Limited
Şirketteki Hisse Devrini Sicil Gazetesinde Yayınlatmayan Şirket Ortağı SGK
Borçlarından Kurtulabilir mi?
Günümüz SGK
uygulamalarına göre, limited şirket ortakları, şirketteki hissesini noterden
devretmelerine rağmen, eğer bu devir işlemini, ticaret sicil gazetesinde
yayınlatmamışlarsa, bu kişilerin hisse devir tarihinden sonra hem 4/1-b
sigortalılıkları devam ettirilmekte, hem de hisse devir tarihinden sonraki
tarihlerde şirketin prim, İPC, işsizlik vb. borçlarından, kişiyi sorumlu
tutmaktadır.
Ancak, üstte
örneğini verdiğimiz Yargıtay Kararı’ndan da görüleceği üzere, Yargıtay’ın emsal
kararları SGK’nın bu uygulamasının haksız ve hukuksuz olduğu yönündedir.
Bu nedenle,
limited şirket ortaklarından hissesini devrettiği halde, ticaret sicilde
yayınlatmadığı için SGK tarafından kendilerine, hisse devir tarihinden sonra
borç çıkartılan veya hisse devir tarihinden sonra şirketin prim borçlarından
sorumlu tutulan kişilerin, iş mahkemelerine dava açarak Sosyal Güvenlik
Kurumu’nun bu hukuksuz uygulamasına son vereceklerini önemle belirtmek
istiyoruz.
(Vakkas DEMİR Yaklaşım / Ekim 2015)
Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarında Zamanaşımı
Sosyal
güvenlik prim alacaklarında zamanaşımı uygulaması, yürürlükte bulunan mevzuata
dayalı olarak dört ayrı dönemden oluşmaktadır. Zamanaşımı konusunda 8 Aralık
1993 tarihine kadar olan dönemde 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu; 8 Aralık 1993
ve 6 Temmuz 2004 arası dönemde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanun; 6 Temmuz 2004 ve 1 Ekim 2008 arası dönemde yeniden 818 sayılı
mülga Kanun ve 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren ise 5510 sayılı Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 6183 sayılı Kanun geçerli kabul
edilmiştir.
Bu dönemlerde
uygulanan söz konusu Kanunlara dayalı olarak zamanaşımı süresi, zamanaşımının
başlangıcı ve zamanaşımını durduran ya da kesen nedenler de değişiklik
göstermiştir. 818 sayılı mülga Kanun’un geçerli olduğu dönemde sigorta prim
alacakları bakımından zamanaşımı süresi on yıl olarak belirlenmiş,
zamanaşımının başlangıcı alacağın muaccel olduğu tarih olarak esas alınmıştır.
6183 sayılı Kanun döneminde zamanaşımı süresi beş yıl olarak belirlenmiş ve
prim alacağının vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden yılbaşı
zamanaşımının başlangıcı olarak kabul edilmiştir. 5510 sayılı Kanun’un
yürürlüğe girmesiyle birlikte ise, zamanaşımı süresi yeniden on yıl olarak
belirlenmiş, ancak bu kez ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı
başı zamanaşımı başlangıcı olarak kabul edilmiştir.
Söz konusu
hususları göz önünde bulundurarak, sosyal güvenlik prim alacağının zamanaşımına
uğramış olduğu def’i ancak hakim huzurunda dile getirilebilir. Zamanaşımı
konusunda verilmiş yargı kararı olmadan Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından işlem
yapılmamaktadır.
(Cem BALOĞLU Yaklaşım / Ağustos 2014)
Anonim Şirketin İcralık SGK İşveren Prim
Borcundan Kim Sorumludur?
Anonim şirketlerin
icralık SGK işveren prim borçlarından öncelikle sorumlu olması gereken şirketi
temsille yetkili olan yönetim kuruludur. Ancak, şirket malvarlığının borcu
ödemeye yetmediği veya ödeyemeyeceği SGK tarafından anlaşılırsa, SGK tarafından
anonim şirketlerin yönetim kurulu başkan ve üyelerine de icra takip emri
gönderilmektedir.
Anonim şirketin
tüzel kişiliğinin borcu ödeyemeyeceği durumu, SGK tarafından illa bir aciz
vesikasıyla kanıtlanmaya veya ortaya konulmaya gerek yoktur. Bu duruma,
şirketin malvarlığı veya ödenmiş sermayesiyle kanaat getirilmesi durumu dahi
yeterlidir.
Bu nedenle,
kendilerine anonim şirketlerin SGK işveren prim borcundan dolayı SGK icra
takibi gelen kişiler öncelikle borcu ödemelerini, ardından buna yönelik dava
açmalarını tavsiye ediyoruz.
Vakkas DEMİR
(E-Yaklaşım / Şubat 2014)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder