Maliye Bakanlığı Özelgesi
Tarih : 30.11.2016
Sayı : 38418978-120[32-16/4]-405297
MAHKEME KARARINA İSTİNADEN İŞE BAŞLATILAN PERSONELE GEÇMİŞ DÖNEMLER İÇİN YAPILAN ÜCRET ÖDEMELERİNDE ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ UYGULAMASI
Mahkeme kararına istinaden işe başlatılan personele geçmiş döneme ilişkin ödenen ücretin tahakkuk ve ödemesi hangi dönemde yapılmış ise yapılan ödemenin o dönemin ücreti kabul edilerek ödemenin yapıldığı aya ait asgari geçim indiriminin de sadece o dönemdeki tahakkuk eden vergiden mahsup edilerek uygulanması, geçmiş dönemler için asgari geçim indirimi uygulanmaması gerektiği hk.
Yaklaşım Ocak 2017
Maliye Bakanlığı Özelgesi |
Tarih : 08.08.2016
|
Sayı : 63611781-120.03.04[322016-5]-22
|
Özelge talep formunuzda; ücretli öğretmen olarak görev yapmakta olduğunuzu, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından asgari geçim indiriminin sigorta prim gün sayısı üzerinden hesaplandığı belirtilerek, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 32. maddesinde yer alan asgari geçim indirimi tutarının hesaplanmasında, sigorta gün sayısı mı yoksa matrah tutarının mı dikkate alınması gerektiği hususunda görüş talep edilmektedir.Ücret gelirin kısmi döneme ait olması halinde, ay kesri tam ay sayılmak suretiyle asgari geçim indirimi hesaplanması gerekir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesinde, “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanun’un 32. maddesinde “Ücretin gerçek usulde vergilendirilmesinde asgari geçim indirimi uygulanır.
Asgari geçim indirimi; ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarının, mükellefin kendisi için %50 çalışmayan ve herhangi bir işi olmayan eşi için %10, çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere ilk iki çocuk için %7,5 diğer çocuklar için %5’idir. Gelirin kısmi döneme ait olması halinde, ay kesirleri tam ay sayılmak suretiyle bu süreye isabet eden indirim tutarları esas alınır. Asgari geçim indirimi, bu fıkraya göre belirlenen tutar ile 103. maddedeki gelir vergisi tarifesinin birinci gelir dilimine uygulanan oranın çarpılmasıyla bulunan tutarın, hesaplanan vergiden mahsup edilmesi suretiyle uygulanır. Mahsup edilecek kısmın fazla olması halinde iade yapılmaz……” hükmü yer almaktadır.
Öte yandan, konuyla ilgili olarak yayımlanan 265 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nin, “Asgari Geçim İndirimi Tutarının Hesaplanması” başlıklı 5. bölümünde, “Asgari geçim indirimi (A.G.İ.) tutarı, ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarına bu Tebliğin ‘3.Uygulamanın Esasları’ başlıklı bölünde yer alan oranların uygulanması ile bulunan tutarın, gelir vergisi tarifesinin birinci gelir dilimine karşılık gelen oranla çarpımı sonucu bulunur.” açıklamasına yer verilmiştir.
Buna göre; asgari geçim indirimi yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde asgari ücret üzerinden hesaplanmaktadır. Gelirin kısmi dönem olması halinde ise ay kesri tam ay sayılmak suretiyle asgari geçim indirimi hesaplanması gerekir.
Yaklaşım Kasım 2016
Yurtdışına Gönderilen Personele Yapılan Ücret Ödemelerinin Vergilendirilmesi-II
Yurt dışında
geçici süre ile görevlendirilen personele yurt dışı hizmetleri için sağlanan
ücret gelirlerinin vergilendirilmesi özellikli bir konudur. Bu kapsamda,
Türkiye’nin vergilendirme yetkisinin belirlenmesi açısından öncelikle
görevlendirme yapılan ülke ile Türkiye arasında istihdam döneminde yürürlükte
olan bir ÇVÖA bulunup bulunmadığı yol gösterici olacaktır. İlgili ülkeyle
yürürlükte olan bir ÇVÖA bulunması durumunda diğer ülkede ifa edilen hizmet
nedeniyle elde edilen ücret gelirleri açısından vergilendirme yetkisinin
paylaşım kurallarına göre hangi ülke ya da ülkelerin vergilendirme yapacağı
tespit edilecektir.
ÇVÖ
Anlaşmasının ücret gelirlerini vergilendirme yetkisini Türkiye’ye verdiği
durumlarda, GVK’nın ücret gelirlerinin vergilendirilmesine ilişkin hükümleri
uygulanacaktır. Bu yetkinin diğer taraf ülke ile paylaşıldığı durumlarda çifte
vergilendirmenin önlenmesi için anlaşmada telafi yöntemi olarak öngörülen seçeneğe
göre mahsup ya da istisna yöntemlerinden biri kullanılabilecektir. İlgili ülke
ile bir ÇVÖA bulunmaması durumunda ise yurt dışında geçici olarak
görevlendirilen personele ödenen ücret gelirlerinin vergilendirilmesinde
doğrudan iç hukuk hükümlerine göre hareket edilecektir.
(Tahir ERDEM Yaklaşım / Nisan 2015)
Çalışanlar
Adına İşverence Karşılanan Katkı Payları ve Sigorta Primlerinin; Ücretliler ve
İşletme Açısından Değerlendirilmesi (E-Yaklaşım)
Vergiye
tabi ücret matrahının tespitinde dikkate alınacak sigorta primleri;
-
Sigortanın Türkiye'de kâin ve merkezi Türkiye'de bulunan bir emeklilik veya
sigorta şirketi nezdinde akdedilmiş olması,
-
Ücretlinin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait birikim priminin alındığı
hayat sigortası poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primlerin
%50'si kadar olması,
- Ölüm,
kaza, sağlık, hastalık, sakatlık, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs
sigorta poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primlerden olması,
Gerekmektedir.
Ayrıca, yukarıda yapılan açıklamalara göre,
bireysel emeklilik ve şahıs sigorta primleri ile ilgili olarak aşağıda
hususlara uyulması gerekecektir.
1-
1.1.2013 tarihinden itibaren, ücretliler tarafından ödenen şahıs sigorta
primlerinin, vergiye tabi ücret matrahının tespitinde, elde edilen ücretin %
15'ine kadar olan kısmı gider olarak indirilebilecektir.
2- 1.1.2013 tarihinden itibaren;
ücretliler ve yıllık beyanname veren mükellefler, bireysel emeklilik sistemine
ödenen katkı paylarını indirim konusu yapamayacaklardır.
3- İşverenler tarafından
ücretliler adına bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı
paylarının, 40/1. Maddesine göre genel gider kapsamında ücretle
ilişkilendirilmeksizin, 40/9. maddesi uyarınca ticari kazancın tespitinde gider
olarak indirilecektir.
İndirim konusu
yapılacak prim tutarının tespitinde esas alınacak ücret, işveren tarafından
çalışana hizmeti karşılığında ödenen aylık (maaş), prim, ikramiye, sosyal
yardımlar ve zamlar gibi vergiye tabi sürekli nitelikteki ödemelerin brüt
tutarlarının toplamı olacaktır.
4- İşverenler tarafından hizmet
erbabına yönelik olarak bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları ile
şahıs sigorta primlerini;ödemenin yapıldığı ayda elde edilen ücretin
%15'ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamayacak şekilde
indirebileceklerdir.
5-. Gerek işverenler tarafından
bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları, gerekse ücretliler
tarafından ödenen şahıs sigortaları prim ödemelerinin toplam tutarı,
ödemenin yapıldığı ayda elde edilen ücretin %15'ini ve yıllık
olarak asgari ücretin yıllık tutarını da aşamayacaktır.
Ancak, hem
işveren tarafından bireysel emeklilik sistemine katkı payı ödenmesi hem de
ücretli tarafından şahıs sigortalarına prim ödemesinin bulunması ve bunların
toplam tutarının yukarıda belirtilen sınırı aşması halinde, indirimin öncelikli
olarak ücret matrahının tespitinde mi yoksa ticari kazancın tespitinde mi
yapılacağı konusu taraflarca, mükerrer indirime izin verilmeksizin, serbestçe
belirlenebilecektir.
6-
İşverenlerce, ücretliler adına ödenen şahıs sigorta primleri, ticari kazancın elde edilmesi ve
idame ettirilmesi için ödenen ücret kapsamında olduğundan, söz
konusu primlerin öncelikle ücretin matrahına ilave edilerek Gelir Vergisi
Kanunu’nun 94. maddesinin birinci fıkrası gereğince gelir vergisi
tevkifatı kesilmek suretiyle vergilendirilmesi ve aynı
Kanun’un 40. maddesinin 1 numaralı bendi çerçevesinde genel gider olarak
herhangi bir tutar ve oran sınırlaması olmaksızın indirim konusu yapılması
mümkündür.
(Ramazan CENK E-Yaklaşım / Ocak 2015)
YIL İÇİNDE İŞVEREN DEĞİŞTİREN
ÜCRETLİNİN VERGİLENDİRİLMESİ
Gelir Vergisi
Kanununa göre, yıl içinde işveren değiştirilmesi durumunda her bir işveren
nezdinde ödenen ücretlere ayrı ayrı vergi tarifesinin uygulanması
gerekmektedir. Yani, ücretlinin daha önce çalışmış olduğu işverenden elde
ettiği kümülatif ücret matrahının, yeni iş yerinde elde edeceği ücret matrahı
ile ilişkilendirilmemesi gerekmektedir. Ayrıca, bir hizmet erbabının yıl içinde
birden fazla işverenden ücret alması halinde, her bir işverenin ödediği
ücretler, ayrı ayrı vergilendirilmektedir. Dolayısıyla vergi tarifesi, her bir
işverenin ödediği ücrete, diğer işveren veya işverenlerin ödediği ücretle
ilgilendirilmeksizin ayrı ayrı uygulanmaktadır. Ancak, 2014 yılında birden
fazla işverenden ücret geliri elde edenlerin, birden sonraki işverenden
aldıkları ücretlerin toplamı 27.000 TL'yi aşıyorsa, tüm ücretlerin beyan dönemi
geldiğinde yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi, yıl içinde
işverenler tarafından kesilen vergilerin ise hesaplanan gelir vergisinden
mahsup edilmesi gerekmektedir.
(İmdat TÜRKAY
MDERGI Eylül 2014)
Yıl
İçinde İş Değiştiren İşçinin Ücretinin Vergilendirilmesi
Bir işçinin
birden fazla işverenden ücret alması halinde, her bir işverenin ödediği
ücretler, ayrı ayrı vergilendirilmektedir. Dolayısıyla vergi tarifesi, her bir
işverenin ödediği ücrete, diğer işveren veya işverenlerin ödediği ücretle
ilgilendirilmeksizin ayrı ayrı uygulanmaktadır. Ancak yukarıdaki bölümlerde de
açıklandığı üzere, söz konusu birinciden sonraki ücretlerin gayrisafi tutarları
toplamının Kanun’un 103. maddesinde yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer
alan tutarı aşması halinde, bu ücretlerin yıllık beyanname ile beyan edilmesi
gerekmektedir.
(Mete AKÇAKIN Yaklaşım / Eylül 2014)
Yurt
dışında mukim kurumdan elde edilen ücret gelirinin vergilemesi
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Sayı:
62030549-120[23-2013/717]-1173 24/04/2014
..........................................................................................................
Bu hüküm ve açıklamalara göre yurt dışında mukim şirketin Türkiye'deki
bağlı ortağı firmadaki çalışmanız karşılığında tarafınıza doğrudan doğruya yurt
dışından döviz olarak ödenen ücret işveren firmanın kazanç elde etmesine katkı
sağlandığından ve bağlı ortaklık ile yurt dışında faaliyet gösteren şirketin
aynı ticari amacı gözettiği de dikkate alındığında, bağlı ortaklık dolayısıyla
Türkiye'de ticari bir kazancın olduğu sonucuna varılmaktadır. Dolayısıyla
Gelir Vergisi Kanununun 23/14 fıkrasında yer alan istisnaya ilişkin olarak 147
Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yer alan şartların ihlal edildiği
anlaşıldığından söz konusu ücret gelirinizin Kanunun 23 üncü maddesinin 14
numaralı bendine göre gelir vergisinden müstesna olması mümkün değildir. Bu
nedenle ücret gelirinizin Gelir Vergisi Kanununun 95 inci maddesine göre yıllık
beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(Vergi
Dünyası Temmuz 2014)
700 konutlu sitede çalıştırılan
temizlik elemanı, bahçıvan, elektrikçi, sıhhi tesisatçı ve güvenlik görevlisine
ödenen ücretler ile dışardan sağlanan hizmetlerin vergilendirilmesi hk.
İZMİR VERGİ
DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef
Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
Sayı : 84098128-120.03.05.06[23-2013-2]-614 10/10/2013
Bu itibarla, ticaret mahalli olmayan sitenizde çalıştırılan bahçıvana
yapılan ücret ödemelerinin Gelir Vergisi Kanununun 23'üncü maddesinin 1'inci
fıkrasının (6) numaralı bendi kapsamında gelir vergisinden müstesna tutulması;
temizlik elemanı, elektrikçi, sıhhi tesisatçı ve güvenlik görevlisi olarak
çalıştırılanların ise hizmetçi kapsamında değerlendirilmesi mümkün
bulunmadığından, bu kişilere yapılan ücret ödemelerinden Gelir Vergisi
Kanununun 61, 94, 103 ve 104'üncü maddelerine göre vergi tevkifatı yapılması
gerekmektedir.
Bu itibarla, sitenizin 117 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (3.1.2.)
ayrımında sayılanlar kapsamında olmaması kaydıyla, kısmi tevkifat uygulaması
kapsamındaki hizmet alımlarında tevkifat uygulaması söz konusu olmayacaktır.
(Vergi Dünyası Nisan 2014)
T.C. D
A N I Ş T A Y Üçüncü Daire
Esas No:
2007/664 Karar No : 2010/336
Özeti : Dar mükellef işveren kurumun
Türkiye’de çalıştırdığı hizmet erbabına ödediği ücretin, kurumun Almanya’daki
kazanç üzerinden ve döviz olarak ödenmiş olması koşuluyla Türkiye’de
vergilendirilmeyeceği hakkında.
(Vergi
Sorunları Dergisi Mart 2014)
T.C. D
A N I Ş T A Y Dördüncü Daire
Esas No:
2009/6951 Karar No : 2010/1232
Özeti : Üniversitede devamlı statüde görev
yapan öğretim üyelerinin başka üniversitelerde görevlendirme suretiyle ders
vermeleri karşılığında aldıkları ücretlerin, ikinci işverenden alınmış ücret
sayılmayacağı hakkında.
(Vergi
Sorunları Dergisi Mart 2014)
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü
Sayı: 64597866-125[30-2013]-160
09/10/2013
Konu : Geçici süre
ile yurtdışındaki grup firmasında görevlendirilen personele Türkiye'den ödenen
ücretler üzerinden tevkifat yapılıp yapılamayacağı
İlgide kayıtlı dilekçenizde, kurumunuzda çalışan bir personelinizin İsviçre
mukimi ... firmasında en az 1 yıllığına geçici olarak görevlendirildiği ve bu
sürenin daha da uzatılabileceği, personelinizin İsviçre'de çalıştığı süre
içerisinde kurumunuzla olan iş akdinin devam ettiği, geçici görevli olduğu süre
boyunca ücretinin tamamının halen firmanızca ödenmekte olduğu ve söz konusu
ödemelerin gelir vergisi tevkifatına tabi tutulduğu, toplam brüt maliyetin
kişinin fiilen çalıştığı ... firmasına yansıtıldığı belirtilerek, geçici olarak
... firmasında görevlendirilen çalışanınıza şirketiniz tarafından Türkiye'den
yapılan ücret ödemelerinin Türkiye ile İsviçre arasında imzalanan ve 01.01.2013
tarihinde yürürlüğe girecek olan Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması
hükümleri gereği gelir vergisi tevkifatına tabi tutulup tutulmayacağı konusunda
Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde; "Gerçek kişilerin
gelirleri gelir vergisine tabidir. Gelir bir gerçek kişinin bir takvim yılı
içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır." denilmiş, aynı
Kanunun 3 üncü maddesinde ise "Aşağıda yazılı gerçek kişiler Türkiye
içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden
vergilendirilirler:
1. Türkiye'de yerleşmiş olanlar;
2. Resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye'de bulunan teşekkül ve
teşebbüslere bağlı olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin
işleri dolayısiyle yabancı memleketlerde oturan Türk vatandaşları (Bu
gibilerden, bulundukları memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratları dolayısiyle
Gelir Vergisi'ne veya benzeri bir vergiye tabi tutulmuş bulunanlar, mezkur
kazanç ve iratları üzerinden ayrıca vergilendirilmezler.)" hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, aynı Kanunun 4 üncü maddesinde de; ikametgahı Türkiye'de bulunanlar
ile bir takvim yılı içinde Türkiye'de devamlı olarak altı aydan fazla
oturanların Türkiye'de yerleşmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Bu kapsamda, şirketiniz personelinin geçici bir süre ile yurtdışındaki grup
şirketinizde görevlendirilmesi ve bu süre içerisinde ücretinin Türkiye'den
ödenmesi nedeniyle işçi-işveren ilişkisinin devam etmekte olduğu görülmektedir.
Bu durumda, söz konusu çalışanın Gelir Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin 2
numaralı bendi uyarınca tam mükellef sayılması, Türkiye içinde ve dışında elde
ettiği tüm kazanç ve iratları üzerinden Türkiye'de gelir vergisine tabi
tutulması gerekmektedir.
Yine Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde ücret, işverene tabi ve belirli
bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar
ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olarak tanımlanmış, aynı
Kanunun 94/1 inci maddesi ile hizmet erbabına ödenecek ücretlerin 103 ve 104
üncü maddeleri kapsamında gelir vergisi tevkifatına tabi tutulacağı hüküm
altına alınmıştır.
Öte yandan, "Türkiye Cumhuriyeti ile İsviçre Konfedarasyonu
Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme
Anlaşması" 01.01.2013 tarihinden itibaren uygulanacaktır.
Söz konusu Anlaşmanın "Kapsanan Kişiler" başlıklı
1 numaralı fıkrasında Anlaşmanın Akit Devletlerden birinin veya her ikisinin
mukimi olan kişilere uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bu kişiler
tarafından diğer Akit Devletten elde edilen kazançların hangi ülkede vergilendirileceğinin
tespit edilebilmesi için öncelikle bu kişilerin hangi ülkede mukim olduklarının
bilinmesi gerekmektedir.
Anlaşmanın "Mukim" başlıklı 4 üncü maddesinin 1 ve 2
numaralı fıkraları;
"1. Bu Anlaşmanın amaçları bakımından "bir Akit Devletin mukimi"
terimi, bu Devlet, herhangi bir politik alt bölümü veya mahalli idaresi de
dahil olmak üzere, bu Devletin mevzuatı gereğince ev, ikametgah, ana merkez
(kayıtlı merkez) yönetim yeri veya benzer yapıda diğer herhangi bir kriter
nedeniyle vergi mükellefi olan kişi anlamına gelir.
2. 1 inci fıkra hükümleri dolayısıyla bir gerçek kişi her iki Akit Devletin de
mukimi olduğunda, bu kişinin durumu aşağıdaki şekilde belirlenecektir:
a) Bu kişi, yalnızca daimi olarak kalabileceği bir evin bulunduğu
Devletin mukimi kabul edilecektir. Eğer bu kişinin her iki Devlette
de daimi olarak kalabileceği bir evi varsa, bu kişi, yalnızca kişisel ve
ekonomik ilişkilerinin daha yakın olduğu (hayati menfaatlerinin merkezi olan)
Devletin mukimi olarak kabul edilecektir.
b) Eğer kişinin hayati menfaatlerinin merkezinin yer aldığı Devlet saptanamazsa
veya kişinin her iki Devlette de daimi olarak kalabileceği bir evi yoksa,
bu kişi yalnızca kalmayı adet edindiği evin bulunduğu Devletin
mukimi kabul edilecektir;
c) Eğer kişinin her iki Devlette de kalmayı adet edindiği bir ev varsa veya her
iki Devlette de böyle bir ev sözkonusu değilse, bu kişi yalnızca vatandaşı
olduğu Devletin mukimi kabul edilecektir;
d) Eğer kişi her iki Devletin de vatandaşı ise veya her iki Devletin de
vatandaşı değilse, Akit Devletlerin yetkili makamları sorunu
karşılıklı anlaşmayla çözeceklerdir."
hükmünü öngörmektedir.
Buna göre, bir Devletin iç mevzuatında düzenlenen ev, ikametgah veya benzer
yapıda herhangi bir kriter nedeniyle o Devlette vergi mükellefiyeti altına
giren bir gerçek kişi, o Devletin mukimi kabul edilmektedir. Akit devletlerin
iç mevzuatları gereğince kişinin aynı anda her iki Devletin de mukimi olması
durumunda ortaya çıkan çifte mukimlik sorunu ise 2 nci fıkrada yer alan
kriterler sırasıyla uygulanmak suretiyle çözümlenecektir.
Söz konusu personel ile şirketiniz arasındaki iş akdinin sürdürülerek
personelin görevi süresince ücretinin Türkiye'den ödenmekte olduğu anlaşılmakta
olup, personelin emeklilik sigorta primlerinin de Türkiye'den yatırılmaya devam
edildiği düşünülmektedir. Böyle bir durumda, söz konusu personel iç mevzuatımız
hükümleri çerçevesinde ve Türkiye-İsviçre Konfedarasyonu ÇVÖ Anlaşması'nın 4
üncü maddesi gereğince Türkiye mukimi olarak kabul edilebilecek ve tüm dünya
gelirleri üzerinden Türkiye'de vergiye tabi olacaktır.
Söz konusu kişinin Türkiye'nin yanı sıra, İsviçre Konfedarasyonu iç mevzuatınca
bu ülkenin de mukimi olduğunun kabul edilmesi durumunda kişinin mukimi
olduğu Devlet, Anlaşmanın 4 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında yer alan
kriterlerden önce yer alana öncelik verilmek suretiyle belirlenecektir.
Diğer taraftan Anlaşmanın "Bağımlı Faaliyetler"i düzenleyen 15
inci maddesinin 1 ve 2 numaralı fıkraları;
"1. 16, 18, 19 ve 20 nci maddelerin hükümleri saklı kalmak üzere,
bir Akit Devlet mukiminin bir hizmet dolayısıyla elde ettiği ücret, maaş ve
diğer benzeri gelirler, bu hizmet diğer Akit Devlette ifa edilmedikçe, yalnızca
bu Devlette vergilendirilecektir. Hizmet diğer Devlette ifa edilirse, buradan
elde edilen söz konusu gelir bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. 1 inci fıkra hükümlerine bakılmaksızın, bir Akit Devlet mukiminin diğer Akit
Devlette ifa ettiği bir hizmet dolayısıyla elde ettiği gelir, eğer:
a) Gelir elde eden kişi, diğer Devlette, ilgili takvim yılı içinde, bir veya
birkaç seferde toplam 183 günü aşmayan bir süre kalırsa, ve
b) Ödeme, diğer Devletin mukimi olmayan bir işveren tarafından veya böyle bir
işveren adına yapılırsa,ve
c) Ödeme, işverenin diğer Devlette sahip olduğu bir işyerinden veya sabit
yerden yapılmazsa,
yalnızca ilk bahsedilen Devlette vergilendirilecektir."
hükmünü öngörmektedir.
Buna göre, geçici olarak ... firmasında görevlendirilen çalışanınızın
Anlaşmanın 4 üncü maddesi çerçevesinde Türkiye mukimi olduğu tayin edilmişse,
bu kişinin İsviçre'de ifa ettiği hizmetler bakımından 15/2'nin (a), (b) ve (c)
bentlerinde yer alan üç koşulun bir arada gerçekleşmesi durumunda vergileme
hakkı yalnızca Türkiye'ye ait olacak; birinin ihlal edilmesi halinde ise
İsviçre'nin de bu ücret gelirlerinden vergi alma hakkı olacaktır. Böyle bir
durumda yol açılacak çifte vergilendirme ise, Anlaşmanın "Çifte
Vergilendirmenin Önlenmesi"ne ilişkin 22 nci maddesi hükümlerince
önlenecek olup; anılan maddenin 2 numaralı fıkrası çerçevesinde ücret gelirleri
için İsviçre'de ödenen vergi tutarı Türkiye'de bu türden gelirlere ilişkin
ödenecek vergiden mahsup edilebilecektir.
Diğer taraftan, Türkiye Cumhuriyeti ile İsviçre Konfedarasyonu Arasında Gelir
Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması 01.01.2013
tarihinden itibaren uygulanmaya başlandığından, anlaşmanın bu tarihten
itibaren vergilendirilecek gelirlere uygulanması gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(Vergi Dünyası Ocak 2014)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder