T.C. DANIŞTAY
Üçüncü
Daire
Esas
No: 2009/4750
Karar
No: 2011/4705
"İçtihat Metni"
Özeti
: Limited
şirket kanuni temsilcisi olan davacının şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğu
dönemde gerçekleşen sahte fatura kullanma eylemine ilişkin olarak re'sen
yapılan tarhiyatlar hakkında bir başka kanuni temsilci döneminde uzlaşılmış
olması ve yine davacının dönemine ait bir vergisel yükümlülüğün ihlali
nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezasının başka kanuni temsilci döneminde
taksite bağlanmış olması, davacının bu borçlara ilişkin sorumluluğunu
kaldırmayacağı hakkında.
(Vergi
Dünyası Ağustos 2015)
MÜNFESİH ŞİRKET ADINA TARH EDİLEN
VERGİ VE KESİLEN CEZA İÇİN KANUNİ TEMSİLCİ ADINA ÖDEME EMRİ DÜZENLENMESİ
Danıştay
7. Dairesi
Tarih
: 12.05.2014
Esas
No : 2011/7412
Karar
No : 2014/2572
VUK Md. 10
Tüzel kişiliğin sona ermesinden önceki dönemlerle ilgili olsa dahi,
münfesih şirket adına tarh ve ceza kesme işlemleri tesis edilemeyeceği;
dolayısıyla, kamu alacağının söz konusu şirketten tahsil edilmesinde hukuken
olanak bulunmadığından, kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme
emrinde isabet bulunmadığı hk.
(Yaklaşım / Haziran 2015)
T.C. D A N
I Ş T A Y
Vergi Dava
Daireleri Genel Kurulu
Esas No:
2013/150
Karar No:
2014/96
Özeti : Ödeme emirlerine konu vergi borcunun
ait olduğu dönemde şirket ortağı olduğu anlaşılan davacının hissesi oranında
takip edilebileceği; kanuni temsilciler ile ortaklar arasında kamu alacağının
takibi açısından bir öncelik sırası bulunmadığı hakkında.
(Yaklaşım / Mart 2015)
Danıştay
Vergi Dava Daireleri Kurulu
Tarih
: 19.02.2014 Esas
No : 2013/150 Karar
No : 2014/96
VUK Md. 10
AATUHK Md.
35
Ödeme emirlerine konu vergi borcunun ait olduğu dönemde limited şirket
ortağı olan ortağın hissesi oranında takip edilebileceği; kanuni temsilciler
ile limited şirket ortakları arasında kamu alacağının takibi açısından bir
öncelik sırası bulunmadığı hk.
(Yaklaşım / Şubat 2015)
Limited
Şirket Ortağının Kamu Borçları Dışında Kalan Diğer Şirket Borçlarından
Sorumsuzluğu
Limited
şirketlerde, şirket borçlarından dolayı ortakların sorumluluğu, borcun özel
borç ya da kamu borcu olmasına göre değişmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret
Kanunu’na göre limited şirket ortakları, sınırlı sorumluluk kapsamında şirket
borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını
ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülmesi halinde ek ödeme ve yan edim
yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdür. Bu bağlamda, şirketin üçüncü
kişilere olan borçlarından dolayı ve şirket alacaklılarına karşı ortağın,
hiçbir surette sorumluluğu bulunmamaktadır. Dolayısıyla şirketin özel hukuk
hükümlerine tabi borçları nedeniyle alacaklılar, ortaklardan doğrudan ya da
dolaylı olarak kişisel herhangi bir talepte bulunamaz.
Bununla
birlikte, Devlet, il özel idaresi ve belediyelere olan vergi, SGK primi, resim,
harç, vergi cezası, para cezası, gecikme zammı, faiz gibi kamu alacaklarında
ise durum farklıdır. Limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen
tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan söz konusu kamu
alacaklarından sermaye payları oranında doğrudan doğruya sorumludur ve ilgili
mevzuat gereğince takibe tabi tutulur. Hatta ortağın şirketteki sermaye payını
devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahısların devir öncesine ait
kamu alacaklarının ödenmesinden müteselsilen sorumludur.
(Mustafa YAVUZ Yaklaşım / Ocak 2015)
T.C. DANIŞTAY
Üçüncü Daire
Esas No : 2011/991
Karar No : 2013/3859
Özeti : Türk Ticaret Kanunu’nun 511 ve
515'inci maddesi uyarınca,tescil ve ilan yapılana kadar iç işlem niteliğinde
olan hisse devri nedeniyle vergi dairesine kanuni temsilcilik görevinden
ayrıldığına ilişkin bir bildirimde bulunmadığı anlaşılan davacının, kanuni
temsilci sıfatıyla sorumlu tutulmasında hukuka aykırılık bulunmadığı hakkında.
(Vergi
Dünyası Ocak 2015)
DANIŞTAY ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2011/991
Karar No : 2013/3859
Özet: Tescil
ve ilân yapılana kadar iç işlem niteliğinde olan hisse devri nedeniyle vergi
dairesine kanuni temsilcilik görevinden ayrıldığına ilişkin bir bildirimde
bulunmadığı anlaşılan davacının, kanuni temsilci sıfatıyla sorumlu tutulmasında
hukuka aykırılık bulunmadığı hk.
(MDERGİ
Aralık 2014)
ORTAKLIK PAYINI DEVREDEN LİMİTED
ŞİRKET ORTAĞININ, DEVİR ÖNCESİ KAMU ALACAĞINDAN SORUMLULUĞU
Danıştay
Vergi Dava Daireleri Kurulu
Tarih
: 30.04.2013
Esas
No : 2011/491
Karar No : 2013/190
AATUHK Md.
35
VUK Md. 8
6183 sayılı Kanun’un 35. maddesine göre limited şirket ortakları,
şirketten tahsiline olanak bulunmayan kamu alacaklarının ödenmesinden doğrudan
doğruya ve payları oranında sorumlu olduğundan, kamu alacağını yaratan
vergilendirmenin ait olduğu dönemde şirketin paylarına sahip ortakların, bu
dönemden sonra paylarını devretmiş olsalar da ortaklık sıfatının sürdüğü
dönemlere ilişkin kamu borçlarından sorumlu olacakları hk.
(Yaklaşım / Aralık 2014)
T.C. D A N I Ş T A Y Vergi Dava
Daireleri Kurulu
Esas No : 2010/184
Karar No : 2012/97
Özeti : 1- Kanuni temsilciler için öngörülen
sorumluluk, tüzel kişinin vergi ile ilgili ödevlerinin gereği gibi yerine
getirilmemesinden doğmakla birlikte, tüzel kişinin varlığından tamamen veya
kısmen tahsil edilememiş olmak şartına bağlanmasına karşın, limited şirket
ortaklarının, şirketten tahsil edilemeyen kamu alacağından sermaye payı
düzeyinde doğrudan doğruya sorumlu tutulduğu,
2- Limited şirket ortağı ile kanuni
temsilcinin takibinin farklı kurallara tabi olduğu ve 6183 sayılı Kanun’da,
kamu alacağının öncelikle kanuni temsilciden aranması, tahsil edilememesi
halinde sermaye payı ile sınırlı olmak üzere ortakların mal varlığından tahsil
edilmesini öngören bir sıralama yapılmasına gerek bulunmadığı ve böyle bir
sıralama bulunmadığı hakkında.
(Vergi Dünyası Kasım 2014)
Limited
Şirketlerde Müdürlerin Hukuki Sorumluluğunu Ortadan Kaldıran Durumlar
Limited
şirketler, müdür/müdürler tarafından yönetilir ve temsil olunur. 6102 sayılı
Türk Ticaret Kanunu’nda müdürlere önemli görev ve yetkiler verilmiş; bununla
beraber, ağır yükümlülük ve sorumluluklar da yüklenmiştir. Kanun’da öngörülen
yükümlülüklerin ihlali ve sorumlulukların yerine getirilmemesi halinde şirket
tüzel kişiliği, ortaklar ve şirket alacaklıları, müdürler hakkında hukuki
sorumluluk (tazminat) davası açılabilir. Ancak belli durumların varlığı halinde
müdürler aleyhine sorumluluk davası açılamayacaktır. Bu durumlar; genel kurulun
müdürleri ibra etmesi, zararın ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren iki
ve her halde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren beş yıllık
zamanaşımı süresinin dolması, Kanun’dan veya şirket sözleşmesinden doğan bir
görev veya yetkinin, kanuna dayanılarak başkasına devri ve kusurlu hareket
edilmediğinin ispatı şeklinde sıralanabilir.
Ayrıca,
TTK’da sorumluluğu sona erdiren yeni bir durum da öngörülmüştür. Buna göre
müdürler, kontrolü dışında kalan, Kanun’a veya şirket sözleşmesine aykırılıklar
veya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamayacak, bu sorumlu olmama durumu
gözetim ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamayacaktır.
Görüldüğü
üzere, limited şirketlerde müdürlerin hukuki sorumluluğu ağırdır; ancak bu
sorumluluk sürekli olarak devam etmemektedir. Belli hallerin varlığı halinde
müdürlerin hukuki sorumluluğu ortadan kalkmakta, bir başka deyişle müdürler
sorumluluktan kurtulmaktadır.
(Mustafa YAVUZ Yaklaşım / Kasım 2014)
Limited Şirket Ortaklarının Vergi
Borçlarından Dolayı Sorumlulukları
T.C. DANIŞTAY Vergi Dava
Daireleri Kurulu
Esas No : 2011/491
Karar No : 2013/190
Özeti : 6183 sayılı Kanun’un 35'inci
maddesine göre limited şirket ortakları, şirketten tahsiline olanak bulunmayan
kamu alacaklarının ödenmesinden doğrudan doğruya ve payları oranında sorumlu
olduğundan, kamu alacağını yaratan vergilendirmenin ait olduğu dönemde şirketin
paylarına sahip ortakların, bu dönemden sonra paylarını devretmiş olsalar da
ortaklık sıfatının sürdüğü dönemlere ilişkin kamu borçlarından sorumlu
olacakları hakkında.
(Vergi
Dünyası Ekim 2014)
Limited şirketin mal varlığından tahsil
edilemeyen vergi borcuna karşı kanuni temsilciler ile limited şirket
ortaklarının sorumluluk durumlarının, aralarında sıralama yapılmasını
gerektirecek nitelikte olmadığı gibi Yasa’da da bir öncelik sıralaması
yapılmadığından, şirketin mal varlığından tahsil edilemeyen vergi alacağı için
şirket ortaklarının takip edilebileceği hk.
Danıştay Vergi Dava
Daireleri Genel Kurulu
Tarih
: 30.04.2014
Esas No: 2014/144
Karar No : 2014/307
(Yaklaşım / Eylül 2014)
LİMİTED ŞİRKET ORTAĞINA HACİZ.
DANIŞTAY VERGİ
DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No :
2011/573
Karar No :
2013/204
Özet: Ortağı
olduğu asıl borçlu limited şirkete tebliğ edilmiş bir ödeme emrine
dayanmaksızın ve 6183 sayılı Yasa hükümleri kapsamında hakkında bir cebri
takibata başlanmadan, asıl borçlu şirketle ilgili takibat kapsamında ortağın
taşınmazına uygulanan haciz işleminde, hukuka uygunluk bulunmadığı Hk.
(MDERGI/Temmuz
2014)
Limited Şirket ortakları şirketten
ayrılsa bile kamu borçlarından sorumludur
T.C.
DANIŞTAY
VERGİ DAVA
DAİRELERİ KURULU
Esas No :
2011/491
Karar No :
2013/190
Özet: 6183
sayılı Kanun'un 35'inci maddesine göre limited şirket ortakları, şirketten
tahsiline olanak bulunmayan kamu alacaklarının ödenmesinden doğrudan doğruya ve
payları oranında sorumlu olduğundan, kamu alacağını yaratan vergilendirmenin
ait olduğu dönemde şirketin paylarına sahip ortakların, bu dönemden sonra
paylarını devretmiş olsalar da ortaklık sıfatının sürdüğü dönemlere ilişkin
kamu borçlarından sorumlu olacakları Hk.
(LY Mevzuat Dergisi
Haziran 2014)
Ticaret
Sicilinde Tescil ve İlan Edilmeyen Limited Şirket Hisse Devirlerinin Amme
Borçlarından Kaynaklanan Sorumluluğa Etkisi
YTTK hükümleri ve önceki
bölümlerde yer alan açıklamalarımız göz önünde bulundurulduğunda ticaret
sicilinde tescil ve ilan edilmeyen limited şirket hisse devirlerinin 6183/md.
35 kapsamındaki sorumluluğun belirlenmesinde herhangi bir etkisi
bulunmamaktadır. Burada önem arz eden hisse devrinin pay defterine kaydedilip
kaydedilmediği hususudur. Pay defterine usulüne uygun şekilde kaydedilen hisse
devirlerinde devreden ortak açısından sorumluluğun kalktığı tarih olarak noter
onaylı devir sözleşme tarihi olacaktır. Bu tarihten sonra amme borcundan dolayı
devreden ortak adına takip ve tahsil yapılması mümkün bulunmamaktadır.
Her ne kadar yasal
düzenlemeler ticaret siciline tescil ve ilanı zorunlu tutmamış olsa da bizim
hisselerini devreden limited şirket ortaklarına tavsiyemiz vergi dairesince
yapılacak muhtemel işlemlerden ötürü zaman ve para kaybına uğramamaları için bu
devirlerini ticaret sicilinde tescil ve ilan ettirmeleridir.
(Serdar
TAŞDÖKEN Yaklaşım / Haziran 2014)
KANUNİ TEMSİLCİLERİN TÜZEL KİŞİLERİN VERGİ VE BUNA BAĞLI
ALACAKLARDAN DOLAYI SORUMLULUKLARI, KANUNİ TEMSİLCİ OLDUKLARI SÜRE İLE
SINIRLIDIR
Danıştay Vergi Dava
Daireleri Kurulu
Tarih : 13.11.2013
Esas No : 2012/353
Karar No : 2013/546
Kanuni
temsilcilerin, tüzel kişilerin vergi ve buna bağlı alacaklardan dolayı sorumlu
tutularak takip edilebilmeleri için bu kişilerin borcun ait olduğu dönemde
kanuni temsilci olmaları gerekmekte olup, sorumlulukları kanuni temsilci
oldukları süre ile sınırlıdır.
(Yaklaşım
/ Mayıs 2014)
SOSYAL GÜVENLİK ALACAKLARI BAKIMINDAN
LİMİTED ŞİRKET ORTAKLARININ KİŞİSEL SORUMLULUĞU
Genel olarak
limited şirket ortakları şirket borçlarından dolayı ortakların sorumluluğu
sadece koymakla yükümlü olduğu sermaye tutarı ile sınırlı da olsa, sosyal
güvenlik alacakları bakımından bu kuralın iki önemli istisnası bulunmaktadır.
Öncelikle
limited şirket ortakları payını devretse dahi kendi döneminde doğmuş sosyal
güvenlik alacaklarından 6183 sayılı Kanunun 35 inci maddesi gereği önce tüzel
kişiliğe takip yapılması ve alacağın tahsil edilememesi ya da tahsil
edilemeyeceğinin anlaşılması halinde ortağın sermayesi oranında mal varlığı ile
sorumlu tutulmaktadır
Diğer
taraftan şirketi temsille yetkili limited şirketi ortakları ise temsile
yetkilerinin bulunduğu dönemde doğan sosyal güvenlik alacaklarından 5510 sayılı
Kanunun 88 inci maddesinin yirminci fıkrası uyarınca şirket tüzel kişiliği ile
birlikte borcun tamamından müştereken ve müteselsilen doğrudan mal varlıkları
ile sorumlu tutulmaktadırlar.
Mehmet Emre DİKEN
(Vergi Dünyası Mayıs 2014)
Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu
Üyelerinin Kanuni Temsilci Sıfatıyla Amme Alacaklarından Müteselsil Sorumlu
Olmalarının Şartları
Görev
dağılım kararı alınırken eğer şirket politikası uyarınca yönetim kurulu
üyelerinin tamamının kanuni temsilci sayılması istenmiyorsa en az bir yönetim
kurulu üyesinin ana sözleşme kapsamında yürütülen tüm işlerden tam sorumlu
olmasına yönelik bir belirleme yapılması, özellikle mali konularda ayrıntılı
belirlemelerin yapılması ve diğer yönetim kurulu üyelerinin bu konularda
yetkili ve görevli olmadıklarının net şekilde belirlenmesi, başka görev ve
yetki belirlemeleri yoluyla kanuni temsilcilerin yetki ve görevlerinin
sınırlandırılmaması gerektiğine dikkat edilmesi ve bu şekilde alınan kararın
noter tasdiğinden geçirildikten sonra ticaret siciline tescilinin, ticaret
gazetesinde yayınının ve yayınlanmış kararın muhakkak suretle Maliye
Bakanlığına yapılacak bildirim ekinde gönderilmesinin ihmal edilmemesi
gerekmektedir.
SEDAT
ABDULLAH ARISOY Eski Baş Hesap Uzman
ANONİM ŞİRKET YÖNETİM KURULU ÜYELERİ
VE LİMİTED ŞİRKET MÜDÜR VE ORTAKLARININ ŞİRKETİN VERGİ VE DİĞER KAMU
BORÇLARINDAN SORUMLULUĞUNUN FER’İLİĞİ VE TAKİP SIRASI
Anonim
şirket yönetim kurulu üyeleri ile limited şirket müdürlerinin gerek AATUHK
mükerrer md. 35 hükmü kapsamındaki, gerekse VUK md. 10 hükmü kapsamındaki
sorumlulukları fer’i niteliktedir. VUK md. 10 kapsamına giren vergi ve vergiye
bağlı alacaklar açısından yönetim kurulu üyeleri ile müdürlerin takip
edilebilmesi için, vergi alacağının asıl vergi borçlusu şirketten tahsil
imkansızlığının gerçekleşmiş olması diğer bir ifade ile tüm takip yollarının
asıl şirket hakkında tüketilmiş bulunması gerekmektedir. Bununla beraber,
anonim şirket yönetim kurulu üyeleri ile limited şirket müdürleri, vergi
borçlarının ödenmemesinde kusurlarının bulunmadığını iddia ve ispat ederlerse
sorumlu tutulamazlar. AATUHK mükerrer md. 35 kapsamındaki kamu
alacakları açısından ise tahsil imkansızlığının gerçekleşmesi mutlak bir şart
olmayıp bunun “anlaşılması” da kamu borcundan fer’i sorumlu olan anonim
şirket yönetim kurulu üyeleri ile limited şirket müdürlerinin takibi açısından
yeterli sayılmış olup, AATUHK mükerrer md. 35 kusursuz sorumluluğu düzenlediği
için, anonim şirket yönetim kurulu üyeleri ile limited şirket müdürlerinin
AATUHK mükerrer md. 35 kapsamına giren kamu borçlarının ödenmemesinde
kusurlarının bulunmadığını iddia ve ispat ederek sorumluluktan kurtulmaları
mümkün değildir. Anonim şirket yönetim kurulu üyeleri
ile limited şirket müdürleri, şirketin prim borçlarından ise, birinci derecede
ve doğrudan sorumlu olup, kusursuzluklarını ispat edemezlerse sorumlu
tutulacaklardır.
Limited
şirket ortaklarının şirketin kamu borçlarından sorumluluğunu düzenleyen AATUHK
md. 35 ve kanuni temsilcilerin şirketin vergi ve buna bağlı borçlardan
sorumluluğunu düzenleyen VUK md. 10 ve diğer kamu borçlarından sorumluluğunu
öngören AATUHK mükerrer md. 35’te takip sıralamasına ilişkin herhangi açık bir
hüküm bulunmadığı için, kanaatimizce limited şirket ortak ve müdürleri
arasında, kamu alacaklısına karşı sorumlulukları açısından öngörülmüş farklı
bir takip sıralaması söz konusu değildir. Diğer bir ifade ile ortaklar da
kanuni temsilci olan müdürler de, şirketten tahsil edilemeyen ya da tahsil
edilemeyeceği anlaşılan kamu borçlarından dolayı ikinci derecede ve aralarında
bir takip sıralaması/kademe olmaksızın aynı zamanda ve birinci sırada
sorumludur.
Levent
YARALI (Yaklaşım Aralık 2010)
ÖDENMEYEN VERGİ BORÇLARINDAN KANUNİ
TEMSİLCİNİN SORUMLU TUTULMASINDA ZAMANAŞIMI
Tüzel
kişilerin vadesinde ödenmeyen vergi borçlarından kanuni temsilcilerin sorumlu
tutulabilmesi için, zamanaşımına uğramadığının ve tüzel kişiden tahsil olanağı
kalmadığının idarece tespiti gerektiği; Kanuni temsilcinin araçlarına ve evine
uygulanan haczin asıl borçlu adına yapılan bir işlem olmaması nedeniyle,
zamanaşımını kesmeyeceği; Kanuni temsilci olduğu limited şirkete ait vergi
borcunun tahsili amacıyla tebliğ edilen ödeme emri düzenlenmeden önce asıl
borçlu şirket hakkında zamanaşımını kesecek nitelikte herhangi bir işlem
yapılmaması nedeniyle zamanaşımına uğradığı anlaşılan vergi borcunun kanuni
temsilciden istenilmesinin mümkün bulunmadığı hk.
Danıştay 3. Dairesi Esas
No : 2006/3902
Karar No : 2009/51
DANIŞTAY KARARI
Tüzel
kişilerin vadesinde ödenmeyen vergi borçlarından kanuni temsilcilerin sorumlu
tutulabilmesi için, zamanaşımına uğramadığının ve tüzel kişiden tahsil olanağı
kalmadığının idarece tespiti gerektiği; Kanuni temsilcinin araçlarına ve evine
uygulanan haczin asıl borçlu adına yapılan bir işlem olmaması nedeniyle,
zamanaşımını kesmeyeceği; Kanuni temsilci olduğu limited şirkete ait vergi
borcunun tahsili amacıyla tebliğ edilen ödeme emri düzenlenmeden önce asıl
borçlu şirket hakkında zamanaşımını kesecek nitelikte herhangi bir işlem
yapılmaması nedeniyle zamanaşımına uğradığı anlaşılan vergi borcunun kanuni
temsilciden istenilmesinin mümkün bulunmadığı hk.
(Danıştay 3. Dairesi Tarih: 20.01.2009-Esas No: 2006/3902-Karar No: 2009/51)
Anonim şirketlerde amme borçlarından
sorumlu olan kanuni temsilciler nasıl belirlenir?
Bir anonim
şirketin kanuni temsilcilerinin belirlenmesinde;
1. Anonim
Şirket esas sözleşmesinde yönetim kurulu üyelerinden birinin veya birden
fazlasının şirketi temsile yetkili kılınıp kılınmadığı,
2. Şirketi
temsile yetkili üye esas sözleşmede belirlenmemiş ise sözleşmede yönetim kurulu
veya genel kurula, yönetim kurulu üyesi olması şartıyla murahhas üyeleri veya
şirkette pay sahibi olmayan sorumlu müdürleri temsilci olarak belirleme
konusunda yetki verilip verilmediği,
3. Esas
sözleşmede temsilci belirleme konusunda yetkisi bulunan organ tarafından bu
yetki çerçevesinde temsil salahiyetinin; yönetim kurulu üyelerinden biri veya
birkaçına ya da yönetim kurulu üyelerinden en az biri ile birlikte şirketin sorumlu
müdürü veya müdürlerine devredilip devredilmediği,
Hususları
dikkate alınarak belirleme yapılacaktır. Bu hususların varlığı, ticaret sicili
kayıtlarına ve ilanın yapıldığı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesine bakılarak
tayin olunacak, temsil yetkisi murahhas üyelere veya pay sahibi olmaları
zorunlu bulunmayan müdürlere bırakılmamış ise yönetim kurulu üyelerinin tamamı
kanuni temsilci sıfatını taşıyacaktır.
Yönetim kurulu üyelerinin tamamının
kanuni temsilci olması istenmiyorsa ne yapılmalıdır?
En az bir
yönetim kurulu üyesinin ana sözleşme kapsamında yürütülen tüm işlerden tam
sorumlu olmasına yönelik bir belirleme yapılması, özellikle mali konularda
ayrıntılı belirlemelerin yapılması ve diğer yönetim kurulu üyelerinin bu
konularda yetkili ve görevli olmadıklarının net şekilde belirlenmesi, başka
görev ve yetki belirlemeleri yoluyla kanuni temsilcilerin yetki ve görevlerinin
sınırlandırılmaması gerektiğine dikkat edilmesi ve bu şekilde alınan kararın
noter tasdiğinden geçirildikten sonra ticaret siciline tescili, ticaret
gazetesinde yayını ve yayınlanmış kararın muhakkak suretle Maliye Bakanlığına
yapılacak bildirim ekinde gönderilmesi gerekir.
Anonim şirket yönetim kurulu üyeleri
ile limited şirket müdürleri amme borçlarından dolayı asıl borçlu takip
edilmeden takip edilebilirler mi?
Kanuni
temsilcilerin ve bu kapsamda anonim şirket yönetim kurulu üyeleri ile limited
şirket müdürlerinin gerek AATUHK mükerrer md. 35 hükmü kapsamındaki, gerekse
VUK md. 10 hükmü kapsamındaki sorumlulukları fer’i niteliktedir. Sorumluluğun
fer’iliği ilkesi olarak da adlandırılan bu nitelik, borç için asıl yükümlü
takip edilmeden sorumluya başvurulamaması gereğini ifade eder.
Anonim şirket yönetim kurulu üyeleri ile
limited şirket müdürleri SGK prim borcu nedeniyle doğrudan takip edilebilirler
mi?
Anonim
şirket yönetim kurulu üyeleri ile limited şirket müdürleri, Sosyal Güvenlik
Kurumu’nun prim alacakları açısından, primlerin tahakkuk ya da ödenmesiyle
yetkili/görevli olmalarına rağmen haklı bir nedene dayanmaksızın şirketin prim
borçlarını tahakkuk ettirmez ya da ödemezlerse, asıl işveren ile birlikte
müteselsilen sorumlu tutuldukları için doğrudan takip edilebilir. Diğer bir
ifade ile üst düzey yönetici veya yetkililer ile kanuni temsilcilerin ve bu
kapsamda anonim şirket yönetim kurulu üyeleri ile limited şirket müdürlerinin
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından takibi için, asıl prim borçlusu olan işveren
hakkında AATUHK mükerrer md. 35’de öngörüldüğü şekilde öncelikle bir takibin
yapılması ve kamu alacağının kısmen veya tamamen anonim ya da limited şirketin
mal varlığından tahsil edilememesinin gerçekleşmesi veya tahsil
edilemeyeceğinin anlaşılmış olması şartı aranmamaktadır.
Anonim şirket yönetim kurulu üyeleri ile
limited şirket müdürleri amme borçlarından dolayı kusurlarının bulunmadığını
iddia ederek sorumluluktan kurtulabilir mi?
AATUHK
mükerrer md. 35 kusursuz sorumluluğu düzenlediği için, anonim şirket yönetim
kurulu üyeleri ile limited şirket müdürlerinin AATUHK mükerrer md. 35 kapsamına
giren kamu borçlarının ödenmemesinde kusurlarının bulunmadığını iddia ve ispat
ederek sorumluluktan kurtulmaları mümkün değildir.
Anonim şirket yönetim kurulu üyeleri
ile limited şirket müdürleri SGK prim borçlarından dolayı kusurlarının
bulunmadığını iddia ederek sorumluluktan kurtulabilir mi?
Anonim
şirket yönetim kurulu üyeleri ile limited şirket müdürleri, şirketin prim
borçlarından dolayı, birinci derecede ve doğrudan sorumlu olup,
kusursuzluklarını ispat edemezlerse sorumlu tutulacaklardır.
Limited şirket payı devralan ortak
devir tarihinden önceki kamu borçlarından sorumlumudur?
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un Limited
şirket ortaklarının kamu alacaklarından sorumluluğunu düzenleyen 35. maddesinde
04.06.2008 tarih ve 5766 sayılı Kanunla yapılan değişikliğe göre;
-Ortağın
payını devretmesi halinde, devir öncesine ait kamu alacaklarının ödenmesinden
payı devreden ve devralan kişiler,
-Kamu
alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahipleri farklıysa
kamu alacaklarının ödenmesinden bu kişiler
müteselsilen
sorumludur.
Limited şirket ortaklarının özel ve
kamu borçlarından dolayı sorumluluğu nasıldır?
Limited
şirket ortaklarının, şirketin özel hukuk ilişkilerinden doğan (piyasa)
borçlarından sorumlulukları, şirkete koydukları veya koymayı taahhüt ettikleri
sermaye ile sınırlı olduğu halde, şirketin kamu borçlarından sorumlulukları
sermaye payları oranındadır.
DANIŞTAY KARARI
Limited
şirketin ödenmeyen vergi borçlarından dolayı ortağın takip edilebilmesi için
öncelikle söz konusu kamu alacağının sırası ile şirketten ve kanuni temsilciden
tahsilinin imkansız hale geldiğinin ortaya konulması gerekmektedir.
(Danıştay 9. Dairesi-Tarih:
04.02.2009-Esas No: 2007/5859-Karar No : 2009/530)
Danıştay 3. Dairesi
Tarih : 08.11.2012
Esas No: 2010/2335
Karar No : 2012/3569
VUK Md. 10
YÖNETİM KURULU ÜYELİĞİNİN SONA
ERDİĞİNİN DİLEKÇE İLE VERGİ DAİRESİNE BİLDİRİLMİŞ OLMASI HALİNDE, TESCİL VE
İLAN GEREKLİ OLMAKSIZIN DİLEKÇE TARİHİ İTİBARİYLE KANUNİ TEMSİLCİLİK SIFATININ
SONA ERECEĞİ
Yönetim
kurulu üyeliğinden ayrıldığı, üçüncü kişi konumundaki vergi dairesinin ödeme
emri düzenlenmesinden önceki tarihli dilekçe ile bilgisine giren yönetim kurulu
üyesinin kanuni temsilcilik sıfatının, dilekçe tarihi itibarıyla sona ereceği
ve söz konusu tarihten sonraki dönemlere ait vergi borçlarının tahsili amacıyla
düzenlenen ödeme emirlerinin iptali gerektiği hk.
Yaklaşım/Şubat 2014
Yaklaşım/Şubat 2014
TÜZEL KİŞİLİĞİN VERGİ BORCUNDAN DOLAYI KANUNİ
TEMSİLCİ ADINA ÖDEME EMRİ DÜZENLENMESİ
Danıştay 9. Dairesi
Tarih : 13.09.2012
Esas No : 2010/9101
Karar No : 2012/4583
Tüzel kişiliği devam eden ve elde ettiği
gelirler hakkında yeterli araştırma yapılmayan borçlu tüzel kişilik için tüm
takip yolları tüketilmeden vergi borcunun kanuni temsilciden aranamayacağı hk.
(Yaklaşım Ocak 2014)
Danıştay 9. Dairesi
Esas No : 2010/9101
Karar No : 2012/4583
Tüzel kişiliğin faaliyetinin
devam ettiği ve gelir elde ettiği anlaşıldığından borçlu tüzel kişilik için tüm
takip yolları tüketilmeden vergi borcunun kanuni temsilciden aranamayacağı hk.
(Vergi Dünyası Aralık 2013)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder