Maliye Bakanlığı Özelgesi |
Tarih : 24.11.2015
|
Sayı : 41931384-105[Mük.257-2014-11]-73
|
ELEKTRONİK ORTAMDA DÜZENLENMESİ GEREKİRKEN KAĞIT ORTAMINDA DÜZENLENEN FATURANIN KDV VE GİDER İNDİRİMİNE ENGEL OLMADIĞI
|
Gerçek bir işleme (mal teslimi veya hizmet ifası) dayanan harcamaların elektronik ortamda düzenlenen fatura yerine kağıt ortamında düzenlenen fatura ile tevsik edilmesinin, safi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınmasına ve faturada gösterilen ve KDV Kanunu’nun 29. maddesinde belirtilen şartları taşıyan KDV’nin indirimine engel olmadığı; ancak kağıt ortamında bir fatura düzenlense bile, zorunluluk kapsamındaki mükelleflerin düzenlemesi gereken asıl belge olan e-faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren 7 gün içinde düzenlenmemiş olması durumunda, düzenlenmeyen e-fatura için bu belgeyi düzenlemek ve almak zorunda olanlara özel usulsüzlük cezasının kesilmesi gerektiği hk.
(Yaklaşım Ocak 2016)
T.C.
GELİR
İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL
VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef
Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)
Sayı:
11395140-105[229-2012/VUK-1- . . ]--194
Tarih:
24/07/2014
Konu:
İnternet üzerinden verilen hizmetlerin belgelendirilmesi.
İlgide
kayıtlı özelge talep formuna ekli dilekçenizde, Şirketinizin bir bankanın
işbirliğiyle internet üzerinden “wishlist” (dilek listesi) uygulaması hizmeti
verdiği, e-posta adresleri veya cep telefon numaralarıyla hediye-istek sitenize
üye olunduğu, üye olan kişilerin kendileri veya başkaları adına almak
istedikleri ve hedef olarak tanımlanan hediyeler için kendilerinin ve
tanıdıklarının katkı yapabilecekleri, yapılan bu katkıların anlaşmalı olduğunuz
bankada açılan geçici hesaba aktarıldığı, hesapta biriken tutarlar üzerinde
Şirketinizin hiçbir tasarrufu olmadığı, üyelerin hedefledikleri ürünü
hediye-istek sitesi tarafından önerilen e-ticaret sitesinden satın
alabilecekleri gibi gerçek kişi olduklarını ispat etmek ve anlaşmalı bankada
bir hesap açtırmak kaydıyla geçici hesaplarında birikmiş tutarın kişisel
hesaplarına aktarılmasını talep edebilecekleri belirtilerek Şirketiniz
tarafından önerilen siteden hedef ürünü aldıkları takdirde bu yönlendirme
işlemi için e-ticaret sitesine düzenlediğiniz hizmet faturalarına ilişkin
bedeller ile üyelerin geçici hesaplarında biriken tutarların istekleri
doğrultusunda şahsi hesaplarına aktarılması halinde banka tarafından tahsil
edilen komisyon bedellerinin ve muhtelif üyelik paketleri için üyelerin ödemiş
oldukları üyelik bedellerinin ne şekilde vergilendirileceği hususunda
Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
I- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
5520 sayılı
Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin mükelleflerin
bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden
hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun
ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
193 sayılı
Gelir Vergisi Kanununun “Ticari kazancın tarifi” başlıklı 37 nci maddesinde;
“Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır.”
hükmü yer almış olup aynı Kanunun “Bilanço esasında ticari kazancın tespiti”
başlıklı 38 inci maddesinde ise;
“Bilanço
esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve
başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya
sahiplerce:
1) İşletmeye
ilave olunan değerler bu farktan indirilir;
2) İşletmeden
çekilen değerler ise farka ilave olunur.
Ticari
kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye
ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur.”
hükmüne yer verilmiştir.
Gelir Vergisi
Kanununun 40 ıncı maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 8 nci maddesinde kurum
kazancının tespitinde indirilebilecek giderlere yer verilmiştir.
Ticari
kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar “dönemsellik” ve
“tahakkuk esası” ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin
miktar ve mahiyet itibarıyla kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri
doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden
kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması
gereklidir. Bu esas dikkate alındığında bir gelir unsurunun, özel bir düzenleme
bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının
tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.
Bu hüküm ve
açıklamalara göre; Şirketinizin anlaşmalı banka ve e-ticaret şirketi
işbirliğiyle internet üzerinden sunduğu “dilek listesi” uygulaması kapsamında;
- Kullanım
başına, aylık veya yıllık olmak üzere muhtelif şekillerde satılan üyelik
paketlerine ilişkin bedellerin,
-
Üyelerinizin hedefledikleri ürüne ilişkin gerekli tutara ulaşmalarını takiben
hedef ürünü Şirketiniz tarafından önerilen e-ticaret sitesinden almaları
halinde yaptığınız yönlendirme hizmeti karşılığında e-ticaret şirketince ödenen
bedellerin,
- Üyelerin
hedefledikleri ürüne ilişkin olarak Şirket adına anlaşmalı bankada açılan
geçici hesapta takip edilen katılım tutarları nedeniyle şirketinize sağlanan
menfaatler ile herhangi bir aşamada anlaşmalı bankada kendi adlarına açacakları
hesaba aktarılmasını talep etmeleri halinde banka tarafından tahsil edilen
komisyon bedellerinden varsa Şirketinize ödenen kısmının, tahsil edilip edilmediğine
bakılmaksızın tahakkuk tarihi itibarıyla kurum kazancının tespitinde gelir
olarak dikkate alınması gerekmektedir. Ayrıca, bu faaliyetiniz çerçevesinde
yapılan giderlerden Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi
Kanununun 40 ıncı maddesinde sayılanların kurum kazancından indirilmesi mümkün
bulunmaktadır.
II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU
YÖNÜNDEN:
3065 sayılı
Katma Değer Vergisi Kanununun (KDV) 1 inci maddesinin birinci fıkrasında,
Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti
çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu
hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun
2 nci maddesine göre teslim, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya
onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere
devredilmesidir. Bir malın alıcıya veya onun adına hareket edenlerin gösterdiği
yere veya kişilere tevdii teslim hükmündedir.
Söz konusu
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında hizmetin, teslim ve teslim sayılan
haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu, bu işlemlerin, bir şeyi
yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza
etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek
gibi şekillerde gerçekleşebileceği hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanunun
10 uncu maddesinin (a) bendine göre vergiyi doğuran olay, mal teslimi ve hizmet
ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması ile (b) bendine göre
malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler
verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere
fatura ve benzeri belgelerin düzenlenmesi ile (c) bendine göre ise kısım kısım
mal teslimi veya hizmet yapılması mutad olan veya bu hususlarda mutabık kalınan
hallerde, her bir kısmın teslimi veya bir kısım hizmetin yapılması anında
meydana gelir.
KDV Kanununun
20 nci maddesinin birinci fıkrasında, “Teslim ve hizmet işlemlerinde matrah, bu
işlemlerin karşılığını teşkil eden bedeldir.” hükmüne yer verilmiş olup aynı
maddenin ikinci fıkrasında ise bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine
hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında
her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer
suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler
toplamını ifade edeceği hüküm altına alınmıştır.
Buna göre,
Şirketiniz ile bir bankanın işbirliği içerisinde internet üzerinden sunulacak
hizmette;
-
Üyelerinizin kendilerine veya evlilik hediyesi almak isteyen bir grup adına
hediye paketi oluşturabilmek için Şirketiniz adına bankada açılmış olan hesaba
aktarılacak olan katkı tutarı bir mal veya hizmetin karşılığını teşkil
etmediğinden KDV’nin konusuna girmeyecektir.
- Üye veya
gruplar hediye satın aldıkları takdirde banka hesaplarındaki tutar ilgili e-
ticaret sitesi sahibi firmaya aktarılır. Üyelerin e-ticaret sitesinden satın
aldıkları ürün KDV’ye tabi olup e-ticaret sitesi tarafından üyelerin adına
düzenlenecek faturada satılan ürüne ait oranda KDV hesaplanması gerekmektedir.
- Şirketiniz
tarafından internet üzerinden e-ticaret sitesi sahipleri ile üye kişiler
arasında gerçekleştirilecek aracılık hizmeti karşılığında elde edilecek
komisyon bedeli genel oranda (%18) KDV’ye tabi olacaktır.
- Şirketiniz
tarafından, site ziyaretleri için tahsil edilen aidatlar, site üyelerine
verilen hizmetin karşılığını oluşturduğundan KDV’ye tabi tutulacak olup bir
vergilendirme döneminden fazla devam eden hizmetlerin aylık aidatlar şeklinde
taksitlere bağlanması halinde, takvim yılının birer ayından oluşan her bir
vergilendirme dönemi itibariyle katma değer vergisinin hesaplanması ve
verilecek hizmetlere ilişkin faturanın, aylık ödeme tutarı belirtilerek
düzenlenmesi gerekmektedir. Peşin olarak yapılan aidat ödemeleri için fatura
düzenlenmesi halinde, KDV Kanununun 10 uncu maddesinin (b) bendi gereğince
toplam bedel üzerinden KDV hesaplanıp beyan edilecektir.
- Şirketiniz
tarafından, ürün tanıtımı için reklam veren e-ticaret site sahiplerinden tahsil
edilen site ziyaretlerine yapılan ödemeler ile komisyon ve masrafların tamamı,
yapılan ticari faaliyet kapsamında değerlendirileceğinden genel oranda KDV
hesaplanacağı tabiidir.
III- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:
213 sayılı
Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde faturanın, satılan emtia veya yapılan
iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan
veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu hükme
bağlanmıştır.
Aynı Kanunun
230 ve 231 inci maddelerinde faturanın şekil ve nizamına ilişkin esaslar
düzenlenmiş olup 231 inci maddenin (5) numaralı bendinde de faturanın malın
teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren yedi gün içinde düzenleneceği
hüküm altına alınmıştır.
Mezkur
Kanunun 232 inci maddesi hükmüne göre, tüccarlar sattıkları emtia veya
yaptıkları işler için fatura vermek ve aldıkları emtia veya hizmet için de
fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.
Bu hüküm ve
açıklamalara göre, Şirketiniz tarafından bir banka ve e-ticaret sitesi
işbirliğiyle internet üzerinden sunulan “dilek listesi” uygulaması kapsamında
e-ticaret sitesi sahipleri ile üye kişiler arasında gerçekleştirilecek aracılık
hizmeti karşılığında elde edilecek komisyon bedeli, site ziyaretleri, aylık ve
yıllık abonelik ödemeleri ve ürün tanıtımı için reklam veren e- ticaret
sahiplerinden tahsil edilen site ziyaretlerine yapılan ödemeler ile komisyon ve
masrafların tamamı için fatura düzenlenmesi gerekmektedir.
Bir
vergilendirme döneminden fazla devam eden hizmetlerin aylık aidatlar şeklinde
taksitlere bağlanması halinde, takvim yılının birer ayından oluşan her bir
vergilendirme dönemi itibarıyla verilecek hizmetlere ilişkin faturanın aylık
ödeme tutarı belirtilerek düzenlenmesi gerekmektedir.
Bilgi
edinilmesini rica ederim.
(Vergi
Dünyası Mayıs 2015)
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Sayı : 11395140-105[Mük
257-2012/VUK-1- . . .]-2048 31/12/2013
Konu : Elektronik fatura ve
elektronik defter uygulamasına geçiş.
İlgide
kayıtlı özelge talep formunuzda kurumunuzun 2011 yılı verilerine göre 421 Sıra
No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile elektronik defter tutma ve elektronik
fatura kullanma mecburiyeti getirilen mükellefler arasında yer aldığınızı,
ancak 2012 ve 2013 yıllarında kurumunuzun gayri faal hale gelerek ticari bir
faaliyetinin bulunmadığı ve hizmet şirketi olan kurumunuzun gelecek dönemlerde
de ticari bir faaliyeti olmayacağı ve tasfiye sürecine gireceğiniz belirtilerek
elektronik fatura ve elektronik defter kullanma zorunluluğunuzun bulunup
bulunmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................
Yukarıdaki
açıklamalar uyarınca, tasfiye süreci sona ermemiş bir firmanın hala faal kabul
edileceği, henüz tasfiye sürecine girmemiş olmakla beraber gayri faal durumda
olan bir firmanın ise bağlı bulunulan vergi dairesi tarafından res'en terk
ettirilmediği müddetce 421 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğindeki şartları
haiz ise e-fatura kapsamında olacağı tabiidir.
Buna göre;
2011 yılı verilerinize istinaden, kurumunuzun e-fatura e-defter kullanma
mecburiyeti getirilen mükellefler arasında yer alması, yapılan tetkik sonucu
2012 yılında mal alış ve satışlarınızın bulunması ve bu tarih itibariyle henüz
kurumunuzun tasfiye sürecine girmemiş ve vergi dairesi kayıtlarında halen faal
mükellef olarak görünmesi sebebiyle elektronik defter ve elektronik fatura
kullanma zorunluluğunuz bulunmaktadır.
Bilgi
edinilmesini rica ederim.
(Vergi
Dünyası Şubat 2014)
Nihai tüketiciye
yapılan satışlarda düzenlenecek faturalarda malı satın alan gerçek kişilerin
T.C. kimlik numaralarının bulunmasının gerekli olup olmadığı hk.
Büyük
Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı Özelgesi
Sayı
: B.07.1.GİB.04.99.16. 01/01-VUK-230-2008-MUK- 04.07.2008*20157
İlgide
kayıtlı dilekçenizde; Şirketinizce nihai tüketicilere yapılan mal satışlarında,
söz konusu satış nedeni ile düzenlenecek faturalarda, malı satın alan nihai
tüketici konumundaki gerçek kişilerin T.C. kimlik numaralarının yazılmasının
gerekli olup olmadığı konusunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
Konu
ile ilgili olarak yayımlanan 157 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde;
"Bilindiği
üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 2365 sayılı Kanunla değişik 230'uncu
maddesinde: "Faturadaen az aşağıdaki bilgiler bulunur:
1.
Faturanın düzenlenme tarihi, seri ve sıra numarası;
2.
Faturayı düzenleyenin adı, varsa ticaret unvanı, iş adresi, bağlı olduğu vergi
dairesi ve hesap numarası;
3.
Müşterinin adı, ticaret unvanı, adresi, varsa vergi dairesi ve hesap numarası;
4.
Malın veya işin nevi, miktarı, fiyat ve tutarı;
5.
Satılan mallar, faturanın düzenlenmesinden önce teslim edilmişse malın teslim
tarihi ve irsaliye numarası." hükmü yer almaktadır.
Ancak,
münhasıran nihai tüketiciye yapılan satışlar için düzenlenecek faturalarda 3 ve
4 numaralı bentlerle ilgili olarak sadece:
a)
Müşterinin adı ve soyadının bulunması;
b)
Satılan malların ayrı ayrı miktar, cins ve nevi itibariyle ayrıntılı olarak
yazılmasının güçlük arzettiği durumlarda gruplandırılmak suretiyle
c)
Satılan malların ayrı gruplar itibariyle tutarlarının yazılması.
Aynı
Kanunun mükerrer 257'nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak
diğer bilgilerin noksansız yer alması ve 231'inci maddede yazılıfatura nizamına
uyulması şartıyle yeterli görülmüştür" denilmektedir.
Buna
göre, nihai tüketicilere yapılan satışlar için düzenleyeceğiniz faturalarda
Vergi Usul Kanununun 231'inci maddesinde yazılı fatura nizamına uyulması şartı
ile sadece müşteri adı ve soyadının yazılması yeterli bulunmakta olup, nihai
tüketicinin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının belirtilme mecburiyeti
bulunmamaktadır.
Bilgi
edinilmesini rica ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder