Anonim Şirket Ortakları Belirli Konuların Denetlenme-Sini İsteyebilirler mi?
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre, anonim şirket pay sahiplerinden herhangi biri, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını genel kuruldan talep edebilir. Genel kurul, bu talebi oylamak zorundadır. Yapılacak oylama sonucunda, genel kurulun talebi onaylaması durumunda, şirket ya da pay sahiplerinden herhangi birisi, otuz gün içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir.
Genel kurulun pay sahibinden gelen özel denetim istemini reddetmesi halinde ise, halka açık olmayan anonim şirketlerde sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde ise yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az bir milyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilirler. Genel kurul kabul etsin ya da etmesin, özel denetçi sadece mahkeme tarafından atanır, şirket genel kurulu tarafından seçilemez. Ancak, yasa koyucu, özel denetim talebinin kötüye kullanılması ve şirkete zarar vermesi tehlikesinin azaltılması amacıyla, pay sahibinin özel denetim talebinde bulunmasını bir ön şarta bağlamıştır. Bu nedenle, pay sahibinin yahut azlığın, özel denetim istemeden önce, bilgi alma veya inceleme hakkını kullanması gerekir.
(Soner ALTAŞ Yaklaşım / Ocak 2016)
Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyelerine Ödenen Huzur Hakları
Anonim
şirketlerde yönetim kurulu üyelerine ödenen huzur hakları varsa şirket ana
sözleşmesine, yoksa genel kurul kararlarına göre ödenmesi gerekmektedir.
Eski 6762
sayılı TTK’da huzur hakkının her oturum başına verileceğine ilişkin açık hüküm
bulunurken, YTTK’nın 394. maddesi yönetim kurulu üyelerine, yönetim kurulu
toplantılarına katılmadan huzur hakkı ödeneceğine ilişkin bir anlam
taşımamaktadır.
Şirket ana
sözleşmesine veya genel kurul kararı uyarınca yönetim kurulu üyelerine huzur
hakkı ödenebilmesi için yönetim kurulu üyelerinin toplantılara katılmaları ve
toplantı başına huzur hakkı almaları gerektiği aksi halde yapılan ödemelerin
transfer fiyatlandırılması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı nedeniyle cezalı
tarhiyata konu olabileceği görüşündeyiz.
(Mesut ÇIRAK Yaklaşım / Kasım 2015)
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’na Göre Anonim Şirketlerde Azınlık Pay Sahiplerinin Hakları (E-Yaklaşım)
Sermaye
şirketlerinde çoğunluk ilkesinin geçerli olmasının sonucu olarak, çoğunluk ile
azınlık pay sahipleri arasında ortaya çıkabilecek menfaat çatışmasını dikkate
alan kanun koyucu, anonim şirketlerde tüm pay sahiplerine tanınan kişisel
hakların dışında azınlık pay sahiplerine de belirli hak ve yetkiler tanımıştır.
Bu çerçevede, Mülga Kanun ile karşılaştırıldığında Meri 6102 sayılı Türk
Ticaret Kanunu ile azınlığa daha geniş ve yeni hak ve yetkiler sağlanmıştır. Bu
hakların bir kısmı Türk Ticaret Kanunu ile doğrudan azınlık pay sahiplerine
verilmiş, bazı hakların kullanımı için ise şirket anasözleşmesinde hüküm
bulunma şartı getirilmiştir. Bu çerçevede, genel kurulu olağanüstü toplantıya
davet ve gündeme madde ekletme, finansal tabloların müzakerelerini erteleme,
anonim şirketin ya da şirketler topluluğunun denetçisinin görevden alınması ve
yerine başka bir denetçi atanması davası açabilme, özel denetim isteme, nama
yazılı hisselerin bastırılmasını talep etme, şirketin feshini talep etme ve
kurucuların, ilk yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ibrasının engellenmesi
haklarının Kanun’a dayalı olarak doğrudan azlığa verilen haklar olduğu
görülmektedir. Bununla birlikte, azınlığın yönetim kurulunda temsili ve aday
önerebilmesi hakları anasözleşmede hüküm bulunmak şartıyla kullanılabilecek
haklardır. Azınlık pay sahipleri bu denli önemli ve etkili haklara sahip
olmakla birlikte, bu hakların kullanımı sonucunda kendileri tarafından
istenmeyen sonuçlarla da karşılaşılabilecektir. Bu bağlamda, örneğin şirketin
haklı sebeplerle feshini mahkemeden talep edilmesi halinde mahkeme; haklı
sebeplerin varlığına kanaat getirse dahi şirketin devamına daha uygun olduğu
kararına varırsa azınlık pay sahiplerinin paylarının ödenip şirketten
çıkarılmalarına karar verebilecektir. Yine 6102 sayılı TTK’nın 208. maddesi
uyarınca şirketler topluluğunda, azlık, dürüstlük kuralına aykırı davranıyor,
şirketin çalışmasını engelliyor, fark edilir sıkıntı yaratıyor veya pervasızca
hareket ediyorsa, hâkim şirketin, doğrudan veya dolaylı olarak bir sermaye
şirketinin paylarının ve oy haklarının en az % 90’ına sahip olması halinde
azlığın paylarını satın alabilecektir. Dolayısıyla, azınlığa verilen hakların
dürüstlük ilkesi çerçevesinde ve yukarıda belirtildiği üzere hakkın
kullanımının doğurabileceği olumsuz sonuçların da göz önüne alınması suretiyle
kullanılması önem taşımaktadır.
(Kadir ÖZDEMİR E-Yaklaşım / Eylül 2015)
Anonim
Şirketlerde Rüçhan Hakkı
Sermaye
şirketlerinde pay sahiplerinin toplam sermaye içindeki payı esas itibariyle
haiz olacakları haklar konusunda da belirleyici olduğundan şirketçe sermaye
artırımı nedeniyle çıkarılacak yeni payların öncelikli alımı anlamına gelen
rüçhan hakkı da pay sahibinin şirket sermayesi içindeki payına paralel olarak
artacaktır. Ticaret Kanunu’nda her pay sahibinin rüçhan hakkını haiz olduğu
belirtilmiş olmakla birlikte bu hakkın kısmen kısıtlanmasına veya tamamen
ortadan kaldırılmasına yönelik de bazı hükümlere yer verilmiştir. Buna göre
haklı sebeplerin mevcut olması ve asgari, esas sermayenin yüzde altmışının
olumlu oyunun sağlanması halinde bu hakkın kısıtlanması veya bertaraf edilmesi
mümkün olabilecektir. Şirket genel kurulunun gerek haklı sebep olmaksızın ve
gerekse yasada belirtilen nisaplar gözetilmeksizin rüçhan hakkını kısıtlamaya
veya kaldırmaya yönelik karar almış olması ise bu husustaki genel
kurul kararının iptali veya butlanını gündeme getirebilecektir.
(Özdem SATICI TOPRAK Yaklaşım / Nisan 2015)
ANONİM
VE LİMİTED ŞİRKETLERDE SINIRLI TEMSİLE İLİŞKİN İÇ YÖNERGE
DÜZENLEMESİ
VE BUNUN UNSURLARI
6552 sayılı Torba Kanun ile Türk Ticaret Kanununa eklenen hükümler ile
anonim ve limited şirketlerde, murahhas üye ve müdürler ile ticari mümessil ve
ticari vekiller dışında, temsile yetkili olmayan yönetim kurulu
üyelerinin/müdürlerin veya şirkete hizmet akdi ile bağlı olanların sınırlı
yetkiye sahip ticari vekil veya diğer tacir yardımcıları olarak atanabilmesi
mümkün hale gelmiştir. Artık anonim ve limited şirketlerde temsil yetkisine
konu ve miktar bakımından sınırlama getirilebilecektir. TTK'nın 371/VII ve
629/III. maddeleri kapsamında anılan şirketlerde sınırlı yetkiye sahip temsilci
atanabilmesi için; söz konusu temsilcilerin görev ve yetkilerinin bahsi geçen
Kanunun 367. maddesine göre hazırlanacak iç yönergede açıkça belirlenmesi,
dolayısıyla bir iç yönerge hazırlanması, iç yönerge hazırlayabilmek için esas
sözleşmede yetki devrine izin veren bir hükmün olması, esas sözleşmede böyle
bir hüküm yoksa sözleşme değişikliğine gidilmesi, iç yönergenin tescil ve ilan
edilmesi, sınırlı yetkili kimselerin anonim şirketlerde yönetim kurulu, limited
şirketlerde ise müdürler tarafından atanması ve yine atananların da tescil ve
ilan ettirilmesi gerekmektedir.
Kanaatimizce iç yönergenin tamamının tescil ve ilan edilmesine gerek
bulunmamaktadır; sadece sınırlı yetkili olarak atanacakların
görev ve yetkilerinin yer aldığı bölümün tescil ve ilanı yeterlidir.
Ancak uygulamaya yön vermek bakımından
TTK'nın 210/I. maddesi bağlamında Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca söz konusu
hususun ikincil düzenlemeyle açıklığa kavuşturulması uygun
olacaktır.
Anonim ve limited şirketlerde kural olarak kanundan veya esas sözleşmeden
doğan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, başkasına devreden organlar
veya kişiler, bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede
özen göstermediklerinin ispat edilmesi hali hariç, bu kişilerin fiil ve
kararlarından sorumlu değilken, TTK md. 371/VII'de yapılan özel düzenleme
nedeniyle yönetim kurulu üyeleri/müdürler, sınırlı yetkili olarak atananların
şirkete ve üçüncü kişilere verecekleri her tür zarardan dolayı kusur şartı
aranmaksızın müteselsilen sorumlu olacaktır.
(Mustafa YAVUZ MDERGI Mart 2015)
Anonim
Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Özen ve Bağlılık Yükümlülüğü İle Bu
Yükümlülüğün İstisnaları
Özen ve
bağlılık yükümlülüğü kuralına göre, anonim şirket yönetim kurulu üyeleri ve
yönetimle görevli üçüncü kişiler, görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle
yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek
yükümlülüğü altındadırlar. Bu kuralın istisnası şirketler topluluğu açısından
geçerlidir. Bir ticaret şirketi bir sermaye şirketinin paylarının ve oy
haklarının doğrudan veya dolaylı olarak yüzde yüzüne sahipse, hâkim şirketin
yönetim kurulu, topluluğun belirlenmiş ve somut politikalarının gereği olmak
şartıyla, kaybına sebep verebilecek sonuçlar doğurabilecek nitelik taşısalar
bile, bağlı şirketin yönlendirilmesine ve yönetimine ilişkin talimat verebilir.
Bağlı şirketin organları talimata uymak zorundadır. Ayrıca diğer bir istisna olarak,
şirketler topluluğunda bağlı şirketin yönetim kurulu üyeleri, yöneticileri ve
sorumlu tutulabilecek ilgililer, talimatlara uymaları nedeniyle, şirkete ve pay
sahiplerine karşı sorumlu tutulamazlar.
(Ufuk ÜNLÜ Yaklaşım / Şubat 2015)
ANONİM VE LİMİTED ŞİRKETLERDE ŞUBE
AÇILIŞI İLE ŞUBELERİN UNSURLARI, SONUÇLARI VE KAPANIŞI
Anonim ve
limited şirketler, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve bu Kanuna istinaden
Bakanlar Kurulunca çıkarılmış olan Ticaret Sicili Yönetmeliği hükümlerine göre
ihtiyaç duydukları yerlerde bir veya daha fazla sayıda şube açabilir. Şubelerin
temel özellikleri; iç ilişkilerde merkeze bağlı olması, dış ilişkilerde ise
bağımsız olarak faaliyet göstermesi, kendi başına sınai veya ticari faaliyette
bulunabilmesi, merkez ile şube arasında yer ayrılığının bulunmasıdır. Şubenin
varlığı için muhasebe kayıtlarının şubede tutulması ve bağımsız bir sermayeye
sahip olunması şart değildir. Şube açılışı için öncelikle anonim şirketlerde
yönetim kurulu, limited şirketlerde genel kurul karar almalı ve bu karar notere
onaylattıktan sonra ticaret siciline tescil ve ilan ettirilmelidir.
Şube olmanın
sonuçları; bulundukları yerdeki ticaret siciline tescil ettirilme, merkezin
ticaret unvanını kullanma, bulundukları yerdeki ticaret ve/veya sanayi
odalarına üye olma, şubenin bulunduğu yer mahkemesinde dava açılabilme, bazı
işlemlerin hem merkezde hem de şubede yapılması şeklinde sıralanabilir.
Unutulmamalıdır
ki, şube açılışı ve kapanışının tescil ve ilan ettirilmesi yanında, bu durum
mevzuatta öngörülen süreler içerisinde de ilgili Vergi Dairesi Başkanlığına ve
Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne bildirilmelidir. Aksi takdirde şirket
yöneticileri değişik yaptırımlarla karşı karşıya kalabilecektir.
(Mustafa
YAVUZ MDERGI Kasım 2014)
ANONİM ŞİRKETİ TEMSİLDE KAÇ İMZA
GEREKİR ?
6762 sayılı
eski Ticaret Kanunu anonim şirket yönetim kurulunun en az üç üyeden oluşması
şart koşmakta iken, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu tek üyeli yönetim kuruluna
izin vermiştir. Anonim şirketin temsil organı yönetim kuruludur. Tek üyeli
yönetim kuruluna sahip anonim şirketlerde, temsil yetkisi tek imza ile
kullanılır. Birden fazla üyeye sahip yönetim kurullarında ise, şirket esas
sözleşmesinde aksine hüküm yok ise, temsil yetkisi çift imza ile kullanılır.
Ancak, şirket esas sözleşmesine konulacak bir hüküm ile birden fazla üyeli
yönetim kuruluna sahip anonim şirketlerde de tek imza sisteminin belirlenmesi
mümkündür. Yönetim kurulu, temsile yetkili kişileri ve bunların temsil
şekillerini gösterir kararının noterce onaylanmış suretini, tescil ve ilân
edilmek üzere ticaret siciline verir. Yönetim kurulu üyeliklerinde ve temsil
yetkisinde yaşanan değişiklikler de aynı usulle tescil ve ilan edilir.
Bununla
birlikte, uygulamada zaman zaman birden fazla üyesi olan yönetim kurullarında,
şirket esas sözleşmesinde herhangi bir hüküm bulunmadığı halde, yönetim kurulu
üyelerinin her birine münferit (tek) imza yetkisi verilmesi sözkonusu
olabilmektedir. Oysa, tek imzalı temsil yetkisinin tescili taleplerinde,
şirketin esas sözleşmesine bakılması ve eğer yönetim kurulu tek üyeden
oluşmuyorsa temsilde tek imza sisteminin benimsendiği şeklinde şirket
sözleşmesinde hüküm bulunup bulunmadığının araştırılması, böyle bir hüküm yok
ise tescil ve ilan talebinin ticaret sicili müdürlükleri tarafından reddedilmesi
gerektiği kanısındayız. Dolayısıyla, yönetim kurulu birden fazla üyeden oluşan
anonim şirketlerde, eğer tek imza sistemi de kullanılmak isteniyorsa, şirketin
esas sözleşmesinde değişikliğe gidilerek bu konuda açık bir hükmün sözleşmeye
konulması gerekir.
(Soner ALTAŞ MDERGI
Kasım 2014)
Anonim
Şirket Genel Kurulunun Münferit Pay Sahipleri ve Azlık Tarafından Toplantıya
Çağrılması
Anonim şirketlerde genel kurulu toplantıya davet etme görev ve yetkisi
kural olarak anonim şirket yönetim kuruluna aittir.Ancak, anonim şirket yönetim
kurulunun devamlı olarak toplanamaması ya da toplantı nisabının oluşmasına
imkân bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında, pay sahiplerinden her biri
mahkemeye müracaat edip izin almak suretiyle genel kurulu toplantıya çağırabilir.
Ayrıca, kapalı anonim şirketlerde sermayenin en az %10’unu, halka açık
şirketlerde ise sermayenin en az %5’ini oluşturan pay sahipleri, “gerektirici
sebepleri ve gündemi” yazılı olarak belirtmek koşuluyla yönetim
kurulundan, enel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten
toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını
isteyebilirler. Çağrı ve gündeme madde konulması talebi noter aracılığıyla
yapılır.
Azlık tarafından yapılan çağrı talebi, yönetim
kurulu tarafından kabul edildiği takdirde, genel kurul en geç kırkbeş gün
içinde yapılacak şekilde yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılır. Bu
sürenin geçirilmesi halinde ise çağrı azlık pay sahiplerince yapılır. Azlığın
çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin talepleri yönetim kurulu
tarafından reddedildiği veya taleplerine yedi iş günü içinde olumlu cevap
verilmediği takdirde, aynı pay sahipleri, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki
asliye ticaret mahkemesine başvurarak, genel kurulun toplantıya çağrılmasını
talep edebilirler. Fakat, mahkemenin izin verebilmesi için yönetim kuruluna
başvuru yolunun tüketilmiş olması gerekir. Bu nedenle, azlık pay sahiplerinin,
mahkemeye müracaat etmeden önce Kanunun aradığı şartları yerine getirmeye ve
şirket içi müracaat yollarını tüketmeye özen göstermeleri gerekir.
(Soner ALTAŞ E-Yaklaşım / Kasım 2014)
Anonim
Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyelerinin İstifası
Anonim
şirketlerde yönetim kurulu üyeleri, herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın
her zaman üyelikten istifa edebilir. İstifanın kabulü için yönetim kurulu veya
genel kurulca bir karar alınması gerekli değildir. İstifa iç ilişkide, bu
yöndeki beyanın şirkete ulaşmasıyla hukuki sonuç doğurur. İstifanın dış
ilişkide iyi niyetli üçüncü kişiler bakımından etkili olabilmesi için ise
ticaret siciline tescili gerekir. İstifa için belli bir şekil şartı
bulunmamakla birlikte, ispat açısından bu işlemin yazılı olarak yapılması ve
hatta istifayı içeren yazılı beyanın noter kanalıyla veya iadeli taahhütlü
mektupla şirkete gönderilmesi uygun olacaktır.
Yönetim
kurulu üyelerinin kendi iradeleriyle her zaman istifa etmeleri mümkün ise de,
uygun olmayan zamanda istifa edilmesi ve bundan dolayı şirketin zarara uğraması
halinde ilgili üye, şirketin doğan zararını Türk Borçlar Kanunu hükümleri
uyarınca gidermekle yükümlü olacaktır.
(Mustafa YAVUZ Yaklaşım / Ekim 2014)
ANONİM ŞİRKETLERDE NAMA YAZILI PAY
SENEDİ ÇIKARILMASI
Ülkemizde,
halka açık olmayan anonim şirketlerin büyük bir çoğunluğunun payları nama
yazılıdır ve senede bağlanmamıştır. Ancak, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu,
payları nama yazılı olan anonim şirketlerde pay senedi çıkarma zorunluluğunu
bir koşula bağlanmıştır. Bu koşul, nama yazılı pay senetlerin bastırılması için
azlığın talepte bulunmasıdır. Azlığın talebi halinde, sadece azlık için değil
bütün nama yazılı pay sahipleri için pay senedi bastırılır ve sahiplerine
dağıtılır. Azlığın böyle bir talepte bulunmaması durumunda ise, pay senedi
bastırma zorunluluğu doğmaz.
Bastırılacak
nama yazılı pay senetlerinde “şirketin ticaret unvanının, şirketin sermaye tutarının, şirketin kuruluş tarihinin,
şirketin kuruluş tarihindeki sermaye tutarının, çıkarılan pay senedinin tertibinin,
çıkarılan pay senedinin tertibinin tescili tarihinin, senedin türünün ve
itibarî değerinin, senedin kaç payı içerdiğinin, senet sahibinin adının
ve soyadının veya ticaret unvanının, senet sahibinin yerleşim yerinin, pay senedi bedelinin ödenmiş olan miktarının”
belirtilmesi ve senedin şirket adına imza etmeye yetkili olanlardan en az ikisi
tarafından imza edilmiş olması şarttır. TTK, ayrıca, baskı şeklinde imzanın delikli olmasını veya sahtekârlığı engelleyici
diğer güvenlik önlemlerinin uygulanmasını zorunlu tutmaktadır. Dolayısıyla,
yönetim kurulu, nama yazılı pay senetlerini bastırırken Kanunun aradığı şekil
şartları başta olmak üzere diğer zorunlulukları yerine getirmeye özen
göstermeli ve mahkeme sürecine intikal etmesinin doğuracağı zaman ve kaynak
israfını önlemek adına azlığın nama yazılı pay senedi bastırma taleplerini
sürüncemede bırakmaktan yahut geri çevirmekten kaçınmalıdır.
(Soner ALTAŞ
Vergi Dünyası Ekim 2014)
TEK KİŞİLİK ANONİM ŞİRKETE DÖNÜŞÜM
İÇİN NE YAPILMALIDIR ?
6762 sayılı
eski Ticaret Kanunu anonim şirketlerde en az beş pay sahibinin bulunmasını şart
koşuyor ve pay sahiplerinin beş kişiden aşağı düşmesi halini şirket için fesih
sebebi sayıyordu. 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu ise hem tek pay sahipli
anonim şirket kuruluşuna hem de birden fazla pay sahibi olan anonim şirketlerin
tek kişilik şirkete dönüştürülmesine izin vermektedir. İster ETK'ya isterse
TTK'ya göre kurulmuş olsun, birden fazla pay sahibi olan anonim şirketlerin tek
pay sahipli anonim şirkete dönüştürülebilmesi için; öncelikle, şirketteki pay
sahibi sayısı bire düşürülmeli veya düşmeli; pay sahibi sayısının bire düştüğü
tarihten itibaren yedi gün içinde durum yönetim kuruluna yazılı olarak
bildirilmeli ve yönetim kurulu bu yazılı bildirimi aldığı tarihten itibaren
yedi gün içerisinde, şirketin tek ortaklı bir anonim şirket olduğunu, bu tek
pay sahibinin adını ve soyadını veya unvanını, kimlik numarasını, yerleşim
yerini veya merkezini, vatandaşlığını, ticaret siciline tescil ve Türkiye
Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan ettirmelidir. Bu yükümlülüklerin yerine
getirilmemesi halinde doğacak zarardan, bildirimde bulunmayan pay sahibi ve
tescil ve ilanı yaptırmayan yönetim kurulu sorumlu olur.
Dolayısıyla,
tek pay sahipli anonim şirkete dönüşümde esas önem arz eden koşul, şirketin
paylarının tek kişide toplanması ve pay sahibi sayısının bire düşmesidir;
diğerleri fiili durumun tescilidir. Anonim şirket pay sahibi sayısının bire
düşürülmesinde kullanılacak en pratik yöntem; payların ve çıkarılmışsa pay
senetlerinin devridir. Pay ve pay senetleri usulüne uygun olarak devredildikten
ve şirketin onayına bağlandığı hallerde gerekli onay kararları alındıktan sonra
pay devirleri şirketin pay defterine kaydedilir ve yönetim kurulu tarafından
şirketin tek pay sahipli bir anonim şirket olduğu tescil ve ilan ettirilir. TTK
ile getirilen bu imkâna karşılık, anonim şirket, tek pay sahibi kendisi olacak
şekilde, tek pay sahipli bir şirket olarak tescil edilemez. Çünkü, TTK, anonim
şirketin, tek pay sahibi olacak şekilde kendi payını iktisap etmesini ve
ettirmesini yasaklamıştır.
(Soner ALTAŞ LY
Mevzuat Dergisi Haziran 2014)
Anonim
Şirketlerde Gündeme Bağlılık İlkesinin İstisnaları
TTK’da yer alan gündeme bağlılık ilkesinin istisnaları şu şekilde
sıralanabilir: Haklı sebebin varlığı halinde gündemde yer almasa bile genel
kurulun yönetim kurulu üyelerini görevden alması, çağrısız genel
kurullarda pay sahiplerinin tamamının hazır bulunması halinde gündeme
oybirliği ile madde ilave edilmesi, her pay sahibinin, pay sahipliği
haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya
inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle
açıklığa kavuşturulmasını istemesi, finansal tabloların müzakeresi ve buna
bağlı konuların genel kurulun bir karar almasına gerek olmaksızın toplantı
başkanının kararıyla bir ay sonraya bırakılması, genel kurulda bilgi alma ve
inceleme hakkının kullanımıdır. Ayrıca Sermaye Piyasası Kanunu’na göre halka
açık şirketlerde Sermaye Piyasası Kurulu’nun görüşülmesini veya ortaklara
duyurulmasını istediği hususların genel kurul gündemine alınması zorunludur.
(Mustafa YAVUZ Yaklaşım / Nisan 2014)
Anonim Şirketlerde Özel Denetim İsteme Hakkı
Her
pay sahibi gündemde olmasa dahi genel kuruldan özel denetçi atanmasını talep
etmek hakkına sahiptir. Ancak, özel denetçi atama talebi genel kurulca
reddedilen pay sahiplerinin mahkemece özel denetçi atanmasını sağlayabilmeleri
için sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini
oluşturacak veya paylarının itibari değeri toplamı en az bir milyon Türk Lirası
olacak şekilde örgütlenmeleri ve süresi içinde dava yoluna gitmeleri
gerekmektedir.
Özdem SATICI TOPRAK (Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı Başmüfettişi) Yaklaşım Kasım 2013
ANONİM ŞİRKETLERDE SERMAYE TAAHHÜDÜNÜN YERİNE
GETİRİLMEMESİNİN SONUÇLARI
Nakdi taahhüt edilen payların itibari değerlerinin
en az %25’inin tescilden önce, kalanının ise tescili izleyen 24 ay içinde
ödenmesi zorunludur.
Sermaye koyma borcunu süresi içinde yerine
getirmeyen pay sahibi, ihtara gerek olmaksızın, temerrüt faizi ödemekle
yükümlüdür. Diğer taraftan, anonim şirket, zararını ve pay sahibinin kusurunu
ispatlamak şartıyla pay sahibi aleyhine tazminat davası açabilir. Bunun
yanında, esas sözleşmede öngörülmesi şartıyla, temerrüt halinde pay sahipleri
sözleşme cezası (cezai şart) ödemekle sorumlu tutulabilir. Iskatta ise yönetim
kurulu, mütemerrit pay sahibini, iştirak taahhüdünden ve yaptığı kısmi
ödemelerden doğan haklarından yoksun bırakmaya ve söz konusu payı satıp yerine
başkasını almaya ve kendisine verilmiş pay senedi varsa bunları iptal etmeye
yetkilidir.
Mustafa YAVUZ (Gümrük ve Ticaret Başmüfettişi) Vergi
Dünyası Kasım 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder