edilebilir; ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli
malın satışı gerçekleştirilemez. Bu durumda erteleme süresince işleyecek olup
mevcut rehinle karşılanamayacak faizler teminatlandırılmak zorundadır.
206. maddenin birinci sırasında yazılı alacaklar
için haciz yoluyla takip yapılabilir.
Erteleme
süresi azami bir yıldır. Bu süre kayyımın verdiği raporlar dikkate alınarak
mahkemece uygun görülecek süreler ile uzatılabilir; ancak uzatma süreleri
toplamı dört yılı geçemez. Kayyım,
mahkemenin belirleyeceği sürelerde iflâsı ertelenenin faaliyetleri ve
işletmenin durumu konusunda düzenli olarak mahkemeye rapor verir.
İflâsın
ertelenmesi talebinin reddi ya da erteleme süresi sonunda iyileşmenin mümkün
olmadığının tespiti üzerine mahkeme, şirketin veya kooperatifin iflâsına karar
verir. Erteleme süresi
dolmamakla birlikte, mahkeme kayyımın verdiği raporlardan şirketin veya
kooperatifin malî durumunun iyileştirilmesinin mümkün olmadığı kanaatine
varırsa, erteleme kararını kaldırarak şirketin veya kooperatifin iflâsına karar
verebilir.”
2.2.
Uygulama:
İflasın
ertelenmesi için görevli mahkeme, Asliye Ticaret Mahkemeleridir.
Şirket
vekilinin mahkemeye sunacağı başvuru dilekçesinde; şirket hakkında mali
bilgiler, öngörülen iyileştirme projeleri, talep edilen erteleme tedbirleri belirtilir
İflasın
ertelenmesi müessesesinin uygulamaya geçirilmesi için gerekli şartlarından biri
olan borca batık olması durumunun, bir ara bilanço ile belgelenmesi
gerekmektedir. Borca batıklık bilançosunda malvarlığı değerlerinin, satış
değerleri esas alınarak gösterilmesi gerekmektedir.
Şirketin
borca batık olması şartına karşın, iyileştirmeye uygun bir borç yapısına sahip
olması gereklidir. (Emre POYRAZ-H. Hakan KIVANÇ Yaklaşım-Mart
2009)
Borca
batıklık olmasına karşın mahkemeye ciddi ve gerçekçi bir iyileştirme projesi
sunulması gerekmektedir.
Mahkeme
iyileştirme projesini ciddi ve uygulanabilir bulmaz ise veya bazı gerekli koşulların
oluşmaması halinde iflasın ertelenmesi talebinin reddine ve şirketin iflasına
karar verecektir.
Uygulamada en çok, işletmenin boyutlarının
küçültülmesi (zarar eden şubelerin kapatılması gibi), sermaye
artırımına gidilmesi, alacaklılarla borç erteleme ve faiz indirimi gibi
konularda anlaşma sağlanması gibi somut unsurların yer aldığı projeler örnek olarak verilebilir.
Mahkemeler
tarafından iflasın ertelenmesi kararı azami 1 yıl için verilmektedir. Bu süre
kayyımın verdiği raporlar dikkate alınarak uzatılabilir; ancak uzatma
sürelerinin toplamı dört yılı geçemez. (İ.İ.K. Md: 179/b)
İflas
erteleme kararının şirkete sağladığı en önemli yarar tüm takiplerin durmasıdır.
İflas erteleme kararı verilince borçlu aleyhine, 6183 sayılı kanuna göre
yapılan takipler de dâhil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce
başlamış takipler durur.
2004
sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 206. maddesinin birinci sırasında yer alan; işçi
alacakları, kıdem tazminatları ve nafaka alacakları için haciz yoluyla takip
yapılabilir.
İflas ertelemesinde, amme alacaklarına
gecikme zammı işlemektedir.
Sonuç olarak iflas erteleme müessesesi zor duruma
giren şirketlerin biraz olsun nefes alıp toparlanması için gerekli süreyi
şirkete veren ve şirketi koruma kalkanına alan önemli bir müessesedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder