15 Mart 2016 Salı

FİNANSAL KİRALAMA

FİNANSAL KİRALAMAYA GENEL BAKIŞ VE YENİLEME FONUNUN FİNANSAL KİRALAMALARDA UYGULAMASI
Finansal kiralama işlemlerine ilişkin olarak ülkemizdeki bir eksikliği gidermek amacıyla yapılan son düzenlemelerin bazı belirsizliklerinden dolayı ve konuya ilişkin uygulamaları farklı yönleriyle ele almak için birçok makale yazılmıştır. Finansman bulma güçlüğü içerisinde olan bütün işletmelerin bu güçlüğü bir miktar da olsa aşmayı, işletmelerinin gerek büyümelerini sağlamaları gerekse de varlıklarını devam ettirebilmeleri boyutunda, finansal kiralama önemli bir finansman aracı modeli rolü üstlenmiş durumdadır. Özellikle küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin büyümelerine hız vermek için bu finansman yöntemini tercih edecekleri açıktır.
Bilindiği üzere yenileme fonu uygulaması VUK’un “Amortismana Tabi Malların Satılması” başlıklı 328’inci maddesinde ve “ Amortismana Tabi Malların Sigorta Tazminatı” başlıklı 329’uncu maddesinde düzenlenmiştir. Yukarıda esasları izah edilen yenileme fonunun uygulaması, işletmelerin amortismana tabi iktisadi kıymetlerini yenilemelerini teşvik amaçlı bir vergi erteleme müessesesidir. Düzenlemelere göre satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya alınan sigorta tazminatlarıyla ziyaa uğrayan malların yenilenmesi, işin mahiyetine göre zaruri bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa bu takdirde, satıştan elde edilen kar, yenileme giderlerini karşılamak üzere, pasifte geçici bir hesapta azami üç yıl süre ile tutulabileceği, yeni değerlerin iktisabında kullanılan karın, yeni değerler üzerinden VUK hükümlerine göre ayrılacak amortismanlara mahsup edilebileceği hüküm altına alınmıştır. Finansal Kiralama ise, kira süresi sonunda mülkiyet hakkının kiracıya devredilip devredilmediğine bakılmaksızın, bir iktisadî kıymetin mülkiyetine sahip olmaktan kaynaklanan tüm riskler ile yararların kiracıya bırakılması sonucunu doğuran kiralamalar olarak tanımlanmış olup, bu kapsamda kiralanan iktisadi kıymetlerin kullanma hakknaait amortisman giderleri de yenileme fonuna alınan tutarlardan mahsup edilebilecektir.
(Serdar BULUT Mesut DELİBALTA Vergi Sorunları Aralık 2014)

FİNANSAL KİRALAMA İŞLEMLERİNDE FAİZ VE KUR FARKLARI SORUNU
Kira süresi sonunda mülkiyet hakkının kiracıya devredilip devredilmediğine bakılmaksızın, bir iktisadî kıymetin mülkiyetine sahip olmaktan kaynaklanan tüm riskler ile yararların kiracıya bırakılması sonucunu doğuran kiralamalar olarak tanımlanan finansal kiralama işlemleri gün geçtikçe çokça başvurulan bir finansman yöntemi olmaktadır.
Finansal kiralama işlemlerinde ortaya çıkan faiz ve kur farklarının gider mi yazılacağı yoksa maliyete mi ekleneceği konusunda uygulamada çeşitli görüşler yer almaktadır. Bu görüşlerden ilkine göre, finansal kiralama işlemlerinde ortaya çıkan faiz giderleri ve kur farklarının oluştukları dönemde, dönem matrahının tespitinde doğrudan gider olarak dikkate alınması gerektiği yönündedir. İkinci görüşe göre finansal kiralama işlemlerinde ortaya çıkan faiz ve kur farkları finansal kiralama konusu kıymetin maliyetine intikal ettirilmesi ve maliyete eklenen bu farkların ilgili kıymetin amortisman süresi içinde itfa edilmesi gerekmektedir. Bizim de katıldığımız üçüncü görüşe göre finansal kiralama işlemi esas olarak bir kredi işleminden farklı olmadığından hareketle finansal kiralama suretiyle yapılan alımlarda ortaya çıkan faiz ve kur farkları ilk yıl iktisadi kıymetin maliyetine eklenmesi gerekmektedir. Daha sonraki yıllarda ise doğrudan gider yazma ya da maliyet ile ilişkilendirmek suretiyle itfa etme konusunda mükellefler serbesttir.
(Fatih AKIN VSD Eylül 2014)

FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMESİ KAPSAMINDA YURT DIŞINDAN UÇAK  KİRALANMASINDA KDV ORANI
Maliye Bakanlığı Özelgesi
Tarih   : 31.01.2014
Sayı    : 64597866-130[28-2014]-9-4529
Finansal kiralama sözleşmesi kapsamında yurt dışından uçak kiralanması işleminin yüzde 1 oranında KDV’ye tabi olduğu, hesaplanan KDV’nin 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilerek ödenmesi gerektiği hk.
(Yaklaşım Mart 2014)
SON DEĞİŞİKLİKLER ÇERÇEVESİNDE FİNANSAL KİRALAMA İŞLEMLERİNDE VERGİ VE TEŞVİK UYGULAMALARI
Finansal kiralama, yatırım malının mülkiyeti finansal kiralama şirketinde kalmak suretiyle, belirlenen sözleşme süresince kira karşılığında kullanım hakkının kiracıya verilmesini sağlayan bir finansman yöntemidir.
Finansal kiralama yöntemi hukuk literatürümüze ilk olarak 3226 sayılı Kanun ile girmiştir. Ancak, finansal sektörde görülen değişiklikler ve uygulamada ortaya çıkan ihtiyaçlar neticesinde yapılan düzenlemenin yeterli olmadığı görülerek, 6361 sayılı Kanun hazırlanmıştır. Bu çalışmada, 6361 ve 6495 sayılı Kanunlar ile yeni teşvik sisteminde yapılan düzenlemeler çerçevesinde finansal kiralama işlemlerinde vergi ve teşvik uygulamaları incelenecektir.
(Doç. Dr. Erhan Gümüş- Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Öğretim Üyesi-Vergi Sorunları Dergisi Ocak 2014)

FİNANSAL KİRALAMA İŞLEMLERİNİN DEĞERLEMESİ VE MUHASEBELEŞTİRİLMESİ
Vergi Usul Kanunu Mükerrer 290’ıncı maddesiyle ilgili vurgulanması gereken önemli bir nokta, bu madde kapsamında, işlemin finansal kiralama sayılabilmesi için taraflardan birinin finansal kiralama şirketi olmasına gerek olmadığıdır. Diğer bir deyişle, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamına girmemekle birlikte, VUK’un mükerrer 290’ıncı maddesi uyarınca finansal kiralama sayılan işlemlerin muhasebeleştirilmesi ve değerlemesi bu madde kapsamında yapılacaktır.
Dolayısıyla bir kiralama işleminin vergi mevzuatı açısından finansal kiralama olarak kabul edilmesi için VUK’un mükerrer 290’ncı maddesinde yer alan şartları taşıması gerekli ve yeterlidir.
VUK’un mükerrer 290’ıncı maddesindeki düzenlenmelere ilişkin açıklamalar, 319 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği’nde yer almaktadır.
(Hüseyin Dinçer Eski Hesap Uzmanı -Vergi Dünyası Aralık 2013)

Finansal Kiralama Kanunu Kapsamında Gerçekleştirilen “Sat ve Geri Kirala” İşlemlerine İlişkin Kurumlar Vergisi ve KDV İstisnası
02.08.2013 tarihinden itibaren, 6361 sayılı Kanun kapsamında taşınmazların geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri satın alınması şartıyla, finansal kiralama şirketlerine satışı ile bu taşınmazların finansal kiralama şirketlerince tekrar devralındığı kuruma satışından doğan kazançların tamamının (% 100’ü) kurumlar vergisinden istisna olduğu, istisna hükmünden yararlanabilmek için, KVK’nın 5/1-e maddesinde yer alan bu taşınmazların en az iki tam yıl süreyle aktifte bulunma şartı aranmayacağı, ancak taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları taşınmazları, söz konusu uygulama kapsamında yani “sat ve geri kiralama” amacıyla satmaları halinde istisnadan yararlanıp yararlanamayacakları tartışmalıdır.
Finansal kiralama şirketlerince bizzat kiracıdan satın alınıp geriye kiralanan taşınmazlara uygulanmak üzere ve kiralamaya konu taşınmazın mülkiyetinin sözleşme süresi sonunda kiracıya devredilecek olması koşulu ile; kiralanmaya konu taşınmazların kiralayana satılmasının, bu taşınmazların satan kişilere kiralanmasının ve kira süresinin sonunda kiracıya yani satan kişiye devrinin KDV’den istisna olduğu, taşınmazların en az iki tam yıl aktife kayıtlı olması şartı ya da teslimin bir kurum tarafından yapılması şartı veyahut da bu taşınmazların ticaretini yapmama şartı gibi şartların, bu istisnanın uygulanması açısından aranmayacaktır.
KDVK’nın 17/4-y maddesinde yer alan istisna kısmi istisna mahiyetinde olduğu için, istisna uygulaması nedeniyle yapılması gereken indirim düzeltmesi veya kısıtlamasının yaratacağı sorun  istisna konusu işlemin 17/4-r maddesi kapsamında değerlendirilmesi suretiyle, önlenebilir.
Nihat UZUNOĞLU (Eski Baş Hesap Uzmanı) Vergi Dünyası Kasım 2013

TAŞINMAZLARIN SAT GERİ KİRALA İSTİSNA UYGULAMASINDA FİNANSAL KİRALAMA MÜMKÜN MÜ?
6361 sayılı Kanun finansal kiralama şirketlerine yalnız finansal kiralama yapma hakkı değil, faaliyet kiralaması yapma hakkı da tanıdığı, 6495 sayılı Kanun ile getirilen ve finansal kiralama şirketleri ile taşınmazlar üzerinde sat-geri kirala uygulaması yalnız finansal kiralama yoluyla değil, faaliyet kiralaması yoluyla da yapılabilecektir.
Kanunun uygulanmasında satış bedeli ve satıştan elde edilecek kar, dolayısıyla istisnaya konu tutarın ne olduğu faaliyet kiralaması ise kolayca belli iken, finansal kiralamada finansal kiralama şirketinin istisnadan yararlanabileceği tutarın ne olduğu ise Kanun düzenlemesinden anlaşılamamakta olup durumun bir düzenlemeyle çözülmesi zorunludur.
Akın AKBULUT (Eski Baş Hesap Uzmanı) Vergi Dünyası Kasım 2013


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder