MEVZUATTA GEÇEN HAFTA
- 2010 YILINA AİT EMLAK (BİNA)
VERGİ DEĞERİNİN HESABINDA ESAS
ALINACAK BİNA METREKARE NORMAL İNŞAAT MALİYET BEDELİNİ GÖSTERİR CETVEL
İLAN EDİLMİŞTİR:
28 Ekim 2009 Tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 55
nolu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde, 2010 yılına ait emlak (bina) vergi
değerinin hesabında esas alınacak bina metrekare normal inşaat maliyet bedelini
gösterir cetvel ilan edilmiştir.
Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendinde, binalar için vergi değerinin, Maliye ve Bayındırlık ve
İskan Bakanlıklarınca müştereken tespit ve ilan edilecek bina metrekare
normal inşaat maliyetleri ile aynı maddenin (a) bendinde belirtilen
esaslara göre bulunacak arsa veya arsa payı değeri esas alınarak 31 inci
madde uyarınca hazırlanmış bulunan tüzük hükümlerinden yararlanmak
suretiyle hesaplanan bedel olduğu hükme bağlanmıştır.
Bu hüküm uyarınca, “2010 Yılı İçin Binaların
Metrekare Normal İnşaat Maliyet Bedellerini Gösterir Cetvel” Tebliğ ekinde yayımlanmıştır.
VERGİDE
TARTIŞILAN RİSKLER VE FIRSATLAR
- ANAYASA MAHKEMESİ KARARINDAN SONRA
DEVREDEN YATIRIM İNDİRİMİ BULUNAN MÜKELLEFLER BU TUTARI KAZANÇLARINDAN NE
ZAMAN İNDİRECEKLER?
Anayasa Mahkemesinin, 15 Ekim tarihli toplantısında,
başta yatırım indirimi süresinin sınırlandırılması gibi 5749 sayılı Kanunla
getirilen bazı hükümleri iptal etmesi, bu hükümlerden etkilenen mükellefleri
sevindirmiş, vergi hukukçularını da vergi gibi idare hukukunun en zorlu
alanlarından birinde hukukun üstünlüğünün belgelenmesi adına ümitlendirmiştir.
Anayasa Mahkemesi, 5749 sayılı Kanunla Gelir Vergisi
Kanunu'nun geçici 69. maddesinde yer alan "sadece 2006, 2007 ve 2008 yıllarına
ait" ibaresinin iptal edilerek yatırım indiriminden yararlanma hakkının sınırlandırılmasını
anayasaya aykırı bulmuştur.
Bu iptal kararı, kararın yayınlanması ile birlikte
yürürlüğe girecektir.
Anayasa Mahkemesi ayrıca 5479 sayılı kanununun
yatırım indirimi düzenlemesini 1.1.2006 tarihinde yürürlükten kaldıran düzenlemesini
de iptal etmiş ve yatırım indirimi istisnasının yürürlükten kalkma tarihi 5479
sayılı kanunun yürürlük tarihi olan 8.4.2006 tarihi olmuştur. Bu durumda mükelleflerin
8.4.2006 tarihine kadar yapmış oldukları Gelir Vergisi Kanunu'nun 19. maddesi
kapsamındaki yatırımları, 1.1.2006 tarihinden önce başlayan yatırımlarla bir
bütünlük oluşturmasa dahi yatırım indiriminden yararlanacaktır.
Anayasa Mahkemesinin bu kararları karşısında iptal
edilen hükümlerden etkilenen mükellefler ne yapacaktır.
Geçmişte bazı mükellefler iptal edilen hükümlere
karşı yargıya başvurmuşlardır.
Vergi hukukçularına göre, bu kararlar, yatırım
indirimi konusunda, görülmekte olan davalarda hemen uygulanabilecektir. Bu
hukukçular tarafından, Anayasa Mahkemesi kararlarında kararın yürürlüğe giriş
tarihinin ileri bir tarih olarak belirlenmesinin, bu kararların görülmekte olan
davalarda hemen uygulanmasına engel olmadığı, idari yargı anlayışının da
"mahkemelerin anayasaya aykırılığı sabit olmuş hükümlerin kararlara esas
olamayacağı" yönünde olduğu belirtilmektedir. (Bumin Doğrusöz, Veysi
Seviğ, Hakan Uzeltürk)
İptal edilen hükümlere karşı geçmişte dava
açmayanlar dava açmak için Anayasa Mahkemesi Kararlarının Resmi Gazetede
yayınlanmasını beklemek zorundalar mıdır? Örneğin önümüzdeki üçüncü Geçici
Vergi beyannamesinde, 2008 yılı sonu itibariyle indirilememiş, devreden yatırım
indirimi harcama tutarlarının endekslenmiş şekliyle indirim konusu
yapılabilmesi için bazı yazarlar Anayasa Mahkemesi kararlarının yayımının
beklenmesi gerektiği veya en azından idarenin bu konuda açıklama yapması
gerektiği, bazı yazarlarsa iptal edilen hükümlerin hemen uygulanabileceği
görüşündedirler.
Bu yazarlar geçici vergi beyannamesinde devreden
yatırım indiriminin kazançtan indirilmesi halinde, idarenin yapacağı cezalı
tarhiyatın vergi mahkemelerince iptal edileceği tahmin edilmektedir. Gerekçe
olarak da hem adli yargı hem de idari yargıda mahkemelerin anayasaya aykırılığı
tescil edilmiş olan hükümleri, Anayasa Mahkemesi kararının yürürlüğe girmediği
gerekçesiyle uygulamalarının mümkün olmadığı savını öne sürmektedirler.
Ancak beklenen, İdarenin bir genel tebliğ veya bir
sirkülerle konuyu hemen açıklaması ve mükellefleri rahatlatmasıdır.
- MALİYE’NİN LİSTELERİNE GİRMEK KOLAY,
ÇIKMAK ZOR:
Son zamanlarda tartışılan konulardan biri de Maliye
Bakanlığının bazı şirketleri dahil ettiği kod gruplarıdır. Koda alınan şirketlerden
mal veya hizmet alan şirketlerin iade veya mahsup talepleri, idare tarafından
reddedilmektedir. İdare iade veya mahsup talebini ancak söz konusu şirkete
ödenen tutarın iade veya mahsup tutarından indirilmesi şartıyla
karşılamaktadır.
İdarenin kullandığı kod numaralarının açılımı
şöyledir:
KOD 1
Vergi inceleme raporuna göre sahte ve muhteviyatı
itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği tespit edilen mükellefler ile bunların
ortakları ve kanuni temsilcilerinin kurdukları veya ortak oldukları şirketler
KOD 2
Vergi inceleme raporuna göre sahte veya muhteviyatı
itibariyle yanıltıcı belge kullananlar
KOD 3
Sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge
düzenlediği konusunda haklarında rapor bulunan mükelleflerin ortakları veya
kanuni temsilcileri.
KOD 4
Bastırdığı belgelerin zayi-çalındığı veya
kaybolduğunu bildirenler
KOD 5-1
Haklarında rapor bulunmamakla birlikte SMİYB
düzenlediği konusunda tespit bulunan mükellefler. (Haklarında rapor
bulunmamakla birlikte SMİYB düzenlediği vergi inceleme raporuyla tespit edilen
şirketlerin ortakları ve kanuni temsilcileri tarafından kurulan şirketler, işçi
sayısı, makine teçhizat ve işyeri durumu yetersiz olmasına rağmen KDV
matrahları yüksek olan bu nedenle beyanları gerçeği yansıtmayan ve buna benzer
tespitler nedeniyle SMİYB düzenleme ihtimali olan mükellefler.)
KOD 5-2
Haklarında rapor bulunmamakla birlikte SMİYB kullandığı
konusunda tespit bulunan mükellefler.
KOD 5-3
Adresinde bulunamayanlar ile sarih adresi tespit
edilemeyenler.
KOD 5-4
Defter, belge ibraz etmeyen veya incelemeye sevk
edilenler ile fazla döneme ilişkin olarak KDV beyannamesini (süresinden sonra
verenler hariç) vermeyen mükellefler.
KOD 6
Vergi numarası ve unvanı gibi mükellefiyet bilgileri
kullanılarak başkaları tarafından belgeleri taklit edilen mükellefler.
KOD 7
Vergi mükellefiyeti olmadığı halde SMİYB düzenlediği
vergi inceleme raporları ya da benzer yöntemlerle tespit edilen şahıslar.
(Sahte belge organizasyonu içerisinde bulunanlar ve SMİYB ticareti yapanlar)
KOD 8
2004/13 sayılı iç genelgede belirtilen esaslar
çerçevesinde vergi dairelerince mükellefiyeti re'sen terk ettirilen mükellefler.
KOD 9-1
SMİYB Düzenlediği konusunda hakkında rapor bulunan
ve Bakanlık Makamı tarafından oluşturulan olumsuz mükellefler listesinde yer
alan mükellefler
KOD 9-2
SMİYB Kullandığı konusunda hakkında rapor bulunan ve
Bakanlık Makamı tarafından oluşturulan olumsuz mükellefler listesinde yer alan
mükellefler
Bu listeler İdarenin çeşitli birimleri tarafından tutulmakta
ve listelerde Türkiye’nin önde gelen büyük kurumları da yer almaktadır. Bu işin
bir ölçüsü, makulü bulunmamaktadır. Listeye alınmanın sonuçları, ticari hayatta
itibarın önemi de düşünülürse çok ağır olabilmektedir.
Listeye bir kez girildiğinde çıkmak da çok güçtür.
Bir çok yazışmalarla prosedür uzamaktadır. Oysa kodlamalara bakılırsa listeye
alınan mükelleflerin daha çok şüphelilik durumu nedeniyle listeye alınması söz
konusudur. Hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunanlar hariç, diğer durumlarda
İdarenin listeye alınan mükellefler ve onlardan mal ve hizmet alan
mükelleflerle yaptığı işlemlerde daha objektif kıstasları temel alması gerekmektedir.
Bu hukuk Devleti olmanın bir gereğidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder