Limited Şirketlerde Öne Çıkan Toplantı ve Karar Nisapları
I- GİRİŞ
6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu(1)’nda, limited şirketlerde bazı toplantı ve karar nisapları için temel yenilikler öngörülmüş, bazılarında ise esas da 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu hükümlerine bağlı kalınmış olmakla birlikte birtakım yeniliklere yer verildiği gözlemlenmiştir. Getirilen yeniliklerden bir tanesi limited şirketin anonim şirketlerde olduğu gibi tek gerçek veya tüzel kişi tarafından kurulabiliyor olmasıdır. Daha önce ikiden az olamayan ortak sayısı bire indirilmiş böylelikle genel kurul ve müdür(ler) için toplantı ve karar yeter sayılarında kapsamlı değişiklik gerçekleştirilmiştir. Nitekim mülga Kanun’da genel kurulda olağan karar alma sürecinde ortak sayısının yirmiden az fazla veya fazla olması önem taşırken yeni kanun ile birlikte bu ikili ayrıma son verilmiş ve genel kurul kararları için salt çoğunluk aranmıştır. Yine 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu’nda yer almayıp ilk kez yeni madde ihdas edilerek 6102 sayılı Kanun ile şirket işletme konusunun değiştirilmesi, esas sermayenin artırılması, şirket merkezinin değiştirilmesi, bir ortağın şirketten çıkarılması gibi konular için nisaplar düzenlenmiştir.
2012 yılının Temmuz ayında yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile limited şirketler için öngörülen toplantı ve karar nisapları günün gereklerine uygun olarak düzenlenmiştir. Bir taraftan eski Kanun’da yer alıp eleştirilen bazı hükümler değiştirilmiş diğer taraftan da yeni hükümler getirilerek limited şirketlerin daha fonksiyonel çalışması amaçlanmıştır. Örneğin şirket genel kurullarının ve müdürler kurulu toplantılarının elektronik ortamda yapılabilmesi, genel kurulda sirküler kararların alınabiliyor olmasıdır.
İşte bu çalışmamızda pratik bilgi sağlayacağı düşüncesiyle, 6102 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde limited şirketler için önem arzeden, toplantı ve karar nisapları üzerinde durulacak olup, yeni Kanun’un daha iyi anlaşılabilmesi açısından da konu, yeri geldikçe 6762 sayılı eski Kanun hükümleri ile karşılaştırmalı olarak ele alınacaktır.
II- LİMİTED ŞİRKETLERDE TOPLANTI VE KARAR NİSAPLARI
A- GENEL NİSAP (TK MD. 620)
Limited şirketlerde kanun veya esas sözleşmede aksi öngörülmediği takdirde seçim kararları dahil, tüm genel kurul kararları toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile alınır.
6762 sayılı mülga Kanun’da ortak sayısının yirmiden fazla olduğu limited şirketlerde, kanunda veya esas sözleşmede, aksine daha ağır nisap öngörülmüş bulunan haller hariç, sermayenin en az dörtte birini(1/4) karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığı şartı aranmaktaydı. Birinci toplantıda bu nisabın bulunmaması halinde ikinci toplantıda nisap aranmamaktaydı. Ortak sayısı yirmi ve daha az olan şirketler ile ortak sayısı yirmiden fazla olan şirketlerde karar çoğunluğu ödenmiş esas sermayenin yarısından fazlasını temsil eden ortakların olumlu oylarıdır.
B- ŞİRKET MERKEZİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ (TK MD. 621/1-f)
Genel kurulda şirket merkezinin değiştirilmesine ilişkin genel kurul kararları, temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde alınabilir.
6762 sayılı Kanun’da şirket merkezinin değiştirilmesine ilişkin bir hüküm bulunmamaktaydı.
C- İŞLETME KONUSUNUN DEĞİŞTİRİLMESİ (TK MD. 621/1-a)
Genel kurulda şirketin işletme konusunun değiştirilmesine ilişkin genel kurul kararları, temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde alınabilir.
6762 sayılı Kanun’da işletme konusunun değiştirilmesine ilişkin bir hüküm bulunmamaktaydı.
D- TÜR DEĞİŞTİRME(TK MD. 189)
Limited şirketlerde tür değiştirme kararı sermayenin en az 3/4’ne sahip bulunmaları şartıyla, ortakların 3/4’nün kararıyla alınır.
6762 sayılı Kanun’da bu hükmün karşılığı bulunmamakta olup ilk kez 6102 sayılı Kanunla yürürlüğe girmiştir.
E- BİRLEŞME VE BÖLÜNME (TK MD. 151, 173)
Limited şirketler genel kurulunda birleşme ve bölünme kararı alınabilmesi için sermayenin en az 3/4’nü temsil eden paylara sahip bulunmaları şartıyla, tüm ortakların 3/4’nün olumlu oyları gerekmektedir.
6762 sayılı Kanun’da bu hükmün karşılığı bulunmamakta olup ilk kez 6102 sayılı Kanunla yürürlüğe girmiştir.
F- ESAS SERMAYENİN ARTIRILMASI (TK MD. 621/1-d)
Genel kurulda şirketin esas sermayesinin artırılabilmesine ilişkin genel kurul kararları, temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde alınabilir.
6762 sayılı Kanun’da esas sermayenin artırılmasına ilişkin bir hüküm bulunmamaktaydı.
G- ESAS SERMAYENİN AZALTILMASI (TK MD. 592)
Kanun’da anonim şirketlerin esas sermayenin azaltılmasına ilişkin hükümleri limited şirketlere kıyas yoluyla uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Şirket sermayesinin azaltılmasına ilişkin esas sözleşme değişikliği kararları, sermayenin en az yüzde yetmişbeşini oluşturan pay sahiplerinin veya temsilcilerinin olumlu oylarıyla alınır. İlk toplantıda bu nisap bulunmaması halinde ikinci toplantıda da aynı nisap aranır. Hüküm eski Kanun’daki şekliyle yeni Kanun’da yerini almıştır.
H- İMTİYAZLI PAY OLUŞTURULMASI VE ESAS SERMAYE PAYLARININ DEVRİNİN SINIRLANDIRILMASI, YASAKLANMASI YA DA KOLAYLAŞTIRILMASI İLE RÜÇHAN HAKKININ SINIRLANDIRILMASI YA DA KALDIRILMASI (TK MD. 621)
İmtiyazlı pay oluşturulması ve esas sermaye paylarının devrinin sınırlandırılması, yasaklanması yahut kolaylaştırılması ile rüçhan hakkının sınırlandırılması ya da kaldırılmasına ilişkin genel kurul kararı, temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde alınabilir.
I- MÜDÜRLERİN VE ORTAKLARIN BAĞLILIK YÜKÜMÜNE VEYA REKABET YASAĞINA AYKIRI FAALİYETTE BULUNMALARINA ONAY VERİLMESİ (TK MD. 621)
Limited şirket müdürlerinin ve ortaklarının, bağlılık yükümüne ve rekabet yasağına aykırı faaliyette bulunmalarına onay veren genel kurul kararı, temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde alınabilir.
İ- BİR ORTAĞIN HAKLI SEBEPLERLE ŞİRKETTEN ÇIKARILMASI AMACIYLA MAHKEMEYE BAŞVURULMASI VE BİR ORTAĞIN ŞİRKET SÖZLEŞMESİNE DAYANILARAK ŞİRKETTEN ÇIKARILMASI (TK MD. 621)
Limited şirketlerde bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması ve bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebepten dolayı şirketten çıkarılmasına ilişkin genel kurul kararı, temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde alınabilir.
J- TASFİYE VE TASFİYEDEN DÖNME KARARI (TK MD. 643, 529, 548)
6102 sayılı Kanun’un 643. maddesinde limited şirketlerin tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. Ayrıca ticaret sicili Yönetmeliği’nin 104. maddesinde anonim şirketlerin sona ermelerine, tasfiyelerine ve tasfiyeden dönmelerine ilişkin 86 ila 89. madde hükümleri limited şirketlere de uygulanır denilmiştir.
Buna göre limited şirketin tasfiyesi kararı, toplam sermayenin yüzde 75’ini temsil eden pay sahiplerinin veya temsilcilerinin olumlu oylarıyla alınır. Böylece hem toplantı hem de karar nisabı belirlenmiştir. İlk toplantıda bu nisabın bulunmaması halinde yapılacak ikinci toplantıda da aynı nisap aranır.
6762 sayılı Kanun’da tasfiye kararı için şirket sermayesinin en az 2/3’üne malik olan pay sahiplerinin veya temsilcilerinin hazır bulunarak bu kararın alınması öngörülmüştür. İlk toplantıda bu nisabın sağlanamaması halinde ikinci toplantının yapılabilmesi için esas sermayenin yarısına malik olan pay sahipleri veya temsilcilerinin hazır bulunması şartı aranmaktaydı.
Şirket süresinin dolmasıyla veya genel kurul kararıyla sona ermiş ise, pay sahipleri arasında tasfiyeden dönme kararı alınabilir. Bu karar, şirket sermayesinin en az yüzde 60’ını oluşturan pay sahiplerinin olumlu oylarıyla alınır. Bu kararın alınabilmesi için şirket malvarlığının dağıtımına başlanılmamış olması gerekmektedir. Tasfiyeden dönme kararının tescil ettirilmesi gerekmektedir. Tescil başvurusunda tasfiyeden dönelmesine ilişkin genel kurul kararının noter onaylı örneği ile şirketin malvarlığının pay sahipleri arasında henüz dağıtılmaya başlanılmadığına ilişkin tasfiye memurları tarafından hazırlanan raporun ticaret sicili müdürlüğüne verilmesi gerekmektedir.
Tasfiyeden dönme konusu ilk kez 6102 sayılı Kanun’da düzenlenmiştir. Bu kararın alınması için kanunda nitelikli çoğunluk aranmıştır. Esas sözleşme ile daha ağır yetersayı öngörülebilir.
K- ŞİRKETİN FESHİ KARARI (TK MD. 621)
Limited şirketin feshine ilişkin genel kurul kararı, temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde alınabilir.
L- ŞİRKET SÖZLEŞMESİ DEĞİŞİKLİĞİ (TK MD. 589)
Kanun’un ilgili maddesi uyarınca limited ortaklık sözleşmesinde yer alan hükümler esas sermayenin 2/3’ünü temsil eden ortakların kararıyla değiştirilir. Yasa koyucu sözleşme değişikliklerinde sadece karar nisabını düzenlemiş, toplantı nisabından söz etmemiştir. Buna göre genel kurul nisap aranmaksızın toplantıya başlayıp görüşmeye geçebilecektir. Ancak karar alınabilmesi için esas sermayenin üçte ikisini temsil eden ortakların oyu gerektiğinden, pratik olarak şirket sözleşmesi değişikliklerinde toplantı nisabının sermayenin üçte ikisi olduğu söylenebilir.
M- SİRKÜLER (ELDEN DOLAŞTIRMA YOLUYLA ALINAN) KARARLARDA NİSAP (TK MD. 617/4)
6102 sayılı Kanun limited şirketlerde genel kurulun toplantı yapmaksızın, bir ortağın gündem maddesi belirterek yaptığı öneriyle diğer ortakların yazılı oylarının alınması suretiyle de karar almasına olanak sağlamıştır. Bu tür kararların geçerli olması için aranan şart önerinin tüm ortakların onayınasunulmuş olmasıdır.
Bu hüküm ilk kez yeni kanunla düzenlenmiştir. Anonim şirket yönetim kurulu kararları için öngörülmüş bulunan bu hüküm limited şirkette genel kurul kararlarının alınması amacıyla öngörülmüştür. Sirküler karar limited şirketler genel kurul kararlarının alınmasında büyük bir ihtiyaca cevap verebilir.
III- SONUÇ
Limited şirketlerde aranan toplantı ve karar nisapları 6762 sayılı Kanun’da ayrıntılı olarak ele alınmazken yeni Kanun’da yeni maddeler ihdas edilerek düzenlenmiştir. Örneğin tasfiyeden dönme hususu yasal zemine oturtturularak limited şirketler için pratikte karşılaşılan sorunların çözümü adına önemli bir adım atılmış olunmaktadır. Yine aynı şekilde anonim şirket yönetim kurulları için söz konusu olan sirküler karar, limited şirket genel kurulu için de uygulanabilir olmuş, böylelikle şirket faaliyetlerine işlerlik kazandırılması amaçlanmıştır(2).
* Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müfettişi
(1) 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(2) KAYNAKÇA: Sami KARAHAN, Şirketler Hukuku, Mimoza Yayınları, Konya 2012; Hasan PULAŞLI, Yeni Şirketler Hukuku Genel Esaslar, Adalet Yayınevi, Ankara 2012; Gönen ERİŞ, Anonim Şirketler Hukuku,Seçkin Yayınevi, Ankara 1995
(Serbay MORAYYaklaşım / Mart 2016)
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, şirket sözleşmesine ortağın şirketten çıkarılabileceği sebeplere dair bir hükmün konulmasına izin vermektedir. Bu hüküm kuruluş aşamasında şirket sözleşmesine konulabileceği gibi, sonradan sözleşme değişikliğine gidilerek de tesis edilebilir. Bir ortağın şirketten çıkarılma sebeplerinin sonradan şirket sözleşmesine konulabilmesine dair sözleşme değişikliği için, şirket sermayesini temsil eden tüm ortakların genel kurul toplantısında hazır bulunması ve oy birliği ile karar alması gerekir.
Ancak, ortaklıktan çıkarma için sözleşme hükmünün bulunması zorunlu bir koşul değildir. Şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa yahut sözleşmede yer alan sebepler arasında yer almasa dahi, haklı bir sebebin ortaya çıkması durumunda, şirket, ortaklıktan çıkarma davası açabilir. Bu bağlamda, limited şirket kurucularının ve ortaklarının şirket sözleşmelerine ortaklıktan çıkarma yönünde hüküm konulmasını değerlendirmeleri, şirket içi huzurun tesisi açısından faydalı olacaktır.
(Soner ALTAŞ Yaklaşım / Mart 2016)
LİMİTED ŞİRKET PAYLARININ DEVRİNDE GENEL KURUL ONAYI KALDIRILABİLİR Mİ?
6102 sayılı
Türk Ticaret Kanunu’na göre, limited şirketlerde esas sermaye payının devrinin
ve devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı şekilde yapılması ve tarafların
imzalarının noterce onanması şarttır. TTK, bu yükümlülük yanında, devrin
şirkete karşı geçerlilik kazanabilmesi için kural olarak genel kurulun onayını
aramaktadır. Ancak, genel kurulun onayına ilişkin bu düzenleme emredici
değildir. Şirket sözleşmesine konulacak hükümlerle genel kurulun onayı belirli
bazı hallere özgülenebilir veya kaldırılabilir. Şirket sözleşmesine, esas
sermaye paylarının devrinde genel kurulun onayının aranmayacağı, devrin
kurulmasıyla gerçekleşeceği şeklinde bir hüküm konulduğu takdirde, miktarı ve
oranı ne olursa olsun esas sermaye paylarının devrinde genel kurul onayı
aranmaz, noter huzurunda yapılacak devir sözleşmesi ile devir gerçekleşmiş
olur.
Şirket
sözleşmesinde böyle bir hüküm yoksa, devrin genel kurulca onaylanması şart
olur. Dolayısıyla, limited şirket esas sermaye paylarının devrine ilişkin
olarak noter onaylı sözleşme dışında bir yükümlülüğün bulunmamasını arzu eden
limited şirket ortakları, genel kurul olarak toplanıp şirket sözleşmesi
değişikliğine karar vererek genel kurul onayını kaldırabilirler. Ya da,
şirketin kuruluşu aşamasında, kurucu ortaklar anlaşarak bu yönde bir hükmü
şirket sözleşmesine koyabilirler. Ancak, bu hususu karara bağlamadan önce,
konunun bütün ortakların katılımıyla müzakere edilmesi, şirketin ortaklık
yapısına ve ortaklar arasındaki uyuma getireceği olumlu ve olumsuz yanların
tartışılması faydalı olacaktır. Şirketin yabancılaşmasını istemeyen ve pay
devirlerini kontrollü olarak gerçekleştirmek isteyen şirketlerin ise bu tür bir
hükme şirket sözleşmelerinde yer vermekten kaçınmaları gerekir.
(Soner ALTAŞ VSD Şubat 2015)
Limited
Şirket Pay Bedelini İfada Temerrüde Düşülmesi Ve Iskat(•)
6102 sayılı
Türk Ticaret Kanunu’na göre, limited şirket ortakları tarafından taahhüt edilen
esas sermaye payların bedellerinin ödenmesi, tek ise müdür, birden fazla iseler
müdürler kurulu tarafından istenir. Müdür veya müdürler kurulu, eğer
şirket sözleşmesinde ödemeye çağrıya ilişkin özel bir düzenleme var ise, buna
uygun olarak esas sermaye pay bedellerinin ödenmesini ister. Şirket
sözleşmesinde hüküm yok ise, esas sermaye paylarının bedelleri ortaklardan ilân
yoluyla istenir. İlânda, ödenmesi istenen sermaye borcunun oranı veya
tutarı ile ödeme tarihi ve ödemenin nereye yapılacağı açıkça belirtilir.
Taahhüt ettiği pay bedelini süresi içinde yerine getirmeyen ortak, ihtara gerek
olmaksızın, temerrüt faizi öder. Müdür veya müdürler kurulu, temerrüt faizi
ödeme yükümü yanında, mütemerrit ortağı iştirak taahhüdünden ve yaptığı kısmî
ödemelerden doğan haklarından yoksun bırakabilir ve söz konusu esas sermaye
paylarını satıp yerine başkasını alabilir.
(Soner ALTAŞ Yaklaşım / Eylül 2014)
Limited
Şirketlerde Ek Ödeme Yükümlülüğü
Mülga
Kanun’un aksine yeni Kanun ile limited şirketlerde ortaklar için açıkça ek
ödeme yükümlülüğü öngörülmüştür. Esas olarak ortaklar şirkete karşı sadece
taahhüt ettikleri sermaye ile sorumlu olmakla birlikte belirli şartların
varlığı halinde ortaklardan ek ödeme talep edilebilmesi öngörülmüştür. Genel
bir anlatımla ek ödemeyi gerektiren zararın şirket kaynakları ile
karşılanabilir hale gelmesi durumunda ortakların yapmış oldukları ilave
tutarların ortaklara geri ödenmesine imkan sağlanmış, bunun yanında, ortak
tarafından yerine getirilen ek ödeme tutarının kâr payının hesaplanmasında
itibari değere eklenmesine de cevaz verilmiştir. Böylece ek ödentiler kâr payı
ödemesinde sermaye ile aynı statüde kabul edilmiş, böylece ek ödemede bulunan
ortağın bu yükümlülüğü yerine getirmeyen ortağa nazaran daha fazla kâr payı
elde edebilmesi mümkün kılınmıştır.
(Özdem SATICI TOPRAK Yaklaşım / Ağustos 2014)
LİMİTED
ŞİRKETLERDE ORTAKLARA TANINAN HAKLAR:
Limited
şirket ortaklarına YTTK’da tanınan hakları üç kategoride değerlendirmek
mümkündür. Bunlar; mali haklar, katılma
hakları ve dava açma haklarıdır. Mali haklar, kar payı alma hakkı, tasfiye
payına iştirak hakkı, bedelsiz pay edinme hakkı, yeni paylarda rüçhan hakkı,
hazırlık dönemi faizi alma hakkı ve tesislerden yararlanma hakkı; katılma
hakları, genel kurul toplantılarına katılma hakkı, oy kullanma hakkı, bilgi
alma ve inceleme hakkı, özel denetim isteme hakkı, eşit işlemi isteme hakkı;
dava açma hakları ise genel kurul kararları aleyhine iptal davası açma hakkı,
şirketin feshi için mahkemeye başvurma hakkı, ortaklıktan çıkma hakkı,
ortaklıktan çıkmaya katılma hakkı, müdürlerin yönetim ve temsil yetkisinin geri
alınması veya sınırlandırılması için dava açma hakkı, şirket kurucuları,
müdürler ve tasfiye memurları hakkında sorumluluk davası açma hakkı şeklinde
sıralanabilir. Bu hakları ihlal eden, sınırlandıran veya ortadan kaldıran ya da
kullanımını kısıtlayan veya güçleştiren genel kurul ve müdür/müdürler kurulu
kararları butlandır. Belirtilen nitelikteki
kararlar hakkında şirket ortakları herhangi bir süreye bağlı kalmaksızın şirket
merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde tespit davası
açabilecektir.
(Mustafa YAVUZ- Gümrük ve Ticaret Baş Müfettişi-Vergi Sorunları
Dergisi Ocak 2014)
LİMİTED ŞİRKETLERDE PAY
DEVRİ NASIL YAPILIR?
6102
sayılı Türk Ticaret Kanunu, limited şirketlere, pay senedi çıkarma konusunda
seçimlik iki hak tanımış, dileyen limited şirketlere, ETK’da olduğu üzere ispat
aracı şeklinde pay senedi çıkarma, dileyen limited şirketlere de nama yazılı
pay senedi bastırma imkanı tanımıştır. Ancak, limited şirket tarafından nama
yazılı senet çıkarılması, paya devir ve dolayısıyla dolaşım kolaylığı
sağlamamaktadır. Bu nedenle, limited şirket tarafından ispat aracı şeklinde
veya nama yazılı pay senedi çıkarılmış olsa dahi, limited şirket esas sermaye
paylarının noter huzurunda imzalanan bir devir sözleşmesi ile devredilmesi
gerekir.
TTK,
eski Kanunda olduğu üzere, devrin şirkete karşı geçerlilik kazanabilmesi için
kural olarak genel kurulun onayını aramaktadır. Ancak, genel kurulun onayına
ilişkin bu düzenleme emredici değildir. Şirket sözleşmesine konulacak
hükümlerle genel kurulun onayı hafifletilebilir, belirli bazı hallere
özgülenebilir ya da kaldırılabilir. Şirket sözleşmesinde böyle bir hüküm yok
ise, devrin genel kurulca onaylanması şart olur. Genel kurulca onaylandıktan
sonra da pay devirleri şirketin pay defterine kaydedilir. Ayrıca, şirket müdürü
veya müdürler kurulu, otuz gün içinde esas sermaye paylarının devirlerinin
tescil edilmesi için, ticaret sicili müdürlüğüne başvurur. Dolayısıyla, limited
şirket ortaklarının esas sermaye paylarını devrederken 6102 sayılı Türk Ticaret
Kanunu’nda ve ikincil düzenlemelerde yer alan hükümleri göz önünde
bulundurmaları, şirketin tescil için bildirimde bulunmaması durumunda ticaret
sicili müdürlüğüne başvurmaları; limited şirket müdürlerinin ise devrin
onaylanmasına ilişkin prosedürü harfiyen uygulamaları ve devre ilişkin pay
defterine kayıt ve ticaret siciline tescil yükümlülüklerini zamanında ve
eksiksiz olarak yapmaları menfaatlerine olacaktır.
Soner
ALTAŞ Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Başmüfettişi (Vergi Dünyası Ocak 2014)
Limited
Şirketlerde Esas Sermaye Payının Geçişi Halleri
Limited şirketlerde esas sermaye
payının devri mümkün olmakla birlikte bu işlem bazı şartlara tabidir. Devir
işleminin mümkün olabilmesi için en öncelikli şart devrin şirket sözleşmesinde
yasaklanmamış olmasıdır. Böyle bir yasaklama mevcut değil ise devrin paya ait
tüm yükümlülük ve hakları gösterecek ve imzaların noterce onaylandığı yazılı
bir devir sözleşmesi ile yapılması gerekmektedir.
Esas sermaye payının geçişi için
gereken şartlar oluştuktan ve devir işlemi onaylandıktan sonra, şirket müdürü
(veya müdürleri) tarafından durumun tescili için ticaret sicil müdürlüğüne
başvurulması gerekmektedir. Şayet bu başvuru otuz gün içinde yapılmamış ise
ayrılan ortak adının bu paylarla ilgili olarak silinmesi amacıyla aynı
müdürlüğe başvurabilecektir. Bu gibi hallerde sicil müdürü şirkete payı iktisap
edenin adının bildirilmesi için uygun bir süre verecektir.
Özdem SATICI TOPRAK (Yaklaşım / Aralık 2013)
LİMİTED ŞİRKETLERDE TEMSİL
6102
sayılı Türk Ticaret Kanunu şirketin temsili konusunda eski kanundan farklı
önemli bazı düzenlemeler getirmiştir. Söz konusu düzenlemelere göre limited
şirketlerde temsile ilişkin önemli hususları aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz.
1-
Limited şirketlerde temsil yetkisinin mutlaka şirket sözleşmesinde belirtilmesi
gerekir. Şirket sözleşmesinde hüküm bulunmaması limited şirket ortaklarına hep
birlikte temsil yetkisini vermez.
2- Temsil
yetkisi ortaklara verilebileceği gibi ortak olmayanlara da verilebilir.
3- Temsil
yetkisi verilen kişi şirketin amaç ve konusuna giren her türlü işlemde
bulunabilir ve şirket temsilcinin yaptığı bu işlemler şirketi bağlar. Şirketin
amaç ve konusuna girmeyen işlemler ise ancak karşı tarafın iyiniyetli
olmadığının şirket tarafından ispatlanması halinde şirketi bağlamaz.
4-
Limited şirketlerde temsil yetkisi ancak şube/merkez işleri ve birlikte temsil
olarak sınırlandırılabilir. Diğer sınırlandırmalar iyiniyet sahibi üçüncü
kişilere karşı hüküm ifade etmez.
5-
Limited şirketlerde Borçlar Kanununda tanımlanan ticari mümessil genel kurul
kararıyla atanabilir. Şirketin müdür ve müdürler kurulu şirket sözleşmesindeki
hükme göre yönetim ve temsil yetkisi verilen ortaklar hariç temsil yetkisi
verilenleri görevden uzaklaştırabilir.
LİMİTED ŞİRKETLERDE ORTAKLAR GENEL KURULU YETKİLERİNİ
ŞİRKET MÜDÜRLERİNE DEVREDEBİLİR Mİ?
Türk Ticaret Kanunu’na göre, şirket sözleşmesini
değiştirme; müdürleri tayin ve azletme; denetçileri tayin ve azletme; kâr/zarar
hesabı ile bilançoyu tasdik ve safî kârın kullanma şeklini tayin etme;
müdürleri ibra etme; payların bölünmesi hakkında karar verme; kuruluş veya
yönetim işlerinden dolayı şirketin kendi organlarına veya münferit ortaklara
karşı haiz olduğu tazminat taleplerini ileri sürme yetkileri sadece limited
şirket ortaklar genel kurulunun tekelinde olup, bu yetkilerin şirket
müdürlerine ya da başka bir organa devredilmesi mümkün değildir. Kanun, ayrıca,
pay devrinin pay defterine kaydedilebilmesi; infisahın önlenmesi amacıyla
aleyhinde takibat yapılan ortağın şirketten çıkarılması; haklı sebeplerden
dolayı bir ortağın şirketten çıkarılmasının mahkemeden talep edilmesi;
ortakların sorumluluklarının genişletilmesi; infisahın tescilinden önce payın
iflas idaresi veya icra dairesi marifetiyle ve açık artırma yoluyla satılması
ya da pay kendisine ihale olunan kimsenin yeni bir ortak olarak şirkete
girmesi; infisahın tescilinden önce, payın, başka bir ortak veya üçüncü şahıs
tarafından devralınması için de karar alma yetkisini ortaklar genel kuruluna tanınmıştır.
Öte yandan Kanun’da, ortakların koymayı taahhüt
ettikleri sermayeye mahsuben ödeyecekleri paraların ödeme gününü tespit ile
ticari mümessilleri ve bütün ticari işletmeyi idare hakkı verilen ticari
vekilleri tayin etme yetkisi de ortaklar genel kuruluna tanınmış, ancak, şirket
sözleşmesine konulacak bir hükümle bu yetkilerin başka bir organa devredilmesinin
de önü açılmıştır. Şirket sözleşmesinde bu yönde açık bir hüküm bulunmaması
durumunda ise, anılan yetkiler de ortaklar genel kurulu tarafından
kullanılacaktır. Bu itibarla, limited şirket müdürlerinin, ortaklar genel
kuruluna ait devredilemez yetkileri kullanmaktan imtina etmeleri, bu kararların
hükümsüz sayılmasından kaynaklanacak uyuşmazlıkların ortadan kaldırılması
noktasında, menfaatlerine olacaktır.
Soner ALTAŞ (Yaklaşım Aralık 2010)
LİMİTED ŞİRKETLERDE MÜDÜRLERİN AZLİ VE YETKİLERİNİN
KISITLANMASI
Genel kural olarak, limited şirket ortakları, hep
birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idare etmeye ve şirketi temsile
yetkili ve yükümlüdürler. Ancak, şirket sözleşmesi veya ortaklar genel kurulu
kararı ile şirketin idaresinin ve temsilinin ortaklardan bir veya birkaçına
bırakılması mümkündür. TTK, limited şirket sözleşmesi veya ortaklar genel
kurulu kararı ile ortak olmayan müdürlerin de tayin edilmesine imkan
sağlamıştır. Ortak olmayan müdürlerin, yetki ve sorumluluk yönünden, ortak olan
müdürlerden herhangi bir farkları bulunmamaktadır.
Ortak olmayan limited şirket müdürleri, ortaklar
genel kurulunun kararı ile her zaman için azledilebilirler. Azledilen müdürün,
sözleşmeden doğan hakları saklıdır. Ortak olan müdürler konusunda ise Kanun,
müdürün şirket sözleşmesi ile atanması ve ortaklar genel kurulunca seçilmesine
bağlı olarak ikili bir ayrıma gitmiştir. Şirket sözleşmesi ile atanan ve aynı
zamanda ortak olan şirket müdürleri, ortaklar genel kurulu tarafından
azledilemezler, bunların idare hak ve vazifelerinin diğer ortaklar tarafından
sınırlandırılması da mümkün değildir. Ancak, haklı sebeplerin varlığında,
ortaklardan birinin talebi üzerine, mahkeme, şirket sözleşmesi ile atanan
müdürlerin idare hak ve vazifesini sınırlandırılmasına veya geri alınmasına
karar verebilir. Ortaklar genel kurulu kararı ile atanan ve aynı zamanda ortak
olan limited şirket müdürleri ise, ortaklar genel kurulu tarafından
azledilebilirler. Azil kararının, ortakların çoğunluğu ile alınması zorunludur.
Temsil yetkisinin sınırlandırılması, iyi niyetli üçüncü
kişilere karşı hüküm ifade etmez. Bununla birlikte, temsil yetkisinin sadece
şirket merkezinin veya bir şubesinin işlerine ait olduğuna veya müştereken
kullanılmasına dair sınırlamalar üçüncü kişiler hakkında da geçerli olur. Bu
çerçevede, limited şirket ortaklarının, basiretsizlik, ihmal ve kasıt ile
şirketin ve ortakların zararına sebebiyet veren müdürlerin azli ve yetkilerinin
kaldırılması konusunda Kanun’un aradığı koşullara uygun hareket etmeleri ve
ancak haklı bir sebebin varlığında konuyu yargıya taşımaları uygun olacaktır.
Soner ALTAŞ
(Yaklaşım Kasım 2010)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder