17 Mart 2016 Perşembe

SGK BORÇLARININ TAKİBİ

Limited Şirketteki Hisse Devrini Sicil Gazetesinde Yayınlatmayan Şirket Ortağı SGK Borçlarından Kurtulabilir mi?
Günümüz SGK uygulamalarına göre, limited şirket ortakları, şirketteki hissesini noterden devretmelerine rağmen, eğer bu devir işlemini, ticaret sicil gazetesinde yayınlatmamışlarsa, bu kişilerin hisse devir tarihinden sonra hem 4/1-b sigortalılıkları devam ettirilmekte, hem de hisse devir tarihinden sonraki tarihlerde şirketin prim, İPC, işsizlik vb. borçlarından, kişiyi sorumlu tutmaktadır.
Ancak, üstte örneğini verdiğimiz Yargıtay Kararı’ndan da görüleceği üzere, Yargıtay’ın emsal kararları SGK’nın bu uygulamasının haksız ve hukuksuz olduğu yönündedir.
Bu nedenle, limited şirket ortaklarından hissesini devrettiği halde, ticaret sicilde yayınlatmadığı için SGK tarafından kendilerine, hisse devir tarihinden sonra borç çıkartılan veya hisse devir tarihinden sonra şirketin prim borçlarından sorumlu tutulan kişilerin, iş mahkemelerine dava açarak Sosyal Güvenlik Kurumu’nun bu hukuksuz uygulamasına son vereceklerini önemle belirtmek istiyoruz.

(Vakkas DEMİR Yaklaşım / Ekim 2015)

Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarında Zamanaşımı
Sosyal güvenlik prim alacaklarında zamanaşımı uygulaması, yürürlükte bulunan mevzuata dayalı olarak dört ayrı dönemden oluşmaktadır. Zamanaşımı konusunda 8 Aralık 1993 tarihine kadar olan dönemde 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu; 8 Aralık 1993 ve 6 Temmuz 2004 arası dönemde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun; 6 Temmuz 2004 ve 1 Ekim 2008 arası dönemde yeniden 818 sayılı mülga Kanun ve 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren ise 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 6183 sayılı Kanun geçerli kabul edilmiştir.
Bu dönemlerde uygulanan söz konusu Kanunlara dayalı olarak zamanaşımı süresi, zamanaşımının başlangıcı ve zamanaşımını durduran ya da kesen nedenler de değişiklik göstermiştir. 818 sayılı mülga Kanun’un geçerli olduğu dönemde sigorta prim alacakları bakımından zamanaşımı süresi on yıl olarak belirlenmiş, zamanaşımının başlangıcı alacağın muaccel olduğu tarih olarak esas alınmıştır. 6183 sayılı Kanun döneminde zamanaşımı süresi beş yıl olarak belirlenmiş ve prim alacağının vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden yılbaşı zamanaşımının başlangıcı olarak kabul edilmiştir. 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesiyle birlikte ise, zamanaşımı süresi yeniden on yıl olarak belirlenmiş, ancak bu kez ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başı zamanaşımı başlangıcı olarak kabul edilmiştir.
Söz konusu hususları göz önünde bulundurarak, sosyal güvenlik prim alacağının zamanaşımına uğramış olduğu def’i ancak hakim huzurunda dile getirilebilir. Zamanaşımı konusunda verilmiş yargı kararı olmadan Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından işlem yapılmamaktadır.
(Cem BALOĞLU Yaklaşım / Ağustos 2014)

Anonim Şirketin İcralık SGK İşveren Prim Borcundan Kim Sorumludur?

Anonim şirketlerin icralık SGK işveren prim borçlarından öncelikle sorumlu olması gereken şirketi temsille yetkili olan yönetim kuruludur. Ancak, şirket malvarlığının borcu ödemeye yetmediği veya ödeyemeyeceği SGK tarafından anlaşılırsa, SGK tarafından anonim şirketlerin yönetim kurulu başkan ve üyelerine de icra takip emri gönderilmektedir.
Anonim şirketin tüzel kişiliğinin borcu ödeyemeyeceği durumu, SGK tarafından illa bir aciz vesikasıyla kanıtlanmaya veya ortaya konulmaya gerek yoktur. Bu duruma, şirketin malvarlığı veya ödenmiş sermayesiyle kanaat getirilmesi durumu dahi yeterlidir.
Bu nedenle, kendilerine anonim şirketlerin SGK işveren prim borcundan dolayı SGK icra takibi gelen kişiler öncelikle borcu ödemelerini, ardından buna yönelik dava açmalarını tavsiye ediyoruz.
Vakkas DEMİR (E-Yaklaşım / Şubat 2014)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder