15 Mart 2016 Salı

ANONİM ŞİRKETLER

Anonim Şirket Ortakları Belirli Konuların Denetlenme-Sini İsteyebilirler mi?

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre, anonim şirket pay sahiplerinden herhangi biri, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını genel kuruldan talep edebilir. Genel kurul, bu talebi oylamak zorundadır. Yapılacak oylama sonucunda, genel kurulun talebi onaylaması durumunda, şirket ya da pay sahiplerinden herhangi birisi, otuz gün içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir.
Genel kurulun pay sahibinden gelen özel denetim istemini reddetmesi halinde ise, halka açık olmayan anonim şirketlerde sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde ise yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az bir milyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilirler. Genel kurul kabul etsin ya da etmesin, özel denetçi sadece mahkeme tarafından atanır, şirket genel kurulu tarafından seçilemez. Ancak, yasa koyucu, özel denetim talebinin kötüye kullanılması ve şirkete zarar vermesi tehlikesinin azaltılması amacıyla, pay sahibinin özel denetim talebinde bulunmasını bir ön şarta bağlamıştır. Bu nedenle, pay sahibinin yahut azlığın, özel denetim istemeden önce, bilgi alma veya inceleme hakkını kullanması gerekir.
(Soner ALTAŞ Yaklaşım / Ocak 2016)

Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyelerine Ödenen Huzur Hakları
Anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerine ödenen huzur hakları varsa şirket ana sözleşmesine, yoksa genel kurul kararlarına göre ödenmesi gerekmektedir.
Eski 6762 sayılı TTK’da huzur hakkının her oturum başına verileceğine ilişkin açık hüküm bulunurken, YTTK’nın 394. maddesi yönetim kurulu üyelerine, yönetim kurulu toplantılarına katılmadan huzur hakkı ödeneceğine ilişkin bir anlam taşımamaktadır.
Şirket ana sözleşmesine veya genel kurul kararı uyarınca yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödenebilmesi için yönetim kurulu üyelerinin toplantılara katılmaları ve toplantı başına huzur hakkı almaları gerektiği aksi halde yapılan ödemelerin transfer fiyatlandırılması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı nedeniyle cezalı tarhiyata konu olabileceği görüşündeyiz.

(Mesut ÇIRAK Yaklaşım / Kasım 2015)

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’na Göre Anonim Şirketlerde Azınlık Pay Sahiplerinin Hakları (E-Yaklaşım)
Sermaye şirketlerinde çoğunluk ilkesinin geçerli olmasının sonucu olarak, çoğunluk ile azınlık pay sahipleri arasında ortaya çıkabilecek menfaat çatışmasını dikkate alan kanun koyucu, anonim şirketlerde tüm pay sahiplerine tanınan kişisel hakların dışında azınlık pay sahiplerine de belirli hak ve yetkiler tanımıştır. Bu çerçevede, Mülga Kanun ile karşılaştırıldığında Meri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile azınlığa daha geniş ve yeni hak ve yetkiler sağlanmıştır. Bu hakların bir kısmı Türk Ticaret Kanunu ile doğrudan azınlık pay sahiplerine verilmiş, bazı hakların kullanımı için ise şirket anasözleşmesinde hüküm bulunma şartı getirilmiştir. Bu çerçevede, genel kurulu olağanüstü toplantıya davet ve gündeme madde ekletme, finansal tabloların müzakerelerini erteleme, anonim şirketin ya da şirketler topluluğunun denetçisinin görevden alınması ve yerine başka bir denetçi atanması davası açabilme, özel denetim isteme, nama yazılı hisselerin bastırılmasını talep etme, şirketin feshini talep etme ve kurucuların, ilk yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ibrasının engellenmesi haklarının Kanun’a dayalı olarak doğrudan azlığa verilen haklar olduğu görülmektedir. Bununla birlikte, azınlığın yönetim kurulunda temsili ve aday önerebilmesi hakları anasözleşmede hüküm bulunmak şartıyla kullanılabilecek haklardır. Azınlık pay sahipleri bu denli önemli ve etkili haklara sahip olmakla birlikte, bu hakların kullanımı sonucunda kendileri tarafından istenmeyen sonuçlarla da karşılaşılabilecektir. Bu bağlamda, örneğin şirketin haklı sebeplerle feshini mahkemeden talep edilmesi halinde mahkeme; haklı sebeplerin varlığına kanaat getirse dahi şirketin devamına daha uygun olduğu kararına varırsa azınlık pay sahiplerinin paylarının ödenip şirketten çıkarılmalarına karar verebilecektir. Yine 6102 sayılı TTK’nın 208. maddesi uyarınca şirketler topluluğunda, azlık, dürüstlük kuralına aykırı davranıyor, şirketin çalışmasını engelliyor, fark edilir sıkıntı yaratıyor veya pervasızca hareket ediyorsa, hâkim şirketin, doğrudan veya dolaylı olarak bir sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının en az % 90’ına sahip olması halinde azlığın paylarını satın alabilecektir. Dolayısıyla, azınlığa verilen hakların dürüstlük ilkesi çerçevesinde ve yukarıda belirtildiği üzere hakkın kullanımının doğurabileceği olumsuz sonuçların da göz önüne alınması suretiyle kullanılması önem taşımaktadır.
(Kadir ÖZDEMİR E-Yaklaşım / Eylül 2015) 

Anonim Şirketlerde Rüçhan Hakkı
Sermaye şirketlerinde pay sahiplerinin toplam sermaye içindeki payı esas itibariyle haiz olacakları haklar konusunda da belirleyici olduğundan şirketçe sermaye artırımı nedeniyle çıkarılacak yeni payların öncelikli alımı anlamına gelen rüçhan hakkı da pay sahibinin şirket sermayesi içindeki payına paralel olarak artacaktır. Ticaret Kanunu’nda her pay sahibinin rüçhan hakkını haiz olduğu belirtilmiş olmakla birlikte bu hakkın kısmen kısıtlanmasına veya tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik de bazı hükümlere yer verilmiştir. Buna göre haklı sebeplerin mevcut olması ve asgari, esas sermayenin yüzde altmışının olumlu oyunun sağlanması halinde bu hakkın kısıtlanması veya bertaraf edilmesi mümkün olabilecektir. Şirket genel kurulunun gerek haklı sebep olmaksızın ve gerekse yasada belirtilen nisaplar gözetilmeksizin rüçhan hakkını kısıtlamaya veya kaldırmaya yönelik karar almış olması ise bu husustaki genel kurul kararının iptali veya butlanını gündeme getirebilecektir.
(Özdem SATICI TOPRAK Yaklaşım / Nisan 2015) 

ANONİM VE LİMİTED ŞİRKETLERDE SINIRLI TEMSİLE İLİŞKİN İÇ YÖNERGE
DÜZENLEMESİ VE BUNUN UNSURLARI
6552 sayılı Torba Kanun ile Türk Ticaret Kanununa eklenen hükümler ile anonim ve limited şirketlerde, murahhas üye ve müdürler ile ticari mümessil ve ticari vekiller dışında, temsile yetkili olmayan yönetim kurulu üyelerinin/müdürlerin veya şirkete hizmet akdi ile bağlı olanların sınırlı yetkiye sahip ticari vekil veya diğer tacir yardımcıları olarak atanabilmesi mümkün hale gelmiştir. Artık anonim ve limited şirketlerde temsil yetkisine konu ve miktar bakımından sınırlama getirilebilecektir. TTK'nın 371/VII ve 629/III. maddeleri kapsamında anılan şirketlerde sınırlı yetkiye sahip temsilci atanabilmesi için; söz konusu temsilcilerin görev ve yetkilerinin bahsi geçen Kanunun 367. maddesine göre hazırlanacak iç yönergede açıkça belirlenmesi, dolayısıyla bir iç yönerge hazırlanması, iç yönerge hazırlayabilmek için esas sözleşmede yetki devrine izin veren bir hükmün olması, esas sözleşmede böyle bir hüküm yoksa sözleşme değişikliğine gidilmesi, iç yönergenin tescil ve ilan edilmesi, sınırlı yetkili kimselerin anonim şirketlerde yönetim kurulu, limited şirketlerde ise müdürler tarafından atanması ve yine atananların da tescil ve ilan ettirilmesi gerekmektedir.
Kanaatimizce iç yönergenin tamamının tescil ve ilan edilmesine gerek bulunmamaktadır; sadece sınırlı yetkili olarak   atanacakların görev ve yetkilerinin yer aldığı bölümün tescil ve ilanı yeterlidir. Ancak  uygulamaya  yön  vermek  bakımından TTK'nın 210/I. maddesi bağlamında Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca söz konusu hususun ikincil düzenlemeyle açıklığa kavuşturulması uygun olacaktır.   
Anonim ve limited şirketlerde kural olarak kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, başkasına devreden organlar veya kişiler, bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hali hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu değilken, TTK md. 371/VII'de yapılan özel düzenleme nedeniyle yönetim kurulu üyeleri/müdürler, sınırlı yetkili olarak atananların şirkete ve üçüncü kişilere verecekleri her tür zarardan dolayı kusur şartı aranmaksızın müteselsilen sorumlu olacaktır.
(Mustafa YAVUZ MDERGI Mart 2015)

Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Özen ve Bağlılık Yükümlülüğü İle Bu Yükümlülüğün İstisnaları
Özen ve bağlılık yükümlülüğü kuralına göre, anonim şirket yönetim kurulu üyeleri ve yönetimle görevli üçüncü kişiler, görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadırlar. Bu kuralın istisnası şirketler topluluğu açısından geçerlidir. Bir ticaret şirketi bir sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının doğrudan veya dolaylı olarak yüzde yüzüne sahipse, hâkim şirketin yönetim kurulu, topluluğun belirlenmiş ve somut politikalarının gereği olmak şartıyla, kaybına sebep verebilecek sonuçlar doğurabilecek nitelik taşısalar bile, bağlı şirketin yönlendirilmesine ve yönetimine ilişkin talimat verebilir. Bağlı şirketin organları talimata uymak zorundadır. Ayrıca diğer bir istisna olarak, şirketler topluluğunda bağlı şirketin yönetim kurulu üyeleri, yöneticileri ve sorumlu tutulabilecek ilgililer, talimatlara uymaları nedeniyle, şirkete ve pay sahiplerine karşı sorumlu tutulamazlar.
(Ufuk ÜNLÜ Yaklaşım / Şubat 2015) 

ANONİM VE LİMİTED ŞİRKETLERDE ŞUBE AÇILIŞI İLE ŞUBELERİN UNSURLARI, SONUÇLARI VE KAPANIŞI 
Anonim ve limited şirketler, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve bu Kanuna istinaden Bakanlar Kurulunca çıkarılmış olan Ticaret Sicili Yönetmeliği hükümlerine göre ihtiyaç duydukları yerlerde bir veya daha fazla sayıda şube açabilir. Şubelerin temel özellikleri; iç ilişkilerde merkeze bağlı olması, dış ilişkilerde ise bağımsız olarak faaliyet göstermesi, kendi başına sınai veya ticari faaliyette bulunabilmesi, merkez ile şube arasında yer ayrılığının bulunmasıdır. Şubenin varlığı için muhasebe kayıtlarının şubede tutulması ve bağımsız bir sermayeye sahip olunması şart değildir. Şube açılışı için öncelikle anonim şirketlerde yönetim kurulu, limited şirketlerde genel kurul karar almalı ve bu karar notere onaylattıktan sonra ticaret siciline tescil ve ilan ettirilmelidir.
Şube olmanın sonuçları; bulundukları yerdeki ticaret siciline tescil ettirilme, merkezin ticaret unvanını kullanma, bulundukları yerdeki ticaret ve/veya sanayi odalarına üye olma, şubenin bulunduğu yer mahkemesinde dava açılabilme, bazı işlemlerin hem merkezde hem de şubede yapılması şeklinde sıralanabilir.
Unutulmamalıdır ki, şube açılışı ve kapanışının tescil ve ilan ettirilmesi yanında, bu durum mevzuatta öngörülen süreler içerisinde de ilgili Vergi Dairesi Başkanlığına ve Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne bildirilmelidir. Aksi takdirde şirket yöneticileri değişik yaptırımlarla karşı karşıya kalabilecektir.
(Mustafa YAVUZ MDERGI Kasım 2014)

ANONİM ŞİRKETİ TEMSİLDE KAÇ İMZA GEREKİR ?
6762 sayılı eski Ticaret Kanunu anonim şirket yönetim kurulunun en az üç üyeden oluşması şart koşmakta iken, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu tek üyeli yönetim kuruluna izin vermiştir. Anonim şirketin temsil organı yönetim kuruludur. Tek üyeli yönetim kuruluna sahip anonim şirketlerde, temsil yetkisi tek imza ile kullanılır. Birden fazla üyeye sahip yönetim kurullarında ise, şirket esas sözleşmesinde aksine hüküm yok ise, temsil yetkisi çift imza ile kullanılır. Ancak, şirket esas sözleşmesine konulacak bir hüküm ile birden fazla üyeli yönetim kuruluna sahip anonim şirketlerde de tek imza sisteminin belirlenmesi mümkündür. Yönetim kurulu, temsile yetkili kişileri ve bunların temsil şekillerini gösterir kararının noterce onaylanmış suretini, tescil ve ilân edilmek üzere ticaret siciline verir. Yönetim kurulu üyeliklerinde ve temsil yetkisinde yaşanan değişiklikler de aynı usulle tescil ve ilan edilir.
Bununla birlikte, uygulamada zaman zaman birden fazla üyesi olan yönetim kurullarında, şirket esas sözleşmesinde herhangi bir hüküm bulunmadığı halde, yönetim kurulu üyelerinin her birine münferit (tek) imza yetkisi verilmesi sözkonusu olabilmektedir. Oysa, tek imzalı temsil yetkisinin tescili taleplerinde, şirketin esas sözleşmesine bakılması ve eğer yönetim kurulu tek üyeden oluşmuyorsa temsilde tek imza sisteminin benimsendiği şeklinde şirket sözleşmesinde hüküm bulunup bulunmadığının araştırılması, böyle bir hüküm yok ise tescil ve ilan talebinin ticaret sicili müdürlükleri tarafından reddedilmesi gerektiği kanısındayız. Dolayısıyla, yönetim kurulu birden fazla üyeden oluşan anonim şirketlerde, eğer tek imza sistemi de kullanılmak isteniyorsa, şirketin esas sözleşmesinde değişikliğe gidilerek bu konuda açık bir hükmün sözleşmeye konulması gerekir.
(Soner ALTAŞ MDERGI Kasım 2014)

Anonim Şirket Genel Kurulunun Münferit Pay Sahipleri ve Azlık Tarafından Toplantıya Çağrılması
Anonim şirketlerde genel kurulu toplantıya davet etme görev ve yetkisi kural olarak anonim şirket yönetim kuruluna aittir.Ancak, anonim şirket yönetim kurulunun devamlı olarak toplanamaması ya da toplantı nisabının oluşmasına imkân bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında, pay sahiplerinden her biri mahkemeye müracaat edip izin almak suretiyle genel kurulu toplantıya çağırabilir. Ayrıca, kapalı anonim şirketlerde sermayenin en az %10’unu, halka açık şirketlerde ise sermayenin en az %5’ini oluşturan pay sahipleri, “gerektirici sebepleri ve gündemi” yazılı olarak belirtmek koşuluyla yönetim kurulundan, enel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilirler. Çağrı ve gündeme madde konulması talebi noter aracılığıyla yapılır.
Azlık tarafından yapılan çağrı talebi, yönetim kurulu tarafından kabul edildiği takdirde, genel kurul en geç kırkbeş gün içinde yapılacak şekilde yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılır. Bu sürenin geçirilmesi halinde ise çağrı azlık pay sahiplerince yapılır. Azlığın çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin talepleri yönetim kurulu tarafından reddedildiği veya taleplerine yedi iş günü içinde olumlu cevap verilmediği takdirde, aynı pay sahipleri, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine başvurarak, genel kurulun toplantıya çağrılmasını talep edebilirler. Fakat, mahkemenin izin verebilmesi için yönetim kuruluna başvuru yolunun tüketilmiş olması gerekir. Bu nedenle, azlık pay sahiplerinin, mahkemeye müracaat etmeden önce Kanunun aradığı şartları yerine getirmeye ve şirket içi müracaat yollarını tüketmeye özen göstermeleri gerekir.
(Soner ALTAŞ E-Yaklaşım / Kasım 2014)

Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyelerinin İstifası
Anonim şirketlerde yönetim kurulu üyeleri, herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın her zaman üyelikten istifa edebilir. İstifanın kabulü için yönetim kurulu veya genel kurulca bir karar alınması gerekli değildir. İstifa iç ilişkide, bu yöndeki beyanın şirkete ulaşmasıyla hukuki sonuç doğurur. İstifanın dış ilişkide iyi niyetli üçüncü kişiler bakımından etkili olabilmesi için ise ticaret siciline tescili gerekir. İstifa için belli bir şekil şartı bulunmamakla birlikte, ispat açısından bu işlemin yazılı olarak yapılması ve hatta istifayı içeren yazılı beyanın noter kanalıyla veya iadeli taahhütlü mektupla şirkete gönderilmesi uygun olacaktır.
Yönetim kurulu üyelerinin kendi iradeleriyle her zaman istifa etmeleri mümkün ise de, uygun olmayan zamanda istifa edilmesi ve bundan dolayı şirketin zarara uğraması halinde ilgili üye, şirketin doğan zararını Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca gidermekle yükümlü olacaktır.
(Mustafa YAVUZ Yaklaşım / Ekim 2014)

ANONİM ŞİRKETLERDE NAMA YAZILI PAY SENEDİ ÇIKARILMASI
Ülkemizde, halka açık olmayan anonim şirketlerin büyük bir çoğunluğunun payları nama yazılıdır ve senede bağlanmamıştır. Ancak, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, payları nama yazılı olan anonim şirketlerde pay senedi çıkarma zorunluluğunu bir koşula bağlanmıştır. Bu koşul, nama yazılı pay senetlerin bastırılması için azlığın talepte bulunmasıdır. Azlığın talebi halinde, sadece azlık için değil bütün nama yazılı pay sahipleri için pay senedi bastırılır ve sahiplerine dağıtılır. Azlığın böyle bir talepte bulunmaması durumunda ise, pay senedi bastırma zorunluluğu doğmaz.
Bastırılacak nama yazılı pay senetlerinde “şirketin ticaret unvanının, şirketin sermaye tutarının, şirketin kuruluş tarihinin, şirketin kuruluş tarihindeki sermaye tutarının, çıkarılan pay senedinin tertibinin, çıkarılan pay senedinin tertibinin tescili tarihinin, senedin türünün ve itibarî değerinin, senedin kaç payı içerdiğinin, senet sahibinin adının ve soyadının veya ticaret unvanının, senet sahibinin yerleşim yerinin, pay senedi bedelinin ödenmiş olan miktarının” belirtilmesi ve senedin şirket adına imza etmeye yetkili olanlardan en az ikisi tarafından imza edilmiş olması şarttır. TTK, ayrıca, baskı şeklinde imzanın delikli olmasını veya sahtekârlığı engelleyici diğer güvenlik önlemlerinin uygulanmasını zorunlu tutmaktadır. Dolayısıyla, yönetim kurulu, nama yazılı pay senetlerini bastırırken Kanunun aradığı şekil şartları başta olmak üzere diğer zorunlulukları yerine getirmeye özen göstermeli ve mahkeme sürecine intikal etmesinin doğuracağı zaman ve kaynak israfını önlemek adına azlığın nama yazılı pay senedi bastırma taleplerini sürüncemede bırakmaktan yahut geri çevirmekten kaçınmalıdır.
(Soner ALTAŞ Vergi Dünyası Ekim 2014)

TEK KİŞİLİK ANONİM ŞİRKETE DÖNÜŞÜM İÇİN NE YAPILMALIDIR ?
6762 sayılı eski Ticaret Kanunu anonim şirketlerde en az beş pay sahibinin bulunmasını şart koşuyor ve pay sahiplerinin beş kişiden aşağı düşmesi halini şirket için fesih sebebi sayıyordu. 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu ise hem tek pay sahipli anonim şirket kuruluşuna hem de birden fazla pay sahibi olan anonim şirketlerin tek kişilik şirkete dönüştürülmesine izin vermektedir. İster ETK'ya isterse TTK'ya göre kurulmuş olsun, birden fazla pay sahibi olan anonim şirketlerin tek pay sahipli anonim şirkete dönüştürülebilmesi için; öncelikle, şirketteki pay sahibi sayısı bire düşürülmeli veya düşmeli; pay sahibi sayısının bire düştüğü tarihten itibaren yedi gün içinde durum yönetim kuruluna yazılı olarak bildirilmeli ve yönetim kurulu bu yazılı bildirimi aldığı tarihten itibaren yedi gün içerisinde, şirketin tek ortaklı bir anonim şirket olduğunu, bu tek pay sahibinin adını ve soyadını veya unvanını, kimlik numarasını, yerleşim yerini veya merkezini, vatandaşlığını, ticaret siciline tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan ettirmelidir. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde doğacak zarardan, bildirimde bulunmayan pay sahibi ve tescil ve ilanı yaptırmayan yönetim kurulu sorumlu olur.
Dolayısıyla, tek pay sahipli anonim şirkete dönüşümde esas önem arz eden koşul, şirketin paylarının tek kişide toplanması ve pay sahibi sayısının bire düşmesidir; diğerleri fiili durumun tescilidir. Anonim şirket pay sahibi sayısının bire düşürülmesinde kullanılacak en pratik yöntem; payların ve çıkarılmışsa pay senetlerinin devridir. Pay ve pay senetleri usulüne uygun olarak devredildikten ve şirketin onayına bağlandığı hallerde gerekli onay kararları alındıktan sonra pay devirleri şirketin pay defterine kaydedilir ve yönetim kurulu tarafından şirketin tek pay sahipli bir anonim şirket olduğu tescil ve ilan ettirilir. TTK ile getirilen bu imkâna karşılık, anonim şirket, tek pay sahibi kendisi olacak şekilde, tek pay sahipli bir şirket olarak tescil edilemez. Çünkü, TTK, anonim şirketin, tek pay sahibi olacak şekilde kendi payını iktisap etmesini ve ettirmesini yasaklamıştır.
(Soner ALTAŞ LY Mevzuat Dergisi Haziran 2014)

Anonim Şirketlerde Gündeme Bağlılık İlkesinin İstisnaları
TTK’da yer alan gündeme bağlılık ilkesinin istisnaları şu şekilde sıralanabilir: Haklı sebebin varlığı halinde gündemde yer almasa bile genel kurulun yönetim kurulu üyelerini görevden alması, çağrısız genel kurullarda pay sahiplerinin tamamının hazır bulunması halinde gündeme oybirliği ile madde ilave edilmesi, her pay sahibinin, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını istemesi, finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların genel kurulun bir karar almasına gerek olmaksızın toplantı başkanının kararıyla bir ay sonraya bırakılması, genel kurulda bilgi alma ve inceleme hakkının kullanımıdır. Ayrıca Sermaye Piyasası Kanunu’na göre halka açık şirketlerde Sermaye Piyasası Kurulu’nun görüşülmesini veya ortaklara duyurulmasını istediği hususların genel kurul gündemine alınması zorunludur.
(Mustafa YAVUZ Yaklaşım / Nisan 2014) 

Anonim Şirketlerde Özel Denetim İsteme Hakkı
Her pay sahibi gündemde olmasa dahi genel kuruldan özel denetçi atanmasını talep etmek hakkına sahiptir. Ancak, özel denetçi atama talebi genel kurulca reddedilen pay sahiplerinin mahkemece özel denetçi atanmasını sağlayabilmeleri için sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturacak veya paylarının itibari değeri toplamı en az bir milyon Türk Lirası olacak şekilde örgütlenmeleri ve süresi içinde dava yoluna gitmeleri gerekmektedir.
Özdem SATICI TOPRAK  (Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Başmüfettişi) Yaklaşım Kasım 2013

ANONİM ŞİRKETLERDE SERMAYE TAAHHÜDÜNÜN YERİNE GETİRİLMEMESİNİN SONUÇLARI
Nakdi taahhüt edilen payların itibari değerlerinin en az %25’inin tescilden önce, kalanının ise tescili izleyen 24 ay içinde ödenmesi zorunludur.
Sermaye koyma borcunu süresi içinde yerine getirmeyen pay sahibi, ihtara gerek olmaksızın, temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür. Diğer taraftan, anonim şirket, zararını ve pay sahibinin kusurunu ispatlamak şartıyla pay sahibi aleyhine tazminat davası açabilir. Bunun yanında, esas sözleşmede öngörülmesi şartıyla, temerrüt halinde pay sahipleri sözleşme cezası (cezai şart) ödemekle sorumlu tutulabilir. Iskatta ise yönetim kurulu, mütemerrit pay sahibini, iştirak taahhüdünden ve yaptığı kısmi ödemelerden doğan haklarından yoksun bırakmaya ve söz konusu payı satıp yerine başkasını almaya ve kendisine verilmiş pay senedi varsa bunları iptal etmeye yetkilidir.

Mustafa YAVUZ (Gümrük ve Ticaret Başmüfettişi) Vergi Dünyası Kasım 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder