15 Mart 2016 Salı

FATURA VE DİĞER BELGELER

Maliye Bakanlığı Özelgesi

Tarih   : 24.11.2015
Sayı : 41931384-105[Mük.257-2014-11]-73
ELEKTRONİK ORTAMDA DÜZENLENMESİ GEREKİRKEN KAĞIT ORTAMINDA DÜZENLENEN FATURANIN KDV VE GİDER İNDİRİMİNE ENGEL OLMADIĞI
Gerçek bir işleme (mal teslimi veya hizmet ifası) dayanan harcamaların elektronik ortamda düzenlenen fatura yerine kağıt ortamında düzenlenen fatura ile tevsik edilmesinin, safi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınmasına ve faturada gösterilen ve KDV  Kanunu’nun 29. maddesinde belirtilen şartları taşıyan KDV’nin indirimine engel olmadığı; ancak kağıt ortamında bir fatura düzenlense bile, zorunluluk kapsamındaki mükelleflerin düzenlemesi gereken asıl belge olan e-faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren 7 gün içinde düzenlenmemiş olması durumunda, düzenlenmeyen e-fatura için bu belgeyi düzenlemek ve almak zorunda olanlara özel usulsüzlük cezasının kesilmesi gerektiği hk.
(Yaklaşım Ocak 2016)

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)

Sayı: 11395140-105[229-2012/VUK-1- . . ]--194
Tarih: 24/07/2014
Konu: İnternet üzerinden verilen hizmetlerin belgelendirilmesi.

İlgide kayıtlı özelge talep formuna ekli dilekçenizde, Şirketinizin bir bankanın işbirliğiyle internet üzerinden “wishlist” (dilek listesi) uygulaması hizmeti verdiği, e-posta adresleri veya cep telefon numaralarıyla hediye-istek sitenize üye olunduğu, üye olan kişilerin kendileri veya başkaları adına almak istedikleri ve hedef olarak tanımlanan hediyeler için kendilerinin ve tanıdıklarının katkı yapabilecekleri, yapılan bu katkıların anlaşmalı olduğunuz bankada açılan geçici hesaba aktarıldığı, hesapta biriken tutarlar üzerinde Şirketinizin hiçbir tasarrufu olmadığı, üyelerin hedefledikleri ürünü hediye-istek sitesi tarafından önerilen e-ticaret sitesinden satın alabilecekleri gibi gerçek kişi olduklarını ispat etmek ve anlaşmalı bankada bir hesap açtırmak kaydıyla geçici hesaplarında birikmiş tutarın kişisel hesaplarına aktarılmasını talep edebilecekleri belirtilerek Şirketiniz tarafından önerilen siteden hedef ürünü aldıkları takdirde bu yönlendirme işlemi için e-ticaret sitesine düzenlediğiniz hizmet faturalarına ilişkin bedeller ile üyelerin geçici hesaplarında biriken tutarların istekleri doğrultusunda şahsi hesaplarına aktarılması halinde banka tarafından tahsil edilen komisyon bedellerinin ve muhtelif üyelik paketleri için üyelerin ödemiş oldukları üyelik bedellerinin ne şekilde vergilendirileceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

I- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Ticari kazancın tarifi” başlıklı 37 nci maddesinde; “Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır.” hükmü yer almış olup aynı Kanunun “Bilanço esasında ticari kazancın tespiti” başlıklı 38 inci maddesinde ise;
“Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:
1) İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;
2) İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.
Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur.” hükmüne yer verilmiştir.
Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 8 nci maddesinde kurum kazancının tespitinde indirilebilecek giderlere yer verilmiştir.
Ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar “dönemsellik” ve “tahakkuk esası” ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibarıyla kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Bu esas dikkate alındığında bir gelir unsurunun, özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre; Şirketinizin anlaşmalı banka ve e-ticaret şirketi işbirliğiyle internet üzerinden sunduğu “dilek listesi” uygulaması kapsamında;
- Kullanım başına, aylık veya yıllık olmak üzere muhtelif şekillerde satılan üyelik paketlerine ilişkin bedellerin,
- Üyelerinizin hedefledikleri ürüne ilişkin gerekli tutara ulaşmalarını takiben hedef ürünü Şirketiniz tarafından önerilen e-ticaret sitesinden almaları halinde yaptığınız yönlendirme hizmeti karşılığında e-ticaret şirketince ödenen bedellerin,
- Üyelerin hedefledikleri ürüne ilişkin olarak Şirket adına anlaşmalı bankada açılan geçici hesapta takip edilen katılım tutarları nedeniyle şirketinize sağlanan menfaatler ile herhangi bir aşamada anlaşmalı bankada kendi adlarına açacakları hesaba aktarılmasını talep etmeleri halinde banka tarafından tahsil edilen komisyon bedellerinden varsa Şirketinize ödenen kısmının, tahsil edilip edilmediğine bakılmaksızın tahakkuk tarihi itibarıyla kurum kazancının tespitinde gelir olarak dikkate alınması gerekmektedir. Ayrıca, bu faaliyetiniz çerçevesinde yapılan giderlerden Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde sayılanların kurum kazancından indirilmesi mümkün bulunmaktadır.

II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun (KDV) 1 inci maddesinin birinci fıkrasında, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun 2 nci maddesine göre teslim, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesidir. Bir malın alıcıya veya onun adına hareket edenlerin gösterdiği yere veya kişilere tevdii teslim hükmündedir.
Söz konusu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu, bu işlemlerin, bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanunun 10 uncu maddesinin (a) bendine göre vergiyi doğuran olay, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması ile (b) bendine göre malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura ve benzeri belgelerin düzenlenmesi ile (c) bendine göre ise kısım kısım mal teslimi veya hizmet yapılması mutad olan veya bu hususlarda mutabık kalınan hallerde, her bir kısmın teslimi veya bir kısım hizmetin yapılması anında meydana gelir.
KDV Kanununun 20 nci maddesinin birinci fıkrasında, “Teslim ve hizmet işlemlerinde matrah, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedeldir.” hükmüne yer verilmiş olup aynı maddenin ikinci fıkrasında ise bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade edeceği hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, Şirketiniz ile bir bankanın işbirliği içerisinde internet üzerinden sunulacak hizmette;
- Üyelerinizin kendilerine veya evlilik hediyesi almak isteyen bir grup adına hediye paketi oluşturabilmek için Şirketiniz adına bankada açılmış olan hesaba aktarılacak olan katkı tutarı bir mal veya hizmetin karşılığını teşkil etmediğinden KDV’nin konusuna girmeyecektir.
- Üye veya gruplar hediye satın aldıkları takdirde banka hesaplarındaki tutar ilgili e- ticaret sitesi sahibi firmaya aktarılır. Üyelerin e-ticaret sitesinden satın aldıkları ürün KDV’ye tabi olup e-ticaret sitesi tarafından üyelerin adına düzenlenecek faturada satılan ürüne ait oranda KDV hesaplanması gerekmektedir.
- Şirketiniz tarafından internet üzerinden e-ticaret sitesi sahipleri ile üye kişiler arasında gerçekleştirilecek aracılık hizmeti karşılığında elde edilecek komisyon bedeli genel oranda (%18) KDV’ye tabi olacaktır.
- Şirketiniz tarafından, site ziyaretleri için tahsil edilen aidatlar, site üyelerine verilen hizmetin karşılığını oluşturduğundan KDV’ye tabi tutulacak olup bir vergilendirme döneminden fazla devam eden hizmetlerin aylık aidatlar şeklinde taksitlere bağlanması halinde, takvim yılının birer ayından oluşan her bir vergilendirme dönemi itibariyle katma değer vergisinin hesaplanması ve verilecek hizmetlere ilişkin faturanın, aylık ödeme tutarı belirtilerek düzenlenmesi gerekmektedir. Peşin olarak yapılan aidat ödemeleri için fatura düzenlenmesi halinde, KDV Kanununun 10 uncu maddesinin (b) bendi gereğince toplam bedel üzerinden KDV hesaplanıp beyan edilecektir.
- Şirketiniz tarafından, ürün tanıtımı için reklam veren e-ticaret site sahiplerinden tahsil edilen site ziyaretlerine yapılan ödemeler ile komisyon ve masrafların tamamı, yapılan ticari faaliyet kapsamında değerlendirileceğinden genel oranda KDV hesaplanacağı tabiidir.

III- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanunun 230 ve 231 inci maddelerinde faturanın şekil ve nizamına ilişkin esaslar düzenlenmiş olup 231 inci maddenin (5) numaralı bendinde de faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren yedi gün içinde düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.
Mezkur Kanunun 232 inci maddesi hükmüne göre, tüccarlar sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve aldıkları emtia veya hizmet için de fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, Şirketiniz tarafından bir banka ve e-ticaret sitesi işbirliğiyle internet üzerinden sunulan “dilek listesi” uygulaması kapsamında e-ticaret sitesi sahipleri ile üye kişiler arasında gerçekleştirilecek aracılık hizmeti karşılığında elde edilecek komisyon bedeli, site ziyaretleri, aylık ve yıllık abonelik ödemeleri ve ürün tanıtımı için reklam veren e- ticaret sahiplerinden tahsil edilen site ziyaretlerine yapılan ödemeler ile komisyon ve masrafların tamamı için fatura düzenlenmesi gerekmektedir.
Bir vergilendirme döneminden fazla devam eden hizmetlerin aylık aidatlar şeklinde taksitlere bağlanması halinde, takvim yılının birer ayından oluşan her bir vergilendirme dönemi itibarıyla verilecek hizmetlere ilişkin faturanın aylık ödeme tutarı belirtilerek düzenlenmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(Vergi Dünyası Mayıs 2015)


İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Sayı : 11395140-105[Mük 257-2012/VUK-1- . . .]-2048 31/12/2013
Konu : Elektronik fatura ve elektronik defter uygulamasına geçiş.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda kurumunuzun 2011 yılı verilerine göre 421 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile elektronik defter tutma ve elektronik fatura kullanma mecburiyeti getirilen mükellefler arasında yer aldığınızı, ancak 2012 ve 2013 yıllarında kurumunuzun gayri faal hale gelerek ticari bir faaliyetinin bulunmadığı ve hizmet şirketi olan kurumunuzun gelecek dönemlerde de ticari bir faaliyeti olmayacağı ve tasfiye sürecine gireceğiniz belirtilerek elektronik fatura ve elektronik defter kullanma zorunluluğunuzun bulunup bulunmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................
Yukarıdaki açıklamalar uyarınca, tasfiye süreci sona ermemiş bir firmanın hala faal kabul edileceği, henüz tasfiye sürecine girmemiş olmakla beraber gayri faal durumda olan bir firmanın ise bağlı bulunulan vergi dairesi tarafından res'en terk ettirilmediği müddetce 421 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğindeki şartları haiz ise e-fatura kapsamında olacağı tabiidir.
Buna göre; 2011 yılı verilerinize istinaden, kurumunuzun e-fatura e-defter kullanma mecburiyeti getirilen mükellefler arasında yer alması, yapılan tetkik sonucu 2012 yılında mal alış ve satışlarınızın bulunması ve bu tarih itibariyle henüz kurumunuzun tasfiye sürecine girmemiş ve vergi dairesi kayıtlarında halen faal mükellef olarak görünmesi sebebiyle elektronik defter ve elektronik fatura kullanma zorunluluğunuz bulunmaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(Vergi Dünyası Şubat 2014)

Nihai tüketiciye yapılan satışlarda düzenlenecek faturalarda malı satın alan gerçek kişilerin T.C. kimlik numaralarının bulunmasının gerekli olup olmadığı hk.
Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı Özelgesi
Sayı : B.07.1.GİB.04.99.16. 01/01-VUK-230-2008-MUK-     04.07.2008*20157
İlgide kayıtlı dilekçenizde; Şirketinizce nihai tüketicilere yapılan mal satışlarında, söz konusu satış nedeni ile düzenlenecek faturalarda, malı satın alan nihai tüketici konumundaki gerçek kişilerin T.C. kimlik numaralarının yazılmasının gerekli olup olmadığı konusunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
Konu ile ilgili olarak yayımlanan 157 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde;
"Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 2365 sayılı Kanunla değişik 230'uncu maddesinde: "Faturadaen az aşağıdaki bilgiler bulunur:
1. Faturanın düzenlenme tarihi, seri ve sıra numarası;
2. Faturayı düzenleyenin adı, varsa ticaret unvanı, iş adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarası;
3. Müşterinin adı, ticaret unvanı, adresi, varsa vergi dairesi ve hesap numarası;
4. Malın veya işin nevi, miktarı, fiyat ve tutarı;
5. Satılan mallar, faturanın düzenlenmesinden önce teslim edilmişse malın teslim tarihi ve irsaliye numarası." hükmü yer almaktadır.
Ancak, münhasıran nihai tüketiciye yapılan satışlar için düzenlenecek faturalarda 3 ve 4 numaralı bentlerle ilgili olarak sadece:
a) Müşterinin adı ve soyadının bulunması;
b) Satılan malların ayrı ayrı miktar, cins ve nevi itibariyle ayrıntılı olarak yazılmasının güçlük arzettiği durumlarda gruplandırılmak suretiyle
c) Satılan malların ayrı gruplar itibariyle tutarlarının yazılması.
Aynı Kanunun mükerrer 257'nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak diğer bilgilerin noksansız yer alması ve 231'inci maddede yazılıfatura nizamına uyulması şartıyle yeterli görülmüştür" denilmektedir.
Buna göre, nihai tüketicilere yapılan satışlar için düzenleyeceğiniz faturalarda Vergi Usul Kanununun 231'inci maddesinde yazılı fatura nizamına uyulması şartı ile sadece müşteri adı ve soyadının yazılması yeterli bulunmakta olup, nihai tüketicinin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının belirtilme mecburiyeti bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder