KDV
Genel Uygulama Tebliği Olgunlaşıyor
A- DAHİLDE
İŞLEME İZİN BELGESİ KAPSAMINDA İMAL EDİLEN MALLARIN TECİL-TERKİN UYGULANARAK
TESLİMİNDE İADE EDİLECEK KDV’NİN HESAPLANMASI
KDV Genel
Uygulama Tebliği’nin (II/A-9.1.) bölümünde, dahilde işleme izin belgesi (DİİB)
sahibi mükelleflerin, KDV Kanunu’nun geçici 17. maddesi kapsamında tecil-terkin
uygulanarak temin ettiği ham ve yardımcı maddelerden imal ettiği malları, yine
DİİB sahibi ikinci bir imalatçıya geçici 17. madde kapsamında tecil-terkin
uygulayarak teslim etmelerine imkan sağlanmıştı. Bu şekilde işlem yapan DİİB
sahibi birinci mükellefin iadesini talep edeceği KDV tutarının, teslim ettiği
mallar için hesaplayıp tahsil etmediği KDV tutarından, bu malların üretimi için
geçici 17. madde kapsamında ödemediği KDV tutarı düşüldükten sonra kalan
tutardan fazla olamayacağı belirtilmişti.
Burada amaç,
imalatta kullanılan ham ve yardımcı maddelerin alımında geçici 17. madde
uygulaması dolayısıyla KDV ödenmediğinden, teslim edilen mallar için
tecil-terkin uygulanması dolayısıyla ortaya çıkacak iadesi gereken verginin,
tecil-terkin uygulanarak satın alınan ham ve yardımcı maddelere ilişkin
ödenmeyen KDV tutarı kadar eksik hesaplanmasıydı.
Ancak DİİB
sahibi imalatçılar belge kapsamındaki ham ve yardımcı maddeleri, yurt dışından
ithalinde de KDV Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca KDV ödememektedir. Bu durumda
DİİB kapsamında yurt dışından KDV ödenmeksizin ithal edilen mallardan üretilen
malların yine DİİB sahibi imalatçılara geçici 17. madde kapsamında tecil-terkin
uygulanarak tesliminde iade edilecek KDV hesabına dahil edilmemesi gerekiyordu.
Bu amaçla KDV
Genel Uygulama Tebliği’nin (II/A-9.1.) bölümündeki ifade:
“Kanun’un
geçici 17. maddesi kapsamında teslimde bulunan DİİB sahibi mükellefin iadesini
talep edeceği KDV tutarı, ihraç kaydıyla teslim nedeniyle hesaplayıp tahsil
etmediği KDV tutarından, bu malların üretimi için 3065 sayılı Kanun’un geçici
17. maddesi kapsamında yurt içi ve yurt dışından KDV ödemeksizin temin ettiği
mallar nedeniyle ödemediği KDV tutarı düşüldükten sonra kalan tutardan fazla
olamaz.”
şeklinde
değiştirilmiştir.
Öte yandan
KDV Genel Uygulama Tebliği’nin (IV/A-1.5.) bölümünde, DİİB sahibi mükelleflerin
geçici 17. madde kapsamında temin ettikleri malzemeleri kullanarak ürettikleri
malları 11/1-c maddesi kapsamında ihraç kaydıyla edebilecekleri, bunların iade
konusu yapabileceği KDV tutarının, ihraç kayıtlı teslim nedeniyle hesaplayıp
tahsil etmediği KDV tutarından, bu ürün için DİİB kapsamında aldığı girdiler
nedeniyle ödemediği KDV tutarı düşüldükten sonra kalan tutardan fazla
olamayacağı belirtilmişti.
Bu ifadenin
de, DİİB kapsamında KDV ödemeden yurt dışından ham ve yardımcı madde ithal
edilmesi halinde bunların bedelinin iade hesabından düşülmeyeceği şeklinde
yorumlanması mümkün olduğundan, KDV Genel Uygulama Tebliği’nin (IV/A-1.5)
bölümündeki ifade:
“DİİB
kapsamında KDV ödemeksizin yurtiçi ve yurtdışından satın aldığı girdileri
kullanarak ürettiği malı 3065 sayılı Kanun’un (11/1-c) maddesi kapsamında ihraç
kayıtlı olarak teslim eden bir mükellefin iade alacağı KDV tutarı, ihraç
kayıtlı teslim nedeniyle hesaplayıp tahsil etmediği KDV tutarından, bu ürün
için DİİB kapsamında aldığı girdiler nedeniyle ödemediği KDV tutarı düşüldükten
sonra kalan tutardan fazla olamaz.”
şeklinde
değiştirilmiştir.
DİİB kapsamında
imal edilen malların gerek DİİB belgeli imalatçıya, gerekse ihracatçıya
tesil-terkin uygulanarak satışından doğan KDV iadelerinin, imal edilen mallar
ihraç edildikten sonra yerine getirilebileceğini, bir başka ifade ile ihracat
gerçekleşmeden yerine getirilmeyeceğini hatırlatmak isteriz.
B- DİİB
KAPSAMINDAKİ İHRACATTA EŞDEĞER EŞYAYA ÖDENEN KDV’NİN İADESİ
KDV Genel
Uygulama Tebliği’nin (II/A-9.4.) bölümünde, dahilde işleme rejimi kapsamında
alınan ham ve yardımcı maddelerin, işlendikten sonra elde edilen mamul mal
içerisinde ihraç edilmesi esas olmakla birlikte, önceden KDV ödenmek suretiyle
temin edilen ham ve yardımcı maddeler kullanılmak suretiyle imal edilen ve söz
konusu rejim kapsamında ihraç edilen malların bünyesine giren DİİB’de yazılı maddelerin,
sonradan belge sahiplerine tesliminde veya ithalinde KDV tahsil edilmeksizin
işlem yapılmasına izin verilmiştir.
“Eşdeğer
eşya” olarak
adlandırılan bu uygulamaya ilişkin olarak KDV Genel Uygulama Tebliği’nin
(IV/A-1.5.) bölümünde, eşdeğer eşya uygulaması nedeniyle KDV ödeyerek satın
aldığı girdileri kullanarak vücuda getirdiği ürünü ihraç eden ve bunun
karşılığında da DİİB kapsamında KDV ödemeyerek söz konusu girdi veya eşdeğer
eşyasını temin etme hakkı kazanan mükellefin, KDV ödeyerek satın aldığı
girdilere ilişkin KDV’yi başlangıçta iade olarak talep etmesinin mümkün
olmadığı, iade edilecek KDV hesabının, eşdeğer eşya uygulaması nedeniyle DİİB
kapsamında KDV ödemeksizin girdi temin edilmesinden sonra yapılabileceği ifade
edilmiştir.
Ayrıca bu
durumda iade edilecek KDV’nin, ihracata genel vergi oranı uygulamak suretiyle
bulunacak tutardan, DİİB kapsamında girdi temininde ödenmeyen KDV tutarının
düşülmesi suretiyle bulunan tutarı aşamayacağı açıklanmıştı.
Yukarıdaki
bölümde belirtildiği gibi, DİİB kapsamında yurt içinden tecil-terkin uygulanmak
suretiyle KDV ödenmeden ham ve yardımcı madde satın alınabileceği gibi, yurt
dışından da KDV ödenmeden ithalat yapılması mümkün olduğundan, KDV Genel
Uygulama Tebliği’nin (IV/A-1.5.) bölümündeki açıklama:
“Bu durumda
iade edilecek KDV tutarı, ihracat bedeli ile DİİB kapsamında KDV ödemeksizin
yurtiçi ve yurtdışından temin edilen girdilerin bedeli arasındaki farka genel
vergi oranı uygulanmak suretiyle bulunacak tutarı aşamaz.”
şeklinde
değiştirilmiştir.
(Kemal OKTAR Yaklaşım / Kasım 2014)
DİİB Kapsamında İhraç Kayıtlı Olarak
Satılan Mallarda KDV İadesi Uygulaması
3065 sayılı Katma
Değer Vergisi Kanunu’nun 11/1-c maddesinde ihraç kayıtlı teslimler dolayısıyla
iade veya tecil olunacak vergi miktarının mükellefin ilgili dönem
beyannamesinde yer alan bilgiler mukayese edilmek suretiyle hesaplanacağı, 213
sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinde de vergi kanunlarının lafzı ve ruhu
ile hüküm ifade edeceği, lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunlarının
hükümleri, konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer
maddelerle olan bağlantısının göz önünde tutularak uygulanacağı hükümleri yer
almaktadır.
Bu durumda Kanun
maddesinde ihraç kayıtlı teslimler dolayısıyla iade veya tecil olunacak vergi miktarının
mükellefin ilgili dönem beyannamesinde yer alan bilgiler mukayese edilmek
suretiyle hesaplanacağı hükmü yer almakta iken, ihraç kayıtlı teslimlerin
mantığına aykırı olarak DİİB kapsamında yapılan alış faturasında gösterilmekle
birlikte, hesaplara intikal etmeyen ve mükellef açısından bir fayda sağlamayan
KDV tutarının iade tutarından tenzil edilerek, ihraç kayıtlı satışlardan
kaynaklanan KDV iade uygulamasına yeni bir boyut kazandırılması kanımızca
mükellef mağduriyetine sebep olacak bir düzenlemedir.
(Serdar GARGI
Serdar CÖMERT Yaklaşım / Kasım 2014)
İhracatçılara mal
teslim eden imalatçılara iade edilecek KDV, ihraç edilen mala ilişkin imalatçı
satış bedeline göre hesaplanan vergiden imalatçı aleyhine matrahta meydana
gelen değişikliğe ilişkin verginin düşülmesinden sonra kalan tutardan fazla
olamaz.
(KDV UYGULAMA TEBLİĞİ)
İhraç kaydıyla
teslimlere ait faturanın esas itibarıyla ihracatçı firmanın düzenlediği fatura
tarihinden önceki bir tarihte düzenlenmiş olması gerekir. İmalatçı tarafından
düzenlenen fatura tarihinin; ihracatçı firmanın düzenlediği fatura tarihi veya
fiili ihraç tarihinden sonraki bir tarih olması halinde, 213 sayılı Kanundaki
fatura düzenleme sürelerine uyulması kaydıyla tecil-terkin uygulamasından
yararlanılabilir.
Ancak, bu
durumlar dışında ihraç kaydıyla teslime ilişkin faturanın, fiili ihraç
tarihinden sonraki tarihi taşıması halinde işlemin ihraç kaydıyla teslime
ilişkin şartlar açısından yapılacak inceleme veya YMM raporu ile tespit
edilmesi şartıyla terkin ve/veya iade işlemleri sonuçlandırılır.
(KDV UYGULAMA TEBLİĞİ)
Geçici ihracat
veya hariçte işleme rejimleri çerçevesinde malların yurtdışı edilmesi, kesin
ihracata dönmediği sürece, ihraç kaydıyla teslimler açısından ihracat olarak
kabul edilmez. Diğer bir deyişle kesin ihracı öngörülmeyen mallar için ihraç
kaydıyla teslim uygulaması mümkün değildir.
(KDV UYGULAMA TEBLİĞİ)
8.3. Tecil-Terkin Uygulamasından
Yararlanacak Satıcılar
Tecil-terkin
uygulamasından “imalatçı” vasfını haiz satıcılar yararlanabilir.
İmalatçının;
- Sanayi siciline
kayıtlı ve sanayi sicil belgesini haiz olması veya Gıda Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığından alınmış çiftçi kayıt belgesi, gıda işletmesi kayıt belgesi ve
işletme onay belgelerinden (üretici belgesi) herhangi birine sahip olması, (Bu
belgeler sonraki bölümlerde “imalatçı belgesi” olarak anılacaktır.)
- İlgili meslek
odasına kayıtlı bulunması,
- Üretimin
yapıldığı dönemde yürürlükte bulunan Sanayi Sicil Tebliğlerinde öngörülen
sayıda işçi çalıştırması ve gerekli araç parkına sahip olması veya kapasite
raporundaki üretim altyapısına sahip olması,
gerekmektedir.
(KDV UYGULAMA TEBLİĞİ)
İmalatçı
belgesinde yer alan üretim kapasitesine göre imal edilebilecek mallar ile bu
kapsamda fason olarak imal ettirilen mallar için tecil-terkin uygulamasından
yararlanılabilir.Dolayısıyla, imalatçı belgesindeki üretim konusu malların
tamamının fason olarak imal ettirilmesi, ihraç kaydıyla teslime engel değildir.
Fason hizmet, bir malın mülkiyet ve tasarruf hakkının devralınmaksızın ücreti
karşılığı belirli işlemlere tabi tutularak/işlemlerden geçirilerek, tasarruf
veya mülkiyet hakkı sahibine iade edilmesidir.
(KDV UYGULAMA TEBLİĞİ)
İhracatçı, ihraç
kaydıyla aldığı malı imalatçının teslim ettiği şekilde ihraç etmelidir. İhraç
kaydıyla teslim edilen malın eklentisi veya ayrılmaz parçası niteliğindeki
mallar ile ihraç malı için ambalaj maddesi veya malzemesi olarak kullanılan
malların 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında teslimi mümkündür.
Ancak, bu malların tesliminde tecil-terkin uygulanabilmesi için, asıl malın
3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında tecil-terkin uygulanarak satın
alınması ve yurtdışındaki müşteri adına düzenlenen faturada ve gümrük
beyannamesinde asıl malla birlikte bu nitelikteki malların da yer alması
gerekir.
Örnek 1: İhracatçı (A)'nın yurtdışındaki
müşterisinin siparişi üzerine, (B) fabrikasından ihraç kaydıyla teslim aldığı
şasi kamyona, (C) fabrikası tarafından da ihraç kaydıyla teslim edilen kasa
monte edilmiştir.
İhracatçı (A)'nın
yurtdışındaki müşterisi adına düzenlediği faturada şasi kamyon ile kasanın ayrı
ayrı gösterilmesi ve bu malların gümrük beyannamesinde belirtilen şekilde ve
imalatçıların ad ve unvanıyla yer alması halinde, söz konusu malların Kanunun
(11/1-c) maddesi kapsamında işlem görmesi mümkündür.
Örnek 2: (A) A.Ş. imalatçı firmadan satın
aldığı gömlekleri, kendisi ambalajlayarak ihraç etmektedir. Ancak ambalaj
maddelerini, bir başka imalatçı firmadan satın almaktadır.
Bu örnekte yer
alan gömleklerin teslimlerinde hesaplanan KDV için tecil-terkin uygulaması
kapsamında işlem yapılır. Ayrıca ambalaj maddelerini imal edip (A) A.Ş. ne
satan firma da bu işlem ile ilgili olarak tecil-terkin uygulamasından
yararlanır. Çünkü ambalaj maddesi, ihracatçı firmanın ihraç ettiği malın
(gömleğin) eklenti ve ayrılmaz parçası niteliğindedir.
Örnek 3: Asıl üretim konusu porselen
yemek takımı üretimi olan (A) Porselen İmalat A.Ş., üretimini yaptığı porselen
takımları iç ve dış piyasalara satmaktadır. Üretimini yaptığı porselen
takımların kırılmasını önlemek için, bunları (B) Ambalaj Ltd. Şti. den temin
ettiği özel paletlerle ambalajlayarak ihraç etmekte ve söz konusu ambalaj
bedellerini ihracat faturasında ayrıca göstererek yurtdışındaki müşteriye
yansıtmaktadır.
(A)’nın,
mamullerin ambalajlanmasında kullandığı özel paletleri, ihracata konu mamulün
ihraç kaydıyla satın alınmaması nedeniyle, (B)’den ihraç kaydıyla satın alması
mümkün değildir.
İhraç edilecek
asıl malın istisna kapsamında satın alınması halinde, ambalaj maddeleri ve
malzemeleri de dahil olmak üzere bu malın eklentisi veya ayrılmaz parçası
niteliğindeki malların alımında, 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi
kapsamında işlem yapılabilir.
Örnek: (A) Sektörel Dış Ticaret Şirketi
ihracatını yaptığı taze sebze ve meyveyi Gelir Vergisi Kanununa göre gerçek usulde
vergilendirilmeyen çiftçilerden, ambalaj maddelerini ise KDV mükelleflerinden
satın almaktadır.
İhracata konu
asıl mal olan sebze ve meyvenin teslimi 3065 sayılı Kanunun (17/4-b) maddesine
göre vergiden müstesnadır ve bu teslimde tecil- terkin hükümlerinin uygulanması
söz konusu değildir. Ancak bu husus ihraç edeceği malların ambalajlanmasında
kullanacağı ambalaj maddelerinin Şirkete tesliminde tecil-terkin uygulanmasına
engel değildir.
(KDV UYGULAMA TEBLİĞİ)
İhraç Kaydıyla Tecil/Terkin Kapsamında Alınan
Mallar Konsinye Olarak İhraç Edilebilir mi?
Yukarıda yapılan
açıklamalardan da fark edileceği üzere, ihracatçıların Kanun’un 11/1-c
maddesinde düzenlenen tecil/terkin sistemi kapsamında KDV ödemeksizin satın
aldıkları malları konsinye olarak ihraç etmelerine engel olacak herhangi bir
düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla, ihracatçıların söz konusu tecil/terkin
sistemi kapsamında KDV ödemeksizin satın aldıkları malları konsinye olarak
ihraç etmeleri mümkün bulunmaktadır. İhraç kaydıyla alınan malların konsinye
olarak ihraç edilmesinin, tecil/terkin ve iade işlemlerine herhangi bir etkisi
bulunmamaktadır. İhraç kaydıyla teslim edilen malların ihracatçılar tarafından
teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren 3 ay içinde konsinye olarak
ihraç edilmesi halinde, söz konusu malların yurt dışında satıldığı tarihe
bakılmaksızın KDV Kanunu’nun 11/1-c maddesi çerçevesinde tecil, terkin ve iade
işlemlerinin yapılması gerekmektedir.
Yılmaz SEZER (Yaklaşım / Şubat 2014)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder